Mahkeme tarafından durdurulan Ermeni Konferansı’nın gerçekleştirilme formülünü Adalet Bakanı Çiçek buldu. Çiçek, birkaç ay önce konferansa sert biçimde karşıydı.
Abone olÇiçek’in, durdurma kararının genel olmadığını belirterek, konferansın başka bir üniversitede yapılabileceğini söylemesi üzerine konu çözüldü. BOĞAZİÇİ Üniversitesi’nde dün başlaması beklenen ancak İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nce durdurulan ‘İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları’ konferansı, bu sabah İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde başlıyor. Ortada bir mahkeme kararı olmasına rağmen toplantının yapılabilmesinin formülü ise dün Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten geldi. Çiçek, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin durdurma kararının genel bir karar olmadığını, başka bir üniversite ve mekanda bu toplantının yapılabileceğini söyledi. Hükümetin bu yaklaşımı üzerine toplantının Bilgi Üniversitesi’nde bugün yapılacağı açıklandı. Adalet Bakanı Çiçek, Ankara’da gazetecilere yaptığı açıklamada, şunları söyledi: YAPILAMAZ DEMİYOR ‘Kararı ben de getirttim, gerekçesine de baktım. İkiye, bir verilmiş bir karardır. Bazı avukatların müracaatı üzerine alınmış bu karar. Muhalefet şerhine baktığımızda ‘idari yargının görev alanına girmiyor’ deniyor. Karar veren bir başkan, bir üye ise bu konu ile ilgili olarak bazı belgeleri istemiş. Esastan verilmiş bir karar yok. Bununla, ‘bu toplantı yapılamaz’ diye de bir karar da yok. Sadece iki üniversite aleyhine verilmiş bu karar. İsteniyorsa, bu toplantı bir başka üniversitede başka mekánda yapılabilir demektir. Üniversitelere genel bir yasak, kısıtlama getiren bir durum da sözkonusu değil. Bu karar üniversite ile ilgili verilen ilk karar olması nedeniyle tartışılıyor. İlk kararlar şok kararlardır. Bu karar da tartışılıyor. "TUZAĞA DÜŞMEM" (Siz Ermeni konferansına karşı çıkmıştınız, hálá aynı görüşte misiniz sorusu üzerine) Siyaseten değerlendirme ayrıdır, hukuki değerlendirme ayrıdır. Ben hukuki olan kısmını söyledim. O gün söylediğimden bugüne birçok gelişme ve değişme var. Konunun basına yansıyan şekli var. Bütün bunları dikkate alarak değerlendirme yapmak gerekir. Ben daha önce bu konudaki fikirlerimi açıkladım. Ben o tuzaklara da düşmem, ‘Başbakan böyle diyor, Dışişleri Bakanı böyle diyor, siz ne diyorsunuz, Hükümet’te çatlak..’ O yüzden bu oyunların içine bizi sokmayın. Bu bir hukuki tartışma ise ben de bunun yollarını söyledim.’