İsveç''te yapılan araştırma gemiler batarken önce kadınlar ve çocukların kurtarıldığı inanışının gerçekçi olmadığını ortaya koydu.
Abone olİsveç'te yapılan bir araştıma, gemiler batarken önce kadınların ve çocukların kurtarıldığı inanışının gerçekçi olmadığına işaret ediyor.
Uppsala Üniversitesi'nin 18 gemi faciasının verileri üzerinde yaptığı araştırma, kadınların kurtulma oranlarının daha düşük olduğunu gösterdi.
Rapora göre kaptanlar ve mürettebatın kurtulma oranı yolculara göre çok daha yüksek.
Titanic istisna
Ancak 100 yıl önce batan Titanic bir istisna. Çünkü kaptan bu kurala uymayanları vurmakla tehdit etmişti.
Araştırmada günümüzde ise "Önce kadınlar ve çocuklar" kuralının acil durumlarda normal bir davranış şekli olarak kabul edildiği belirtiliyor.
Ekonomi uzmanları Mikael Elinder ve Oscar Erixson'un araştırması kapsamında 300 yıl içindeki deniz faciaları ve bunlarda ölen 15 bin kişiyle ilgili kayıtlar incelendi.
Uzmanlar, bu facialarda batan gemilerden 16'sıyla ilgili verilen hiç bu açıdan değerlendirilmediğini vurguladı.
Emirlere uyulmadı
Önce kadınlar ve çocukların kurtarılması ilkesine 26 Şubat 1852'de batan İngiliz Birkenhead askeri nakliye gemisi öncülük etti. Ancak sonraki facialarda tahliye operasyonlarında kadınlar geride kaldı.
Birkenhead'de subayların ailesinden yaklaşık 20 kişi vardı. Gemide yeterince filika yoktu. Önce kadınlar ve çocukların tahliyesi emredildi. 365 kişinin öldüğü faciada gemideki yedi kadın kurtulan 191 kişinin arasında yer aldı.
1854'te Amerikan SS Arctic gemisi batarken de önce kadınlar ve çocukların kurtarılması emredildi. Ama tahliye operasyonunda kargaşa çıktı ve filikalara mürettebat bindi.
Geminin kaptanı emre uymayanları cezalandırmakla tehdit etti, ama dediğini yapamadı. 227 kişinin hayatını kaybettiği kazada gemideki bütün kadın ve çocuklar öldü. Kurtulan 41 kişinin büyük bölümü gemi personeliydi.
Uzmanlar, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki gemi facialarında kurtulma oranlarında kadınlarla erkekler arasındaki farkın azaldığını belirtiyor. Bu durum, modern toplumda kadının statüsünün yükselmesine bağlanıyor.