BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,34
ALTIN 2.842,20
HABER /  GÜNCEL

'Önce işgal, talepler sonra'

Sloven felsefeci dün Guardian gazetesinde yer alan makalesinde Wall Street'ten Madrid'e oradan Londra'ya uzanan ve dünyanın bir çok ülkesinde ve kentinde devam eden işgal eylemlerine ilişkin yorumda bulunuyor.

Abone ol

Marksist felsefeci ve kültür kuramcısı Slavoj Zizek, dün Guardian gazetesinde yayımlanan makalesinde Wall Street'ten Madrid'e oradan Londra'ya uzanan ve dünyanın bir çok ülkesinde ve kentinde devam eden işgal eylemlerine ilişkin yorumda bulunuyor.

Zizek, Wall Street'teki kamp alanını ay başında ziyaret ederek bir konuşma yapmıştı.

Guardian'daki makalesi de bu konuşmadan izler taşıyor.

Makalenin başlığı "Önce işgal edin, talepler sonra gelir"

Zizek, işgal eyleminin amacı belirsiz diye eleştirildiğini, protestocuların bir sonraki adımları üzerinde düşünmeleri ama düşman bölge üzerine tartışmalardan kaçınmaları gerektiğini savunuyor.

Muhalif söylemleriyle bilinen Zizek, "Protestocuları bekleyen en büyük tehlike, kendilerine aşık olmaları. Karnavallar ucuza çıkar - ama bunların asıl değerini, ertesi güne ne kaldığı belirler, normal gündelik hayatımızın ne kadar değiştiği... diyor ve bir de çağrıda bulunuyor:

"Protestocular yoğun ve sabırlı çalışmaya gönül vermeliler - onlar bir son değil, başlangıçlar. Temel mesajları şu: bir tabu yıkıldı, mümkün olan en iyi dünyada yaşamıyoruz, başka alternatifleri düşünebiliyoruz hatta buna mecburuz."

Yolsuzluğa sevkeden sistem

"Sorun yolsuzluk ya da açgözlülük değil, sorun sizi yolsuzluk yapmaya sevkeden sistemdir."

"Önümüzde uzun bir yol var ve eninde sonunda gerçekten zor sorulara yanıt vermemiz gerekecek. Bunlar ne istemediğimiz üzerine değil, ne istediğimiz üzerine sorular. Mevcut kapitalizmin yerini hangi toplumsal örgütlenme alabilir? Ne türden yeni liderler istiyoruz?

Zizek, Bill Clinton'ın Wall Street protestolarına tepkisini boks maçında tarafların yumrukları önlemek için birbirine sarılmasına benzetiyor. Clinton'ın protestoların amacını belirsiz diye nitelediğini, belli bir amaca ihtiyacı olduğunu, aksi takdirde başka birilerinin gelip yarattıkları boşluğu dolduracağını savunduğunu anlatıyor ve şu yorumda bulunuyor:

"Bu aşamada direnilmesi gereken ise protestonun enerjisini bir dizi somut, pragmatik talebe dönüştürmemektir. Protestolar hegemonik ideolojide bir boşluk yaratmıştır ama bunu uygun şekilde doldurmak için zamana ihtiyaç vardır çünkü bu gerçek anlamda yeni bir başlangıca gebe bir boşluktur."

Zizek makalesini şu sözlerle tamamlıyor:

"Sessizlik, diyaloğun reddi bizim "terörümüzdür", olması gerektiği kadar kötüye alamet eden ve tehditkardır."