Onca maça gittim böyle zulüm görmedim!
Şu Şükrü Saracoğlu Stadı'nda onca maç izlemişimdir ama böyle bir
zulüm ne gördük, ne yaşadım... Yeğenler tutturdu maça gidelim
diye... Uyduk onların aklına gittik derbiye...
Biri Galatasaraylı 4 kişiyiz...
Malum artık Saracoğlu'nun neredeyse tamamı kombine...
Biz biletli nadir izleyicilerdeniz...
Stada bir saat önceden gittik...
Az, biraz tribün şovu izleyelim diye...
Yerimize oturduk...
Etrafı süzdük...
Yanımızda orta yaşta bir evli çift vardı...
Diğer taraftada 4 kişilik bir aile...
Önümüzde 55-60'ların iki amca oturuyor...
Hemen arkamızda da bir genç bir çift ile bir baba-oğul...
-"İyi... Fanatik filan yok" dedim içimden...
Demez olaydım...
Meğer zulmün göbeğine düşmüşüz haberimiz yokmuş...
Maç başladı, bizim zulüm de başladı...
Arkamızda bir baba-oğul var demiştim ya...
Baba 50'lerinde oğlu da 20'lerinde...
Meğer o baba ne babaymış...
90 dakika bir insan susmaz mı?
90 dakika boyunca hiç olumlu bir kelime etmez mi?
90 dakika boyunca beğendiği hiç bir futbolcu çıkmaz mı?
Allahım! Anlatılacak gibi değildi...
Gökhan yerden sert bir orta yapıyor, baba bağırıyor;
-"Ulan öyle orta mı kaldı. Artık havadan falsolu ortalar yapılıyor.
Sen nerde yaşıyorsun..."
Kezman hava topuna çıkıyor, iki futbolcunun arasından;
-"Ulan iki kişinin arasına girip kafa topuna çıkan forvet mi kaldı.
Az futbol öğren, starları seyret..."
Alex, Galatasaraylı 3 futbolcunun presini yiyor;
-""Ulan pres yiyince ayağında top tutan adam mı kaldı..."
Yani ona göre sahadaki herşey yanlış...
Öyle kendi kendine söylense dert değil...
Tam arkamda...
Kulağımın dibinde...
Ve avazı çıktığı kadar bağırıyor...
Yeminle, bir saniye bile susmadan söylüyor bunları.
Her pozisyona, her adıma edecek bir laf buluyor...
Maçın durduğu anlar da buna dahil...
Pozisyon bitince hakeme verip-veriştiriyor...
UEFA kokartından başlayıp, geçmişteki tüm günahlarını
sayıyor...
Bana maç nasıldı diye sormayın!
Ben bir zulüm yaşadım ki...
Ne maçı gördüm, ne skordan haberdarım...
Ha pardon!
Selçuk sahanın en iyisiydi...
Onu da o babadan biliyorum...
Avazı çıktığı kadar bağırıyordu;
-"Bir Selçuk oynuyor lan... Bir Selçuk oynuyor "
diye...