BIST 9.673
DOLAR 35,16
EURO 36,57
ALTIN 2.959,13
HABER /  GÜNCEL

Önay Bilgin'e SPK'dan dava

Sabah'ın sahibi Önay Bilgin ve yönetici Selim Gülmen'i mahkemelik eden olaylar şöyle gelişti.

Abone ol

Sabah Gazetesi imtiyaz sahibi Önay Şevket Bilgin hakkında, gazetede ve bağlı şirketlerinde yapılan kiralama ve devir işlemlerini Sermaye Piyasası Kurulu'na bildirmediği gerekçesiyle dava açıldı. SPK'nın savunma istemesi üzerine gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu ileri sürülen Şevket Önay Bilgin ve Sabah Yayıncılık A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Üyesi Selim Gülmen'in, suçtan elde ettikleri menfaatin 3 katı parayla cezalandırılmaları istendi. Etibank olayının yarattığı ağır ekonomik ve mali krizlerden kaynaklanan olağanüstü olumsuz koşullar sebebiyle şirketlerinin tam anlamıyla hayatta kalma mücadelesi verdiğini ifade eden Şevket Önay Bilgin, "Herhangi bir suç işleme kastımız bulunmamaktadır. Olanaklar el verdiğince gerekli tüm bilgi ve belgeler SPK'ya bildirilmiş bulunmaktadır. Hakkımızda takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum" demişti. Sabah Gazetesi imtiyaz sahibi Önay Bilgin ve Sabah Yayıncılık A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Selim Gülmen'i mahkemelik eden olaylar şöyle gelişti: Milliyet Gazetesi'nde 7 Ekim 2001 tarihinde, Sabah Gazetesi'nin künyesinde yapılan değişiklikle ilgili yer alan haberin ardından SPK inceleme başlattı. SPK, Sabah Yayıncılık A.Ş. tarafından üretim tesislerinin Bilgin Yayıncılık A.Ş.'ye kiralanması ve grubun sahibi olduğu gazetelerin isim haklarının Bilgin Yayıncılık A.Ş. tarafından Turgay Ciner'in sahibi olduğu Merkez Gazete Dergi Basın Yayıncılık A.Ş.'ye kiralandığını belirledi. SPK, ayrıca Bağımsız Denetim Raporu'nda ve Lisans Sözleşmesi'nde şirket çalışanlarının 1 Ekim 2002 tarihinde tüm haklarıyla Merkez A.Ş.'ye devredildiğini tespit etti. SPK, yasaya göre özel durum açıklaması olan bu gelişmeleri, durumun oluştuğu günü izleyen iş günü saat 09.00'a kadar bildirilmesi gerektiği halde gerekli bilgiyi vermeyen Sabah Gazetesi ve Sabah Yayıncılık A.Ş.'den savunma istedi. Sabah Yayıncılık A.Ş. tarafından 21 Ekim 2002'de Yönetim Kurulu Üyeleri Önay Şevket Bilgin ve Selim Gülmen tarafından bir cevap yazısı gönderildi. SPK yazıda gönderilen bilgilerin gerçeğe aykırı beyanlar olduğunu ileri sürdü. Olay üzerine SPK uzmanınca başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan rapor, bir suç duyurusuyla birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fikret Ünalan tarafından hazırlanan iddianamede, SPK 19 Ağustos 2003 günlü raporuyla, sanıkların Sabah Yayıncılık A.Ş yetkilileri olduğu ve suç tarihinde gerçeğe aykırı bilgi verdiklerinden dolayı, haklarında 2499 sayılı SPK Kanunu'nun 47/B-1 maddesindeki suçu işledikleri ileri sürüldü. Yapılan soruşturmada sanıkların ifadelerinde ve yazılı savunmalarında suçlamaları reddettiklerinin belirtildiği iddianameyle sanıklar Önay Şevket Bilgin ve Selim Gülmen hakkında ilgili yasa maddesi gereğince suçtan elde ettikleri menfaatin 3 misli para cezası istemiyle İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı. Önay Şevket Bilgin, hazırlık soruşturmasındaki yazılı savunmasında, SPK Kanunu'nun 47/B-1 ve 49. maddelerine dayanarak talep etmiş oldukları soruşturma işleminin yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek, Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile yapılan Lisans Sözleşmesi'nin tarafının Sabah Yayıncılık ve Anonim Şirketi değil, Bilgin Yayıncılık Anonim Şirketi olduğuna dikkat çekti. SPK'nın Sabah Yayıncılık yerine Bilgin Yayıncılık'a müracaatla bilgi alması gerektiğinin altını çizen Bilgin, "Ortada iddia edildiği gibi gerçeğe aykırı bir bilgi verme söz konusu değildir. SPK'nın iddia ettiği Bilgin Yayıncılık Yönetim Kurulu üyeleri ile Sabah Yayıncılık Yönetim Kurulu üyeleri aynı şahıslardan oluşması yapılan Lisans Sözleşmesi'nin Sabah Yayıncılık tarafından bilinmesi gerektiği anlamına gelmez. Her iki şirket birbirinden farklı ve bağımsız tüzel kişiliklerdir" ifadesini kullandı. Etibank olayının yarattığı ağır ekonomik ve mali krizlerden kaynaklanan olağanüstü olumsuz koşullar sebebiyle şirketlerinin tam anlamıyla hayatta kalma mücadelesi verdiğini ifade eden Bilgin, "Herhangi bir suç işleme kastımız bulunmamaktadır. Olanaklar el verdiğince gerekli tüm bilgi ve belgeler SPK'ya bildirilmiş bulunmaktadır. Hakkımızda takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum" demişti.