BIST 8.664
DOLAR 34,34
EURO 37,40
ALTIN 3.013,17
HABER /  EKONOMİ

Ömer Koç'tan faiz yorumu önemli bir tehdit!

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Fed'in faiz arttırmaya başlamasını değerlendirdi ve "Fed'in faizleri artırmaya başlaması, gelişmekte olan ülkelere yönelik önemli bir tehdit oluşturuyor" dedi.

Abone ol

Koç Holding'in kurumsal dergisi Bizden Haberler'in yeni sayısı yayımlandı. Dergide "Hazır mısın?" temasıyla gerçekleştirilen Koç Topluluğu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı'ndan öne çıkan başlıklar ve konuşmalara yer verildi.

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, toplantıda yaptığı konuşmada, Topluluğun başarılarla dolu 90 yılı geride bıraktığını ifade etti.

Günümüzde aile şirketlerinin ancak yüzde 30'unun ikinci kuşağa aktarıldığını, sadece yüzde 13'ünün üçüncü kuşak aile üyeleri tarafından yönetildiğini, dördüncü kuşağı görebilen şirketlerin oranının ise yüzde 2 ile sınırlı kaldığını aktaran Koç, bugün Koç Ailesi'nin üçüncü neslinin yönetimde olduğu Topluluğun bu anlamda nadir başarılı örneklerden birini teşkil ettiğini vurguladı.

Koç, "Böylesine köklü bir geçmişe sahip olmak bize onur ve mutluluk verdiği gibi büyük sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Çünkü biz hiçbir zaman sadece bir şirket olmadık. Elde ettiğimiz başarılar, sadece yarattığımız şirketler veya ürünler değil, 90 yıldır istikrarla temsil ettiğimiz değerlerdir. Her türlü koşulda, karşılaştığımız her zorlukta bizi dimdik ayakta tutan güç, köklü kurumsal kültürümüz ile evrensel değerlere, Cumhuriyet ilkelerine olan inancımızdır. Bu vesileyle 90 yıllık başarımızı borçlu olduğumuz başta Kurucumuz Vehbi Koç ve Şeref Başkanımız Rahmi M. Koç olmak üzere, tüm büyüklerimize, değerli yöneticilerimize, çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza ve markalarımızı tercih ederek Topluluğumuzu bugünlere taşıyan halkımıza şükranlarımı sunarım" ifadelerini kullandı.

Konuşmasında merhum Mustafa V. Koç'u da anan Koç, "Sevgili ağabeyim Mustafa Koç'u sevgi, özlem ve rahmetle bir defa daha anıyorum. Kendisi ardında büyük başarılar bıraktı. Umarım sizlerin de yardımı ile Koç Topluluğunu çok daha yüksek yerlere taşıyacağız. Vakitsiz vefatının ardından yöneticilerimizi, çalışanlarımızı, dostlarımızı, uluslararası liderleri, iş dünyasını, devlet erkanını ve halkımızı yanımızda hissetmek, acımızı bir nebze de olsa dindirdi. Nazik, müşfik ve samimi destekleri için herkese tekrar teşekkür ederim" değerlendirmesinde bulundu.

"TERÖR TÜM DÜNYAYI DERİNDEN SARSAN BİR KONU"

Bugün tüm dünyada politik ve ekonomik sistemlerin hatta toplumların önemli sınavlardan geçtiğini belirten Koç, bir yandan teknolojinin yol açtığı büyük fırsatların heyecanı yaşanırken diğer yandan adaletsizlik ve eşitsizliğin üst seviyeye çıktığını, sosyal ve çevresel sorunların çoğaldığını ifade etti.

Ömer Koç, yerel olduğu düşünülen birçok konu ve sorunun, domino etkisiyle tüm ülkeleri etkilediğine işaret ederek, özellikle ekonomik krizler, artan güvenlik kaygıları ve büyük bir insanlık dramı yaratan mülteci krizinin sadece az gelişmiş ya da fakir ülkelerde değil, gelişmiş ve zengin ülkelerde bile marjinal ve sağcı partilerin ve hareketlerin güçlenmesine yol açtığına dikkati çekti.

Tüm dünyayı etkisi altına alan gelişmelere değinen Koç, şunları kaydetti:

"Terör, yerelden küresele genişleyen ve tüm dünyayı derinden sarsan diğer önemli bir konu olarak öne çıkıyor. Küresel ısınma sonucu meydana gelen aşırı iklim olaylarının artan sıklığı da hem insan hayatı hem de iş dünyası için büyük bir tehdit yaratıyor. Finansal krizden çıkış sürecinin birçok ülkede kötü yönetilmesi nedeniyle, krizin toplum üzerinde yarattığı tahribat 8 yıldır silinemiyor. Bugün işsizlik, kriz öncesi seviyelerinin üstünde bulunuyor. Gençler arasındaki işsizlik ise bazı ülkelerde maalesef yüzde 50'lerin üzerinde seyrediyor. İşini kaybeden ve yıllardır işsiz olan birçok kişinin, yeniden iş hayatına dönme umutları yavaş yavaş yok oluyor. Bir kısmı bunun suçlusu olarak göçmenleri sorumlu tutarken, bir diğer kısmı ise serbest ticaret ve küreselleşme yüzünden işini kaybettiğini düşünüyor. Bunlara ilaveten teknolojideki gelişmelerin istihdam üzerindeki etkileri de giderek artan bir şekilde tartışılıyor."

Koç, ABD seçimleriyle başlayan korumacı, içe dönük ve yabancı karşıtı siyasi söylemin giderek Avrupa'da da etkili olmaya başladığını belirterek, "ABD gibi liberal ekonomi ve kapitalizmin beşiği konumundaki bir ülkede dahi korumacı, içe dönük ve yabancı karşıtı bir politik söylemin başkanlık seçimlerinde başarılı olması, kitlelerin büyüyen öfke ve tepkisinin en somut göstergesidir. Avrupa'da yaklaşan seçimlerde popülist liderlerin karşılık bulması, DAEŞ'ın hiç zorlanmadan kendisine sempatizan toplayabilmesi, durumun ne kadar hızla kötüleşebileceğinin en büyük kanıtı" görüşlerini aktardı.

"FED'İN FAİZ ARTIRMASI GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE SERMAYE AKIMLARI İÇİN BİR TEHDİT"

Dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Koç, 2016'nın 2009'dan beri büyümenin en yavaş gerçekleştiği yıl olduğunu bildirdi.

Koç, neredeyse bütün ülkelerin sorunu haline gelen yaşlanan nüfus ile verimlilik ve üretkenlik artışlarındaki zayıflığın, dünya büyümesini baskı altında tuttuğunu kaydederek, "çok uzun süredir, çok düşük ve çok az kişinin faydalanabildiği" bir büyüme sorunu ile karşı karşıya olunduğunun altını çizdi.

ABD'de kriz sonrasında uygulanan cesur ve kararlı politikalar sayesinde ekonomik görünümün diğer gelişmiş ülkelere kıyasla daha olumlu olduğunu anlatan Koç, bundan cesaret alan Fed'in faizleri artırmaya başlamasının Amerikan ekonomisinin doğru yolda olduğunu göstermesi açısından olumlu olsa da gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları açısından önemli bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

Koç, Trump'ın seçilmesiyle altyapı yatırımlarının artacağına yönelik beklentilerin bazı kesimlerde Amerikan ekonomisine ilişkin iyimserlik yarattığını, diğer yandan Trump'ın Transpasifik Ticaret Anlaşması'ndan çıkılacağını açıklaması, küreselleşme, ticaret ve göçmen karşıtı söylemlerinin tedirginlik oluşturduğunu aktardı.

Avrupa ekonomisinde 2015'te güçlenen toparlanma sinyallerinin 2016'da da sürdüğünü, bu durumun hem Türkiye'nin hem de Koç Topluluğunun ihracatına oldukça olumlu bir şekilde yansıdığını belirten Koç, gelecek dönemde Avrupa Merkez Bankası'nın parasal genişleme programına yönelik kararlarının Avrupa'da ekonominin yönünü belirleyecek önemli gelişmelerin başında geldiğini kaydetti.

Koç, "Avrupa ekonomisine ilişkin önemli bir risk, 2017'de Almanya, Hollanda ve Fransa’da yapılacak olan seçimler. Henüz hayati yapısal sorunların çözülememiş olmasına ilaveten Brexit'in birliğin adeta varlığının baştan sorgulandığı tehditlerden birisi haline geldiği bir dönemde Avrupa'nın bu üç önemli ülkesini yönetecek kişi çok daha önemli hale geliyor" değerlendirmesinde bulundu.

Gelişmekte olan ülkelerde ise Rusya ve Brezilya'nın durgunluktan çıkmasının da etkisiyle büyüme hızlarının yükselmesinin beklendiğini aktaran Koç, Çin'de iç talebin güçlendirilerek ihracata ve yatırımlara dayalı büyüme modelinin dengelenmesi çabaları sürerken, yüzde 6'lar civarında bir büyümenin yeni norm olarak ortaya çıktığını ve başta Körfez ülkeleri olmak üzere doğal kaynak ihracatçısı ülkelerdeki ekonomik faaliyetin gelecek dönemde daha güçlü seyretmesinin beklendiğini ifade etti.

Koç, dünyada yaşanan tüm bu gelişmelerin alışılagelen düzenin değişmeye başladığına işaret ettiğini, bu durumun hem Türkiye hem de Topluluk açısından riskleri ve fırsatları beraberinde getirdiğini belirterek, risklerin gerçek birer tehdide dönüşmemesi, fırsatların ise en iyi şekilde değerlendirilmesi için hem siyaset, hem de iş dünyasının üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladı.

"CESUR ADIMLARA İHTİYAÇ VAR"

Dünyanın geldiği bu noktada daha iyi bir gelecek için yeni fikirlere, cesur adımlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu belirten Koç, Topluluk yöneticilerine, "Önümüzdeki dönemde, fikirlerinizle öncülük edeceğiniz her yenilik, yarattığınız her yeni değer sadece Koç Topluluğu'nun değil, ülkemizin gelişiminde de rol oynayacak. Yenilik ve öncülük Topluluğumuzun en köklü geleneğidir. Sizlerden sektörlerinizde kuralları değiştirecek, sektörünüzün gelişimine yön verecek öncülüğü göstermenizi rica ederim" ifadeleriyle seslendi.

Koç Topluluğu ile ilgili gelecek planlarını da paylaşan Ömer M. Koç, "Başarı ölçütümüz dünya standartları, birinci önceliğimiz sürdürülebilir büyümedir. Dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olma vizyonuyla hedefimiz uluslararası alanda başarılı olmuş şirketlerimizin ve markalarımızın sayısını artırmak ve yurt içindeki liderliğimizi yurt dışına da taşımak olmalı. Topluluk şirketlerimiz pek çok sektörde Türkiye'nin ihracatına liderlik eden ve uluslararası gücünü yükselten bir konuma sahipler. Ancak bu yeterli değil. Topluluğumuzu küresel anlamda 'liderler ligi'ne taşımak için sınırları zorlamamız lazım" görüşlerini paylaştı.

Ömer Koç, şunları kaydetti:

"Hem şirketlerimizin hem de ülkemizin sürdürülebilir rekabetçiliği açısından en çok önem verdiğimiz konular olan Ar-Ge ve inovasyondaki liderliğimizle gurur duyuyoruz. Bu alandaki gücümüzü de uluslararası çapta başarılar getirecek cesaretli adımlarla artırmalıyız. Önümüzdeki dönemde oyuna şekil veren bir oyuncu olmak ve gelecekte de öncü rolümüzü devam ettirebilmek için çağa damgasını vuran kavramları çok yakından takip edip onlara sahip çıkmamız fevkalade önemli. Bu çerçevede, yeni dijital teknolojilerin getirdiği fırsatlara ve çalışanlarınıza yatırım yaparak yeni iş yapış şekilleri benimseyerek ve yeni iş fikirleri geliştirerek, şirketlerimizi yeni teknoloji çağına hazırlayacak liderliği göstermenizi bekliyorum."

Koç, "Şirketlerimizi ve dünyamızı gelecek kuşaklara taşıyacak kapsayıcı büyümeden toplumsal cinsiyet eşitliğine, şehirleşmeden akıllı enerji kullanımına; iklim değişikliğinden inovasyona uzanan sürdürülebilirlik konularını, stratejilerinizin, faaliyetlerinizin ve iş yapış şeklinizin odağına koymanızı rica ederim. Kurucumuz Vehbi Koç’un anayasası çok açıktır: Devletimiz ve ülkemiz var oldukça bizler de varız. Demokrasi varsa hepimiz varız" ifadelerini kullandı.

Ömer M. Koç, Türkiye'nin ekonomisini kuvvetlendirmek için topluluk olarak herkesin büyük bir gayret göstermenin ötesinde ülkeye ve insana bilim, eğitim, kültür ve sanat alanlarında da hizmet etmenin en büyük bir sorumluluk olduğuna inandığını ifade etti.