AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul seçimleriyle ilgili süreci anlattı. Seçim sürecinin tek patronunun YSK olduğunu söyleyen Çelik, Ekrem İmamoğlu'nun olmayan unvanı kullanarak süreci suistimal ettiğini ifade etti.
Abone olAK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Adayı Ekrem İmamoğlu'nu hukuki süreci suistimal etmekle suçladı. Sürecin tek patronunun YSK olduğunu ve mazbatayı kime verirse İstanbul'u o ismin yöneteciğini ifade eden Çelik, İmamoğlu'nun kişisel hırslarıyla sahip olmadığı ünvanla bir takım faaliyetlere giriştiğini söyledi.
Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği bilgilendirme toplantısında İstanbul seçimleriyle ilgili hukuki süreci anlattı. İlk bölümde ABD ve Avrupa Konseyi'nden seçimlerle ilgili gelen eleştirileri değerlendiren Çelik, ABD seçimlerinde oyların bazen iki kez sayıldığını hatta bir tanesinin ise yüksek mahkemeye taşındığını hatırlattı.
İşte Çelik'in açıklamalarından bazı satır başları:
"Demokratik devletlerde seçim süreçlerinin patronu hukuk kurumlarıdır. Hatta Trump'un başkan olduğu seçim sürecinde "Rusya'nın müdahalesi var mı yok mu" gibi konular yargı sürecindedir. Dolayısıyla başka bir ülkenin seçim sistemiyle ilgili eleştiri yaparken kendi ülkelerinde yaşananları unutmamaları gerekir. Eyaletlerin durumuna göre yüzde 2 gibi farklı standartlar konmuştur. İstanbul'da binde iki gibi bir fark var bunu unutmamak gerekir.
Anıtkabir defterini siyaseten suistimal etmek kimsenin aklına gelmeyecek yakışıksız bir durum olmuştur.
Avrupa Konseyi'nin açıklamaları
Avrupa Konseyi'nin bir takım yersiz açıklamaları olmuştur. Bunların Türkiye'nin davetiyle buradaki seçimleri izlediğini biliyorsunuz. Açık ve net biçimde söylüyorum. Bizim dışarıdan gelen temsilcilerine dünyanın hiçbir yerinde bu kadar hak tanınmamıştır. Ayrıca iktidar partisi olarak bize başvurduklarında her türlü bilgiyi veriyoruz. İlgili kurumlara başvurduklarında da gerekli kolaylı yapıyoruz.
Bakın ortada herhangi birşey söz konusu olmaksızın maalesef Avrupa Konseyinden gelen yetkililerin bu türlü zaafları vardır. Kendi kafalarında Avrupa'nın dışına gittiklerinde böyle açıklamalar yapıyorlar. Bizim davetimiz üzerine 22 kişi geldiler ve bir çok yere gezerek aslında çok etkilendikleri bir süreci gördüler. Sonra da itiraz sürüciyle ilgili YSK'nın özgür biçimde görev yapmaları gerektiği yönünde bir takım açıklamalar yapıyorlar. Bir daha hatırlatıyorum. Türkiye'deki YSK kurumu dünyaya örnek olacak bir yapıya sahiptir. İtiraz süreci de vatandaşların iradesinin sandığa doğru olarak yansıması için yapılmaktadır.
"Saygı bekliyoruz"
Demokrasimize saygı gösterilmesini oy kullanan vatandaşlarımıza saygı gösterilmesine YSK'ya tam bir saygı gösterilmesine bir kez daha hem ABD sözcülerine hem AB Komisyonuna açıkça söymüyorum. Avrupa Konseyi'ne şöyle bir çağrı yapıyorum. Bu kadar gönderiyorsunuz hem takdir ediyor hem de laf olsun diye bu stdandart eleştirileri yerleştiriyorlar. Bunlara harcadığınız bütçeye yazık. Bu gözlemcilerin çalışma biçimlerinin gözden geçirilmesinde büyük fayda vardır. İlk açıklamalarında takdirlerini ortaya koyarken sonra bu eleştirilerini dile getirmeleri de eksikliktir.
"Mazbatasız ünvan kullanıyor"
CHP'nin İstanbul adayının bir aktivitesi var. Her gün basın toplantısı düzenleyerek bir takım iddialar gündeme getiriyor. Türkiye'de ilk defa bir kişi mazbata almadan ünvan kullanmaya çalışıyor. Gün boyunca bir takım üst başlığı mazbata olan açıklamalar yapıyor. Bir kişi bir göreve talip olduğunda onun ağırlığını taşımalıdır.
Bakın 2014'te adaya mazbatası 8 gün sonra verilmiştir. Bu ekilde panik atak içerisinde mazbata seferberliğine girmesi görülmemiştir. Bu kadar ciddi bir göreve talip olan kişi bunun ağırlığını taşımalıdır. İBB'den dosyalar kaçırıldığı söylerken, "Elinizde delil var m?" diyor ama böyle söyleniyor diyor. Bu yakışısızdır.
Bakın bir seçim süreci tamamlanmış ancak hukuki süreç devam etmektedir. Olmayan bir stresin altını çizmek, vatandaşlarımızı karşı karşıya getirecek bir takım iddialar ortaya atmak yanlıştır. Bakın AK Parti'nin oyları arttığı gibi bazı yerlerde de CHP'nin oyları artmaktadır. Bu önemlidir. Böylelikle her vatandaşımızın iradesi sandığa doğru olarak yansımaktadır. Bu mekanizmaya saygı göstermek gerekirken, "sonuç değişmez" diyerek hukuk sürecinin devam etmesinden rahatsız olmak, sanki vatandaşın iradesine karşıymış gibi göstermek doğru değildir.
Bu sözler retorikten ibaret mi?
Bakın CHP'nin adayı eşitliğe saygıdan bahsediyor. Bunlar güzel ifadeler. Bunlar sadece sözler retorikten ibaret midir? Bir kişi bu cümleleri bol bol söyleyerek, sonrasında da hukuki süreci eleştiriyorsa bu sorgulanmalıdır. Sempatik sözler ortaya koyduktan sonra hukuki süreçten rahatsızlığını göstermek doğru değildir. Milli iradesinin tam olarak yansımasını istiyorsanız hukuki süreci saygı gösterilmesi gerekiyor.
"Son derece şeffaf bir süreçtir"
Hiç kimsenin oyu yenmemelidir kimse de oyunu yedirtmemelidir. Herkes kendi siyasi parti temsilcilerini uyarsın. Bu konuda sorular sorsun. Bu değerlendirmeler tüm siyasi parti temsilcilerin önünde yapılıyor. Son derece şeffaf bir süreçtir.
"Olağanüstü bir durum yok"
Biraz sabretmek yetecek. Vatandaşımız kime talimat vermişse mazbatayı ona verecektir. Bu kadar basit bir mesele. Olağanüstü bir durum yok. Stresli bir durum yok memlekette herşey yolunda. Bu hassas bir durumdur.
"Anıtkabir defterini suistimal etti"
Biz bir devlet geleneği olarak siyasilerin Anıtkabiri ziyaret etmesinden memnun oluruz. Twitter ünvanınınıza istediğiniz unvanı yazabilirsiniz. Kimse size bunu sormuyor yazarken. Biz de Atatürk'ün aziz hatırasına uygun davranılmasını beklerdik. Oradaki komutaya yalan bilgi vererek bu şekilde Anıtkabir defterini siyaseten suistimal etmek kimsenin aklına gelmeyecek yakışıksız bir durum olmuştur. Twitter'a bunu yazabilirsiniz ama Anıtkabir defterine yapamazsınız. Kişisel hırsların Anıtkabir defterine alet edilmesi siyasi tarihimize geçmiştir.
"Dedikodu meselesi yapmayın!"
Hukuki süreci bilerek uzatıyorlar diye AK Parti camiasına dil uzatılmaktadır. Normal bir hukuki süreci ak partinin iç meselesi diyerek dedikodu meselesi yaparsanız biz buna bu kürsüden cevap vermek zorunda kalıyoruz. AK Parti'de olmayan şeyleri ağızlarına dolamaları son derece yakışıksız olmaktadır. İlla bunu siyasi zemine taşımak istiyorlar. Şimdi zaman bunun zamanı değil. Hep beraber sükunetle bekleyerek bunun sonuçlanmasını beklemenmesi gerekir."