BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,79
ALTIN 2.965,52
HABER /  POLİTİKA

Ömer Çelik'ten Biden'a 'soykırım' tepkisi: Sabote etmiştir!

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Çelik, Biden'ın sözde 'soykırım' ifadesine sert tepki göstererek, "Sayın Biden'ın yaptığı bu açıklama birden çok şeyi sabote etmiştir'' ifadelerini kullandı

Abone ol

AK Parti Sözcüsü Çelik, Kılıçdaroğlu'nun Biden açıklamasıyla ilgili ise, "Siyasi akıl ile izah edilecek bir durum değil. İftiraya sahip çıkıp kendi hükümetine tepki gösteriyor" ifadelerini kullandı.

İşte Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Diyarbakır Annelerimize, sevgilerimizi ve saygılarımızı gönderiyoruz. Kaçırılan 252 evlattan, 43'ü kız çocuğudur. 33'ünün yaşı 15'in altında. Terör örgütünün acımasızlığını ortaya koyan bir tablodur bu.

Bıden'ın sözde 'soykırım' açıklaması

Bu hafta kuşkusuz herkesin gündeminde olan konu, Biden'ın yaptığı açıklamadır. ABD'de hem Demokrat Parti hem Cumhuriyetçiler tarafından sürdürülen politika, ilk defa bir ABD Başkanı tarafından terk edilmiş oldu. Soykırım kelimesinin milletimiz, tarihimiz için kullanılmasını asla kabul etmeyiz. Bu, her zaman telin edeceğimiz bir yaklaşımdır. Sorumsuz, hiçbir tarihi dayanağı olmayan bir yaklaşımdır. Hangi bilgiye dayanarak bu şekilde kesin bir hükmü verecekler ve bir milleti lekelemeye çalışacaklar? Net bir şey biliyoruz: Bu politikalar diasporadaki Ermeni fanatik çıkar gruplarının tamamen lehinedir. İlk defa bir ABD başkanının böyle fanatik bir gruba teslim olduğunu görüyoruz. Burada siyaset ve diplomasinin varlık sebebini de terk eden, maalesef son derece dar bir bakış açısıyla karşı karşıyayız. Bir yerde bir soykırım suçundan bahsedebilmek için uluslararası ceza mahkemesinin hukuken bir kararı olması gerekir. zaman aşımının olmaması, faillerinin yaşıyor olması gerekir. Hukuki açıdan da baktığımız da altı tamamen boş.

'Bıden'ın söylemi reddedilmesi gereken bir söylemdir'

Siyasi, tarihi ve hukuki açıdan sayın Biden'ın söylemi tamamen yanlış, reddedilmesi gereken bir söylemdir. 1915 olaylarının tartışmalı bir niteliği olduğu, soykırım olarak nitelendirilmeyeceği ortaya koyulmuştur. Peki ne olmuştur? Osmanlı, bir isyanla karşı karşıya kalmıştır. Fiilen içinde yaşanılan bir tehdit karşısında bizatihi yer değiştirme şeklinde, oradaki Ermeni çeteleriyle mücadele edebilmek için bir tedbir olarak ortaya konmuştur. Tarih komisyonuyla birlikte herkes arşivleri açabilir. Ortaya çıkacak tablo herkes tarafından kabul edilebilir denmiştir. 


'Bıden'ın açıklamaları her şeyi sabote etmiştir'

Bir mektup vardır. NY Times ve Washington Post gazetelerinde yayınlanmıştı. 69 Amerikalı tarihçi bu mektubu kaleme almıştı. Biden'ın da içinde bulunduğu senatörlere yazıyorlar. 1915 olaylarının herhangi bir şekilde soykırım olarak adlandırılamayacağı şeklinde, 1915 olaylarının karmaşık, tartışmalı doğasına dikkat çeken bir mektup. Tarih komisyonunu kurulmasından başka Türkiye, Ermenistan ile aramızda güven artırıcı önemler için bir eylem planı da hazırlamıştı. Ermenistan bunu kabul etmişti fakat bu eylem planı da Ermenistan AYM'si tarafından reddedilmiştir. 

Sonuç nettir: Türkiye öz güvenle bu meseleye yaklaşırken Ermenistan tarafı sürekli olarak bundan kaçmıştır. Sayın Biden'ın yaptığı bu açıklama birden çok şeyi sabote etmiştir. Herhangi bir tarih komisyonuna yaklaşmayan diasporanın tezlerine destek verir bir sonuç doğmuştur. Türkiye ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki diyalogların önünü kesmiştir. Kafkaslardaki normalleşmeye de maalesef büyük bir zarar vermiştir.

Diasporada artık sözde Ermeni soykırımı ile ilgili bir mesele olmuştur. Bu meselenin çözülmesini istemezler. Bundan nemalanan pek çok odak vardır. Açıklamanın zamanlaması da son derece yanlış. Karabağ'daki zaferden sonra 6'lı bir mekanizma kurulacaktı. Buraya provakatif tutumlardan vazgeçerse Ermenistan da davet edilmişti. Normalleşme arayışları maalesef Biden tarafından sabote edilmiştir. Biden'ın söyleminin hukuki açısından da bir etkisi yoktur. Hukuki açıdan, tarihi açıdan temeli olmayan bu karar niçin verilmiştir? Ermeni diasporasını, fanatik Ermeni çevrelerini tatmin etmek isteyen dar bakışlı bir çerçeve. 

Türkiye bununla mücadelesini sürdürecektir. Fanatik Ermeni çevrelerin başka ülkelerde de faaliyetleri olacaktır, Türkiye'ye zarar vermeye çalışmaya devam edeceklerdir. Bizim Ermeni devletiyle bir sorunumuz yoktur. Ortak tarihe, ortak geleceğe imza attık, birlikte yaşadık. 1. Dünya Savaşı sırasında Ermenilere karşı değil, o bölgedeki Ermeni çetelere karşı alınmış tedbirlerin neticesidir.

'Bir kez daha reddediyoruz'

Alınmış soykırım kararlarına bakıldığında, bunun herhangi bir şekilde 1915 olaylarına uyarlanamayacağı ortadadır. Bu iddiayı bir kez daha reddediyoruz. Tarihimizde soykırım olmamıştır. 1915'deki olaylarda ne olduğunu tam olarak anlamak isteyenlere arşivimiz açıktır. Normalleşme isteyenler için Türkiye iyi bir muhataptır. Türkiye'nin içerisindeki tepkileri yakından takip ettik. Bazıları Türkiye'nin tepkisinin ne olacağını değerlendiriyorlar. Türkiye atacağı adımlar üzerinde çalışılmaktadır. Biden'ın bu kararının negatif etki doğuracağı birinci kesim Ermenistan'dır. Biden'ın kararı şunu ortaya koymuştur: 'Bir daha aynı olaylar tekrarlanmasın' diyorlar, insani hassasiyet üretmek için Bunu üretmek için yapılması gereken mekanizmaların yapılmadığını görmek de çok üzücüdür. Sayın Biden ne yazık ki çok kötü bir gelenek başlatmıştır. İnsani bir hassasiyet üretmek yerine suçlama olarak kullanmıştır.

'HDP'nin PKK katliamlarıyla yüzleşmesi gerekir'

TBMM'de siyaset yapanların en hassas olması gerekirken, maalesef HDP bu konuda son derece vahşi bir tutum almıştır. Hukuken, tarih ve siyaset açısından özenli bir dil kullanılması gereken bu konuda milletimizi, tarihimizi suçlayan bir açıklama yapmıştır. Bunu söyleyenlerin PKK katliamıyla yüzleşmesi gerekir. Diyarbakır Anneleri'nin sesini duymayacaksınız ama milletimize iftira eden, hiçbir geçerliği olmayan soykırım iftirasına dönük olarak bir yabancı devlet başkanının sözleri karşısında esas duruşa geçeceksiniz. Neyse ki yüce meclis her zaman olduğu gibi bu konudaki milli tutumunu ortaya koymuş ve bunu temin etmiştir. Kardeş Azerbaycan'a, sayın Aliyev'e ve Azerbaycan'daki 48 partiye şükranlarımızı sunuyoruz, yanımızda yer aldılar.

Kılıçdaroğlu'nun Bıden açıklaması

Olmamasını arzu ettiğimiz şeylerden bir tanesi şuydu: Bu olay olduğu andan itibaren İnşallah yakın zamanda yaşadığımız başka olaylardan ders çıkarılmıştır ve Biden'a 1 söz söyleyip, hükümete 3 söz söyleyen bir yaklaşım çıkmaz diye bir temenni vardı. Bu temenni boşa çıktı. Siyasi akılla izah edilecek bir tavır değil bu. Yapılması gereken milletimiz böylesine bir iftirayla karşı karşıyayken, en güçlü şekilde cevap vermektir. Maalesef, bu öz güvensiz zihniyet sürekli olarak kendi hükümetini suçlama, karşı tarafı haklı görme şeklinde. Bu tip bir durumda sağlıklı bir akıl hükümetle beraber bu meseleyi nasıl aşarız diye düşünür. Burada çok büyük bir duruş problemi var burada. Bu sözlerin herhangi bir navigasyonu olmadığı çok açık.

Burada yapılması gereken şey milletimize dönük bu iftira karşısında TC'yi savunmaktır hep beraber. Tarihe şöyle mi düşeceksiniz bunu söyleyerek: Biden'ın yaptığı şey iç politikasının gereğidir, ona kızmaya gerek yok, tutalım hükümete kızalım. Böyle bir yaklaşım olabilir mi? Tabii ki muhalefet en güçlü şekilde eleştirecektir ama yabancı bir devletin Türkiye'ye yaptığı bir haksızlığı buna bağlamak dolaylı olarak karşı tarafa destek vermektir. Son derece koordinatsız, güvenini kaybetmiş, pusulası olmayan bir yaklaşım bu. Kılıçdaroğlu'nun söylediği, HDP'nin soykırımla yüzleşin dediği yerden çok farklı durmuyor.

Hdp'ye ortak bildiri tepkisi

Bir zamanlar o partide Türkiye partisi olmaktan bahsedenler vardı. Türkiye'nin hiçbir ortak politikası içinde kayda geçmek istemiyorlar. ASALA ile PKK arasında çok yakın organizasyon bağları vardır. Türkiye'de demokrasi, hukuk, bir arada yaşama gibi kavramların kirletmesi en çok bu şekilde olur. Bu kavramlardan bahsederler ama tutup bu soykırım yalanına destek verirler. Türkiye'nin çıkarına herhangi bir bildiriye imza atmak gibi bir yaklaşımdan sürekli olarak uzak duruyorlar. Kendi kendilerini muhataplıktan çıkaranlar kendileridir. Yönünü kaybetmiş, siyasi istikametini sadece PKK terör örgütünün bağlantılarına göre ayarlamış bir yapı söz konusu. HDP çoğu kez terör örgütünden daha provakatif, daha uç politikaları siyasette savunan bir yapı olarak kendini gösteriyor. Türkiye karşıtlarıyla kendilerini aynı yerde konumlandırmak kendilerinin bileceği iştir.