Ölüm Kol Geziyor, Ortada Sorumlu Yok!
Ankara’da yaşanan alçak saldırı sonucu hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Ankara’da yaşanan alçak saldırı sonucu hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Ne yazık ki; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar kurulu da dâhil olmak üzere hali hazırda görev başında bulunan yöneticilerimiz, attıkları her adımda devlet adamlarından beklenmeyecek boyutta öngörüsüzlük örneği sergiliyorlar.
Özetleyecek olursak; devlet yönetiminde kifayetsizler!
Tüm gayretleri mevkilerini koruma telaşından ibaret…
Üç ayda Şam’da namaz kılmayı hedeflerken başkent Ankara’da cenaze namazı kılıyorsak bunun sorumlusu olarak tabii ki devleti yönetenleri görecek ve onlardan hesap soracağız.
Bakkal Mehmet efendiyi sorumlu tutacak değiliz elbet!
Ancak tek suçlu devlet yönetiminde bulunanlar olamaz kuşkusuz.
Her defasında ısrarla onları o makamlara taşıyanlarda hiç mi suç yok?
Bu nedenle sitemim biraz da halkımıza olacak.
Hani istikrar telkinleriyle gözleriniz kapatıldığı için ölümün kol gezdiği caddeleri, sokakları arşınlıyorsunuz ya deli cesaretini yüklenip en ufak korkuya kapılmadan…
Hani haksızlığın, hukuksuzluğun hatta hırsızlığın tavan yaptığını bildiğiniz halde sessiz kalıyorsunuz ya kendinizi ikna edecek bir takım sığ gerekçelerinizle…
Hani saflığa yatıp Müslüman kadrolar tarafından yönetildiğimizi söylüyorsunuz ya tüm İslam dışı icraatlara rağmen ve sizden olmayanları dinsizlikle suçlayarak fütursuzca…
İşte bunları gördükçe korkuyor, utanıyor ve hatta tiksiniyorum.
Korkuyorum çünkü ne zaman ve nerede patlayacağını bilemediğim Ortaçağ (!) bombaları arasında insanlarımın dolaştığını gördükçe ölüp ölüp diriliyorum.
Utanıyorum çünkü her türlü ahlaksızlığın, hırsızlığın, talanın sıradanlaştığı bir ülkede çocuk yetiştirmenin ne zor iş olduğunun farkındayım.
Tiksiniyorum çünkü mensubu bulunduğum İslami inanç sistemi içinde pratikte Kuran öğretilerinin hiç biri ile bağdaşmayacak her türden girişimin prim yaptığı bir dönemde yaşıyorum.
Gördüğüm şu ki;
Ne cahiliye dönemini yerle yeksan eden dinden eser kalmış ne de dindar olduğunu ifade ettiği halde haksızlıkların karşısına çıkıp dur diyen.
Peki ya siz…
Siz de korkuyor musunuz benim gibi, utanıyor musunuz gidişattan, tiksiniyor musunuz tecavüzlerden, yalanlardan?