CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun İsmet İnönü'yü hayırla yad edin sözüne AK Parti'li Hüseyin Çelik, böyle cevap verdi.
Abone olİNTERNETHABER.COM- CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ın İsmet İnönü eleştirilerine "Allah'tan rahmet dilemek Müslümanlığın bir gereği değil midir?" diye cevap vermesine AK Partili Hüseyin Çelik'ten itiraz geldi.
Olumsuzluklarıyla tarih yazanların anlattıklarının nesillere anlatılması gerektiğini savunan Çelik, CHP'yi Celal Bayar örneğiyle vurdu. Celal Bayar'ın milli mücadelenin önemli isimlerinden olmasına rağmen CHP'nin eleştirilerinden kurtulamadığını anlattı.
"Siz Damat Ferit'i, Ali Kemal'i hayırla yad ediyor musunuz?" diye CHP'lilere soru soran Çelik, Menderes'in yargılandığı Yassıada Hakimi Salim Başol ve Başsavcı Altay Egesel'i işaret etti. Peki yakın tarihin kötü hatıraları arasında yerini almakla suçladığı bu isimler kimler?
Başol, Bu görevi sırasında, Başbakan Adnan Menderes'in tutukluluk şartlarına itiraz etmesi üzerine cevap olarak söylediği "Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor" sözü ile ün kazandı.
İşte o duruşmalarda yaşanan anılar ve hafızalara kazınan diyaloglar:
15 DAKİKADAN FAZLA DİNLEYEMEYİZ
Demokrat Partili Hasan Polatkan müdafaasını yapmak için söz istediği zaman; “On beş dakikadan fazla dinleyemeyiz.” dedi. Konuştuklarına da; “Buraya kadar tamamen boştur.” diye cevap verdiği belirtildi
60'TAN AŞAĞI İDAM OLMASIN
Yassıada Komutanı Albay Tarık Güryay, hatıralarında Başol şöyle anlatılıyordu: "Bir gün, Milli Birlik Komitesinin iki üyesi Mucip Ataklı ile Suphi Gürsoytrak öğlen yemeğine geldiler; “Yemeği senin odanda yiyeceğiz” dediler. Mahkeme başkanı Salim Başol'u da çağırdık. Dördümüz yemek yedik. Bunlar konuyu açtılar. Salim Başol'a dediler ki; “Reis Bey! Kararlarda 60'tan aşağı idam kararı verirseniz biz, yani Milli Birlik Komitesi gayr-ı meşru oluruz... Yani 59 kişi olsa bizi meşru kılmaz. Başol da bunun üzerine dedi ki; “Bu kararları ben tek başıma verecek değilim. Dosyaları heyet halinde inceleyeceğiz. Belki yüz kişiyi asarız, belki üç asılır. Bu benim tek başıma vereceğim karar değil ki... Onlar da; “İşte” dediler. Mümkün olduğu kadar fazla olsun."
Duruşmalarının savcısı Egesel sorgu sırasında, Turhan Dilligil ve Tarık Mümtaz Göztepe'ye küfür ve hakaretlerde bulunmuştu.
PROVOKATİF DERGİ ÇIKARIN
Yine Yassıada Başsavcısı Altay Egesel, sanıklar hakkında çoğu asılsız iddialar ve yalancı şahitler hazırlamakla suçlandı. Yine 1960'ların sonlaında darbeye zemin hazırlamakla suçlandı. 68 kuşağından biri, olan Prof. Dr. Erdal Yavuz, 4 yıl önce bu iddiayı dile getirdi. Aksiyon dergine konuşan Yavuz'un açıklamaları söyle olmuştu:
“1969’da bana yapılan tekliften daha öncesi de var. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Dönüşüm adlı bir dergi çıkarıyorduk. Sonra o kapanmıştı. Bir süre sonra yine öyle bir öneri geldi bize. Yine o askerî kanattan. Dergiyi tekrar çıkarıp meydanlara çıkın diye.”
-Neden talep ettiler sizden bunu?
Dergi çıkarın… Çünkü provokasyon vesilesi olacak. Yani hükümet yönetemez duruma gelecek.
-Bu talepte bulunanlar İrfan Solmazerler mi?
Evet, evet.
-Numan Esinler...
Hatta sivil kanatta da Altay Ömer Egeseller filan.
-Yassıada Savcısı?
Evet.
-Bizzat sizinle mi iletişim kurdular?
Benimle değil, haber geldi bir arkadaştan. “Ya şöyle şöyle. Şöyle bir şey yapalım.” diye.
-1969’da babası subay olan arkadaşınız kanalıyla ulaştırılan davet kimden gelmişti peki?
Şu anda o isimleri hatırlayamıyorum.
-İrfan Solmazer ve Numan Esin…
O grup yani.
-Onlar bu grubun çatısını oluşturanlar mı?
Evet yani 9 Martçılar, onlarla irtibatlı birileriydi.
-Savcı Egesel ilk defa mı böyle bir sürece dahil oluyordu?
Daha önceki bir süreçte, onun da bazı imaları bize, yine bir tanıdık vasıtasıyla gönderdiğini hatırlıyorum.
-Daha önce dediğinizden kasıt 1967-68’ler mi?
Evet, tabii. Ama bu yine gereksiz tartışmalara yol açabilir.
-Bunları bir bütünün parçaları gibi düşünmek gerekiyor?
Evet, yani o da şey oldu. O sırada öyle bir çıktı ortaya, ondan sonra kapandı. Daha sonra ben de izlemedim açıkçası.