BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,18
ALTIN 3.000,21
HABER /  GÜNCEL

Olimpiyatlardaki ilk Türk kadın

Aslı, Gamze ve Nur’un başarısının Türkiye’yi sevince boğduğu şu günlerde bundan 76 yıl önce Berlin Olimpiyatları’nda temsil eden ilk Türkiyeli kadın atlet Profesör Halet Çambel’in anıları.

Abone ol

Eskrimde Türkiye'yi temsil eden Halet Çambel (solda) ve Suat Fetgeri Aşeni. Berlin 1936 (Murat Akman arşivi)

3 madalya birden...

2012 Londra Olimpiyatları Cuma akşamı Türkiye’nin kadın olimpiyat ekibi için muhteşem bir akşamdı.

Önce Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut, Avrupa Şampiyonası'ndaki başarılarını olimpiyatta da tekrarlayarak 1500 metrede altın ve gümüş madalyayı boyunlarına taktı.. Onları tekvandoda genç sporcu Nur Tatar gümüş madalyayla izledi.

Londra 2012, aynı zamanda Türkiye’nin erkekten çok kadın sporcuyla katıldığı ilk Olimpiyatlar olma özelliği taşıyor.

Ama bundan 76 yıl önce de Türkiye spor tarihi açısından alışılmadık bir olay yaşandı.

20 yaşında arkeoloji öğrencisi genç bir kız, Olimpiyatlar’da iki kadın ve bir erkek sporcudan oluşan Türk milli takımını temsil etmek üzere Berlin’e gitti.


Eskrim dalında yarıştılar. Belki madalyayla dönemediler ama bu iki genç kadın her zaman Türkiye’nin ilk kadın Olimpiyatçıları olarak hatırlanacak.

Şimdi 96 yaşında olan Profesör Halet Çambel, o yıllardan anımsadıklarını, BBC Türkçe ile paylaştı.

Birinci Dünya Savaşı’nın ortasında, 1916 Berlini'nde Atatürk’ün yakın çevresinden bir ailede doğan Çambel, cumhuriyet ilan edildikten sonra Türkiye’ye döner. Hayatını arkeolojiye adar. Hitit döneminin en bilgili uzmanlarından biri olan Çambel’in 1940’lı yıllarda Alman arkeolog H. Th. Bossert ile birlikte yaptıkları Adana Karatepe kazıları arkeoloji dünyası için de dönüm noktalarından biridir. Çambel, Hitit dilinin anlaşılması çalışmalarına da büyük katkı sağlar.

Halen Arnavutköy’de yaşayan Çambel'in anıları hala taptaze.

1936 yazı. Berlin, Olimpiyatların ev sahibi. Almanya’da ise Nasyonel Sosyalistler iktidarda.

Hitler, Olimpiyatları kendi ideolojisi için propaganda amacı olarak kullanıyordu.

Halet Çambel, 76 yıl sonra, eskrim takımındaki diğer arkadaşı Suat Fetgeri Aşeni Tarı ile Hitler’e nasıl meydan okuduklarını anımsıyor:

“Bize verdikleri Alman mihmandar sporcu kız, Bizi Hitler’e takdim etmeyi önerdi. Biz de Hitler rejimi olunca gelmezdik. Ancak hükümetimiz bizi gönderdiği için mecburen geldik, dedik. Bu yüzden mihmandarımızın önerisini kabul etmedik.”

Olimpiyat Dünyası

Bugün, Olimpiyatlar’a hangi ülkeden katılırsanız katılın, gözalıcı bir spor dünyasına da adım attığınıza şüphe yok. Yıllar süren ağır antrenmanlar ve sıkı diyetlerin ardından, Olimpiyatların kapısı size açıldıysa, içeride şöhret ve servet bekliyor olabilir. Ama Halet Çambel, Türkiye takımı olarak geri döndüklerinde fazla bir ilgi gördüklerini anımsamıyor, Olimpiyat sonrası Fransa’ya dönerek eğitimine devam ettiğini anlatıyor.

Peki nasıl oldu da spora merak saldı, Çambel? Bu sorunun yanıtı da Birinci Dünya Savaşı sonrası zor yıllarda saklı.

“I. Dünya harbi çocuğuyken çok zayıftım. Hep bana ölecek gibi bakarlardı. Üst üste kazaklar ve yün çoraplar giydirirlerdi. Ben de boyle olmayacak diye evden gizlice okulda üzerimdeki kalın giysileri çıkartıp kendimi güçlendirmeye karar verdim. Ve bu arada spor yapmaya başladım.”

Spora teşvik eden kişi ise Nadolsky.

“Okuduğum Almanca kitaplarda Şövalyeler dönemi beni etkiledi. Eskrime bu nedenle başladım." diyor Çambel. “O zaman okulda halk oyunlari, dans gibi çeşitli etkinlikler vardı ama ben eskrimi seçtim. Hocamız Nadosky adında beyaz Rus subayı idi.”

Halet Çambel okulda okçuluk yapma olanağı olduğunu, kendisinin bunu da değerlendirdiğini ekliyor.

2012 Olimpiyatları’nda Türkiye tarihinde ilk defa sporcu kafilesinin yarısından fazlası kadındı. Türk bayrağı altında Londra'ya gelen kadın sporcu sayısı 66. Çambel “Kadın sporcularımızın sayısının artması beni sevindiriyor” diyor.

Olimpiyatlara katılmak isteyen sporcuların uzun yıllarını bu işe adamaları, bir çok fedakarlıklar yapmaları bekleniyor. Çambel o yıllarda nasıl bir hazırlık yapıldığını sorduğumuzda, “Hazırlanılmazdı” diyor önce. “Herkes kendi alanında gerekli antremanı zaten yapardı. Olimpiyatlara gidileceği de belli değildi. Gitme kararı federasyonca son anda verildi.”

Sonra kampa gidişlerini hatırlıyor ve ekliyor:

“ Bizi olimpiyata hazırlık amacıyla Macaristan’a götürüp kampa soktular. Gayet esnek etkili bir üslübu olan İstanbul’daki hocamız Nadolsky'i götürmeyip bizi Peşte’ deki spor okulunda bir Macar hocaya teslim ettiler. Sert bir stili olan Macar hoca yüzünden kendi kendi stilimizi kaybettik. Ve yeni bir teknik kazanamadık.”

Lise ve üniversite yıllarındayken spora ilgi olmadığını belirten Çambel, Atatürk’ün bu ilgiyi teşvik etmekte önemli bir rol oynadığı görüşünde.

“Atatürk kadınları erkeklerden ayırmayıp her mesleğe katılmaları ve eşit şartlarda başarılı olabilmeleri için önlerini açarak destekledi.”

Halet Çambel, geçen bir ay boyunca Londra Olimpiyatları’nı gazetelerden fırsat buldukça takip etmiş.

Son olarak "olimpiyat sporcularına ve sporseverlere ne öğütlersiniz? Başarının anahtarı nedir sizce?” dediğimizde yanıtı basit:

“Çalışmak…Çalışmak…. Çalışmak….”

Halet Çambel, 27 Ağustos’ta 97 yaşına basacak.