BIST 10.001
DOLAR 35,38
EURO 36,48
ALTIN 3.040,66

"Oligarşinin Çocukları"


Atatürk'ün Ankara'yı başkent ilan etmesinde bir neden de, İstanbul aristokrasisinden korunma isteği olmalı diye düşünüyorum.

Ancak, İstanbul aristokrasisi -doğal olarak- tamamen kaybolmadığı gibi zamanla Ankara'da kendi aristokrasisini ve oligarşisini yarattı.

Bunun çeşitli örneklerini bir yazıda okumuştum. Aynen alıyorum:

"Neden Menderes? Çünkü babası Adnan Menderes.

Neden Mehmet Ali Bayar? Çünkü babası Nuri Bayar, dedesi Refik Koraltan.

Neden Erdal İnönü? Çünkü babası İsmet Paşa.

Neden KOÇ HOLDİNG'in CEO'su Bülent ve Murat Özaydınlı?
Çünkü babaları eski Hava Orgeneral Özaydınlı Paşa.

Niçin Ömer Bozer? Çünkü babası Ali Bozer.

Niçin Ertuğrul Özkök? Çünkü kayınpederi Hüdai Oral.

Neden Tuğrul Türkeş? Çünkü babası Alpaslan Türkeş.

Niçin İlhan Kesici? Çünkü Demirellerin damadı.

Niçin Hüsnü Doğan? Çünkü Özal'ın yeğeni."

Bu örnekler daha çok uzatılabilir ancak yeterli olduğunu düşünüyorum.

Burada dikkat çekici olan şey, adı geçenlerin hiçbirinin siyasette ve temsil ettikleri sektörde birinci adam olamamış olmalarıdır.

****
Atatürk'ün oligarşiyi önlemek için aldığı tüm tedbirlere rağmen, birtakım odaklar daima adı yukarıda adı geçen veya geçmeyen birçok kişiyi öne çıkarmak istemişlerdir...

Fakat dikkat çekici olan ülkeyi daima sıradan ailenin çocukları yönetmiştir.

Menderes öyledir, Demirel öyledir, Özal öyledir, Tayyip Erdoğan da öyledir.

Anlaşılıyor ki oligarşinin birilerinin bizi yönetmesi konusundaki ısrarlar daima ters tepmiş, bizi Anadolu çocukları yönetmiştir.


Atatürk'ün monarşiyi kaldırıp Cumhuriyeti kurmasına rağmen hala belli köklerden gelen “aristokratların” yönetmesinde ısrar edenler ise başarılı olamamışlardır.

Çünkü adı geçenlerin hiçbirisi ülke insanları ile kendi aralarında gerekli pozitif elektriği yaratamamışlardır.

Yoo itiraz etmeyin hemen, babaları, ataları büyük devlet adamı olan bu kişilerin onlardan kaynaklanan doğal hakları olamaz!

Yok eğer "var" diyen varsa, bunun Osmanlı'nın çöküş dönemindeki "beşik alimliğinden" ne farkı olabilir ki?

****
Bütün bu iktidar kurgularında "oligarşinin çocuklarını"nın payı olmadığı kesin, onları eleştirmek yanlış ve kolaycılık olacaktır.

Onlar bu oyunda sadece pasif, “iyi niyetli” kabullenicilerdir!

Asıl onların ismini ortaya atanların demokrasi inançlarını sorgulamak gerekecektir.

Yapılan kolaycılıktır...

Sorun, ülkenin yönetiminin kişisellikte değil sitemde olduğunu görmeyenlerin dar görüşündedir.

Yeni fikirleri savunan gençlerin önünün açılmasından korkan muhafazakar, teslimiyetçi, kolaycı zihinlerin icadıdır mağlubiyetlerin sebebi...

Asıl sorunun gerçek demokrasiden geçtiğini görmeyenlerin...

Ama gerekçesi ne olursa olsun, olanlar ülke için zaman kaybından başka birşey değildir.

Aksi doğru olsaydı "oligarşinin çocukları" başbakan, cumhurbaşkanı olmalıydı...

Anlatmak istediğim; asıl serbest rekabet siyasette olmalı.
Ticarette serbest rekabet diyenler, siyasette de bunu savunmalı.

Bakın bakalım neler geliyor siyasete gençlerden.