Şemdinli'de meydana gelen olaylarda kilit rol oynayan uzman çavuş Tanju Çavuş bugün hakim karşısına çıktı. Çavuş, sözlü savunmasında ilginç iddialarda yer verdi.
Abone olHakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde meydana gelen olaylar sırasında tutuklanan ve bugün hakim karşısına çıkan uzman çavuş Tanju Çavuş, ''Böyle bir durumda silahımı kullanmamış olsaydım, ben, eşim ve çocuklarım şu an yaşamıyor olurduk'' dedi. Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmada, ''meşru müdafaa sınırının aşılması suretiyle bir kişiyi öldürmek, silahla beş kişiyi yaralamak'' suçlamasıyla yargılanan tutuklu sanık Çavuş, 11 sayfalık yazılı savunmasını mahkeme heyetine sundu. Savunmasını aynı zamanda sözlü olarak da yapan Çavuş, eşinin rahatsızlığı nedeniyle 8 Kasım 2005'te eşi ve çocuklarıyla Van Askeri Hastanesi'ne gittiğini, Doktor Cenk Tan'ın tedavinin Özel Hayat Hastanesi'nde yapılacağını söylediğini belirtti. Aynı gün saat 18.30'da bu hastaneye gittiklerini, Van'da alışveriş yaptıklarını, akşam ise Fuat Oteli'nde konakladıklarını anlatan Çavuş, 9 Kasım'da saat 13.30 sıralarında Şemdinli'ye gitmek üzere Van'dan ayrıldıklarını söyledi. ''O GÜN KENDİMİ VE AİLEMİ KORUDUM'' Şemdinli ilçe girişindeki polis noktasının karşısında, ateş yakıldığını ve 70-80 kişilik bir grubun olduğunu gördüğünü ifade eden Çavuş, şöyle devam etti: ''İnsanların ne yaptığını bilmiyordum. Yol kenarındaki boşluktan geçerek, ilçe merkezine doğru geldim. Şemdinli Lisesi önünden gideceğimiz istikametin barikatlarla kapalı olduğunu gördüm. Ziraat Bankası önünde kalabalık daha çoktu. Bize doğru gelen insanlar, öndeki kalabalığa bir şeyler söylüyordu. Yüzü maskeli, silahlı insanlar devlet aleyhine slogan atıyordu. Arabamızın hareketini kısıtlayarak bize saldırdılar. 'Bu polistir, vurun öldürün' diyerek, demir sopa ve taşlarla bize saldırıyorlardı. Arabamda çocuklarım feryat ediyordu. Arabamın camları kırıldı. Arabayı devirmeye çalışıyorlardı. Bu kişilere 'ben polis değil, askerim' dediğim halde saldırı devam etti. Eşimin ve çocuklarımın korktuğunu gördüm. Çocuklarımı araçtan çıkarmaya çalışanlar vardı. Korku ve paniğe kapılarak, silahımı çekip hedef gözetmeden havaya ateş açtım. Daha sonra kalabalık dağılmaya başladı. Arabamla hızla uzaklaşıp lojmanlara gittim. Nizamiyedeki görevli aracımızı ve bizim durumumuzu gördü. Bu kişiler de dinlenebilir. Yüzleri maskeli kişilerin terör örgütü mensubu olduğunu düşündüm. Şemdinli'deki olaylarla ilgili bilgim yoktu.'' O gün kendisini ve ailesini koruduğunu, asıl mağdurun kendisi ve ailesi olduğunu ifade eden Çavuş, ''Böyle bir durumda silahımı kullanmamış olsaydım, ben eşim ve çocuklarım şu an yaşamıyor olurduk. Bu olaydan sonra ölen kişiler için çok üzgünüm. Ölenlerin ailesine başsağlığı diliyorum. Meşru müdafaa sınırları içinde havaya ateş açtım, kendimi ve ailemi korudum'' diye konuştu. MÜŞTEKİ VE MAĞDURLARI 15 AVUKAT SAVUNDU Duruşmada, aralarında Tanju Çavuş'un oğulları ile eşinin de bulunduğu 9 tanık dinlendi. Tanju Çavuş'un savunmasını avukat Orhan Çelen yaparken, müşteki ve mağdurları 15 avukat savundu. Müşteki avukatlarından Murat Timur, dosyanın Şemdinli olayları ile ilgili Van'da görülecek diğer dava dosyasıyla birleştirilmesini ve Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı vermesini talep etti. Mahkeme heyeti, bu talepleri oybirliğiyle reddetti. Daha sonra Mahkeme Heyeti Başkanı Refik Sarıoğlu, mahkemeye müdahalede bulunduğu ve disiplini bozduğu gerekçesiyle avukat Timur'u salondan çıkardı. Mahkeme heyeti saat 16.20 sıralarında duruşmaya 10 dakika ara verdi. Duruşmanın ikinci bölümü saat 16.30 sıralarında başladı. ''Meşru müdafaa sınırının aşılması suretiyle bir kişiyi öldürmek, silahla beş kişiyi yaralamak'' suçlamasıyla yargılanan Çavuş, 9 Kasım 2005'te, Umut Kitapevi'ne el bombası atılmasını ve bir kişinin yaşamını yitirmesini protesto eden kalabalığın üzerine açtığı ateş sonucunda Ali Yılmaz'ın ölümüne ve 5 kişinin yaralanmasına yol açtığı iddiasıyla tutuklanmıştı.