Türkiye'de 1975-2000 döneminde üniversite mezunu kadın sayısı 56 binlerden 910 bine kadar yükseldi. Ancak okuma yazma bilmeyen kadın sayısı iç açıcı değil.
Abone olDünya Kadınlar Günü'nde bazı veriler, Türk kadınının yaşamda sahip olduğu önemli yer ile bazı sorunlarının hala devam ettiğini ortaya koyuyor. Türkiye'de 1975-2000 döneminde üniversite mezunu kadın sayısı 56 binlerden 910 bine kadar yükseldi. Ancak 2000 yılı itibariyle okuma yazma bilmeyen kadın sayısı hala 4 milyon 625 bini buluyor. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların Meclis'teki temsil oranı yok denecek kadar az. Kadın milletvekili sayısı erkek milletvekillerinin sadece yüzde 4.2'sinde kalıyor. 2000 yılı sayımında nüfusun 33.4 milyonluk bölümünü oluşturan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 39.6 seviyesinde kalırken, 9.4 milyon kadın çalışıyor. Buna karşılık kadınlar işsizlik oranı açısından erkeklere göre daha şanslı görünüyor. Erkeklerde 2000 yılı için yüzde 9.9 olan işsizlik oranı kadınlarda yüzde 7.2 seviyesinde kalıyor. Tarım dışı kadın çalışanların oranı da hızla artıyor. 1997 yılında yüzde 17.7 olan bu oran 2003 yılına gelindiğinde yüzde 20.6'ya çıktı. Tüm bunlara rağmen, kadın ve erkek çalışanların ücret dengesizliği ise devam ediyor. Kadınların eğitim durumuna göre değişmekle birlikte ücretleri erkeklerin altında kalıyor. Okuma yazma bilmeyen kadın sayısı, hala yüksek seviyede bulunuyor. 2000 yılı itibariyle Türkiye'de 25 yaşın üzerinde okuma yazma bilmeyen kadın sayısı 4 milyon 625 bini buluyor. Bu rakam erkeklerde 1 milyon 176 bin kişide kalıyor. Buna karşılık, 1975-2000 döneminde kadınların eğitimde büyük mesafe kaydettikleri de görülüyor. Nitekim dönem başında 1 milyon 920 bin seviyesinde olan ilkokul mezunu kadınların sayısı 7 milyon 644 bine, 167 bin olan ortaokul mezunu sayısı 896 bine, 199 bin olan lise mezunu sayısı da 1 milyon 539 bine çıktı. Üniversite mezunu kadın sayısı da 56 binlerden 910 bine kadar yükseldi.