Çocuklar doğal öğrenme güdüleri olumsuz olarak etkilendiği zaman bilgiyi kavramak için çaba göstermezler. İşte okulda başarısızlığın nedenleri...
Abone olBebeklik döneminde çocuklar doğal olarak öğrenme güdüsüne sahiptirler. Bebeğin bir oyuncağa uzanmak için gösterdiği çaba, yürümesi veya kendi kendine yemek yemesi öğrenme güdüsünün örnekleridir. Erken dönemde gözlemlenen bu öğrenme güdüsüyle çocuk okul çağında okuma-yazma gibi etkinliklere yönelir. Çocuklar doğal öğrenme güdüleri olumsuz olarak etkilendiği zaman bilgiyi kavramak için çaba göstermezler. Okula ilişkin görevlerde başarılı olamayacaklarına inandıklarında, hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünerek çalışmayı bırakırlar. Öğrenme zorlaştıkça kolaylıkla engellenme duygusuna kapılırlar. Çaba göstermedikleri için öğrenmede başarı sağlayamazlar. Yeni bilgiler edinmenin heyecanını yitirirler. Başarının şansa bağlı olduğuna inanırlar. Memorial Hastanesi'nden Pedagog Dr. Melda Alantar, anne-babalar için şu önerilerde bulundu: Öğrenciler neden bu tür olumsuz inançlar besler ? Çocukların öğrenme yeteneklerini etkileyen bazı durumlar vardır ; öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği, uyum ve davranış sorunları, gelişimsel bozukluklar, olumsuz yaşam olayları v.b. Özel Öğrenme Bozukluğu dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerin kazanılmasında ve kullanılmasında kendine gösteren bir bozukluktur ve okul başarısını olumsuz etkiler. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu okul çağındaki çocukların % 3-5'inde görülen nörobiyolojik kökenli sorundur. En yaygın belirtileri dikkatsizlik, düşünmeden hareket etme, aşırı hareket veya hareketsizliktir. Hiperaktivite okul başarısını olumsuz açıdan etkileyen psiko-eğitimsel bozukluktur. Zihinsel gelişimin yaş düzeyinin altında olduğu vakalarda okula uyumsuzluk ve akademik başarısızlık görülebilir. Boşanma, ayrılık, ölüm, kayıplar, çevre ve okul değişiklikleri gibi strese yol açan yaşam olayları öğrenme güdüsünü etkileyebilir. Önceki dönemlerde sınıflarını geçemeyen öğrenciler başarısız olacakları inancıyla çaba göstermezler. Okul ortamında rekabet özellikle pek çok şey öğrenmelerine rağmen 'en iyi' olarak nitelendirilmeyenler için bezdirici olabilir. Başarılı olamayan veya çabaları takdir edilmeyen öğrencilerin öğrenme güdüleri zayıflar. Yetişkinlerin tutumları öğrencilerin akademik başarıya ilişkin inançlarını etkiler. Anne-babaların çocukların ilgi ve yeteneklerini göz ardı ederek, gerçekçi olmayan beklentiler içinde olmaları veya eğitime önem vermemeleri öğrenme güdüsünün azalmasına yol açabilir. Oysaki kurulan sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisini sürdürmek ve eğitimin önemli olduğu mesajını iletmek çok önemlidir. Aileler çocuklarının öğrenmeye karşı ilgilerini ve okul başarılarını artırabilirler. Bazı öneriler şunlardır : -Çocuğunuzu eğitirken kararlı ve adil davranın. Çocuklar sorumluluk kazanmak ve bağımsız olabilmek için makul bir disiplin anlayışına gereksinim duyarlar. -Çocuğunuza evde sorumluluk üstlenmesini öğretin. Ev ortamında görevler vererek özdenetimini geliştirmesine yardım ederseniz, onu okul yıllarına da hazırlamış olursunuz. -Çocuğunuzla okulu hakkında konuşun, okulda gerçekleştirilen etkinliklerle ilgilendiğinizi belli edin. Onu dinleyin. -Tüm aile bireylerinin katılabileceği, öğrenmeyi özendiren etkinlikler düzenleyin, örneğin müze ve tarihi kalıntıları ziyaret etmek gibi. -Öğrenmenin önemli olduğunu düşündüğünüzü ona belirtin. -Başarılar için olanak yaratın. Kendilerini yetkin hisseden çocuklar yeni bilgilere hevesle yönelirler. -Çocuğunuza yapmaktan hoşlandığı ve başarılı olduğu etkinlikleri belirlemesi için yardımcı olun. Öğrenme deneyimlerini geliştirmesi için ilgi alanlarından yararlanın, örneğin çocuğunuz basketboldan hoşlanıyorsa onu basketbol tarihi veya oyuncuları hakkında bilgi toplaması için yönlendirin. -Çocuğunuza yardımcı olurken ödül ve yaptırımları dengeleyin. Sürekli yaptırım uygulamak onu bezdirebilir. Ailenin yüksek başarı beklentisi ve 'tembel', 'sorumsuz' gibi olumsuz sıfatlarla çocuğu etiketlemesi onun kendine duyduğu güveni zayıflatır. Öğrencinin çabasını ve üretkenliğini ödüllendirin. Ancak unutmayın ödüllendirmek ona her zaman para vermek ve ayrıcalık tanımak değildir. Çocuğunuza sadece onunla gurur duyduğunuzu söylemek veya onun başarmak için sarf ettiği gücü fark ettiğinizi belirtmek yeterlidir. -Evinizin sakin bir köşesini çocuğunuzun ödev yaparken gerekebilecek malzemeleri kolayca bulabileceği bir çalışma alanı olarak düzenlemesi için ona yardım edin. İlköğretim çağındaki çocuğunuzla birlikte her gün ödevlere ne kadar zaman ayıracağınızı konuşabilirsiniz. Günlük ödev yapma saatini belirleyin. Bu saat süresince diğer faaliyetler durmalıdır. Aşırı televizyon izleme, bilgisayar ve video oyunlarıyla ilgilenme gibi öğrenmeyi etkileyen etkinliklerin süresini kısıtlayın. -Öğretmenlerine saygı duyduğunuzu çocuğunuza gösterin. Bir eğitimciyle yaşadığınız anlaşmazlığı çocuğunuzun önünde çözümlemekten kaçının. Sık sık öğretmenleriyle konuşun. Evde ve okulda geçen olaylar hakkında karşılıklı olarak bilgi paylaşımında bulunun. -Öğrencinin gelişme gösterdiği ve zorlandığı alanları belirlemek için çocuğunuzla birlikte öğretmeniyle görüşün. Belli konularda başarılı olamayan öğrencilere yönelik okulun kurs, etüd gibi özel düzenlemelerinden yararlanın. Ailenizde ve çevrenizde size bu konuda destek olabilecek insanları belirleyin. -Öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği gibi akademik başarıyı etkileyen konularda okuldaki öğretmen ve psikolojik danışmanların çocuğunuzla ilgili kuşku ve uyarılarına önem verin. Gerekli durumlarda uzmanlara başvurun. -Yaz tatilini çocuğunuzun okulda neden zorlandığını belirledikten sonra uygun çalışma programıyla başarıyı yakalaması için bir fırsat dönemi olarak değerlendirin.