Alevi örgütleri, Eğitim-Sen ve Birleşik Haziran Hareketi'nin çağrısıyla Türkiye’nin bazı okullarında bugün dersler boykot edilecek. İstanbul'dan Rengin Arslan, çocuğunu okula göndermeyeceğini söyleyen velilerle konuştu.
Abone olAlevi örgütleri, Eğitim-Sen ve Birleşik Haziran Hareketi'nin çağrısıyla Türkiye’nin bazı okullarında bugün dersler boykot edilecek. “Laik ve bilimsel eğitim” talebiyle boykota Halkların Demokratik Partisi de destek veriyor.
Peki çocuğunu okula göndermeyerek boykota katılacak veliler ne istiyor, neye tepki gösteriyorlar?
Kemal Özdeş ve Birsen Özdeş çocuklarını okula göndermemeye karar verenlerden. Boykota katılma sebeplerini sorduğumda, eğitim sisteminin genel sorunlarından bahsediyor ve din eğitiminin ön planda olmasını eleştiriyor Kemal Özdeş.
Uzun sohbetimize, “Çocuğumun din dersi görmesini istemiyorum. 15 yaşına geldiğinde öğrenmek istiyorsa öğrensin. Bilmekten zarar gelmez ki. Ben eski hafız gibi bir adamım. Kuranı hatmetmiş bir adamım. Şimdi din öğretmiyorlar, mezhep öğretiyorlar” diyerek başlıyor.
“Evinizdeki dini semboller nedir?”
Birsen Özdeş geçen sene çocuklarına din dersi için verilen performans ödevinden bahsediyor. “Sorulardan bir tanesi şu idi: evinizdeki dini semboller nelerdir? Evimizdeki sembol yok diye yanıt verdik” diyor. Bunun notunu etkileyip etkilemediğini sorduğumda, “Not kırmadılar. Ama soru rahatsız edici” diyor.
Bazı öğretmenlerin velilerin din dersindeki bazı konularda anlayışlı olduğunu ancak genel durumun kaygı verici olduğunu söylüyor ve geçen seneden bir örnek anlatıyor: “Başka bir din öğretmeni vardı oğlumun. Bir veli, bir toplantıda kalkıp, ben çocuğumun dua ezberlemesini istemiyorum dediğinde, ‘tamam siz istemiyorsanız, çocuğunuza başka bir sorup değerlendiririm’ deyip kabul etti. Ancak bütün din öğretmenleri böyle değil.”
Kendi ailesinde eğitim müfettişleri olduğunu söyleyen ve bu alanı çocukları okula başlamadan da takip ettiğini söyleyen Kemal Özdeş, “Önceden hiçbir okul müdürü imam hatipli değildi. 2010’dan üç müdür geldi çocuklarımın okuluna. Hepsi ilahiyat mezunu. Bunlar önceden de vardı. Ama artık sistematik hale geldiğini düşünüyorum” diyerek muhafazakarlaşma kaygısını dile getiriyor.
“Eskiden mezhepler anlatılırdı, şimdi bir mezhep”
Eğitim sisteminde çok uzun yıllardır farklı sorunların dile getirildiğini, din eğitiminin yıllardır okullarda zorunlu olarak okutulduğunu hatırlattığımda ise kendi eğitim gördüğü yıllarda din derslerinde sıra üzerinde namaz kıldıklarını anlatıyor ve ancak diye ekliyor: “Ama o zaman bile mezhepler anlatılırdı. Şimdi sadece tek mezhep anlatılıyor.”
Çocuğunu bugün okula göndermeyecek velilerden bir diğeri ise Mete Yalçın. Boykota neden destek verdiğini sorduğumda, “Eğitim sisteminde uzun zamandır yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle, bir şekilde dikkat çeker miyiz diye düşünüyoruz. Bilimsel eğitim tamamen ortadan kaldırılıyor. 12 yıldan önce de, bu hükümetten önce de kötüydü, ezbere dayalı ve bilimsel olmaktan çok uzak bir sistemdi. Ama şimdi daha farklı. Bugün yaşamda karşılığı olmayan pek çok ders var zaten. Örneğin akademik derslerin haftalık saat sayısı azaltılıyor. Her sene sistemin değişmesi de sorun. Boykotun gerekçesi bunların hepsi.”
Mete Yalçın, din ve değerler kapsamındaki derslerinin saat sayısının arttırılarak matematik ve fen bilgisi gibi derslerin saatlerinin azaltıldığını söylüyor.
Birsen Hanım bu sırada seçmeli dersler için bugün okuldan verilen bir listeyi gösteriyor. Listenin en üst sıralarında “Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in hayatı” dersleri var. Bunun yanı sıra Türkiye’de konuşulan farklı lehçelerin öğretilmesi öngörülen dersler de söz konusu.
“Din insanın inancına kalmış bir şey”
Konuştuğum veliler, 20 kişi bir dersi seçtiği zaman bir sınıf açılabildiğini, rağbet görmeyen derslerin açılmadığından yakınıyor. Bunun yanında 20 kişilik sınırı dolduran bazı dersler içinse öğretmen atanmadığını söylüyorlar.
Mete Yalçın sohbetimiz biterken ekliyor: “Çocuğumun din eğitimi görmesine karşıyım. Din insanın kendi inancına kalmış bir şey. Dinin eğitim sistemine bu kadar dahil edilmesine de karşıyım” diyor.
Alevi örgütleri ve Birleşik Haziran Hareketi, sendikaların ve partilerin de desteğiyle geçen hafta sonu Kadıköy’de bir miting düzenlemiş ve aynı talepleri tekrarlamışlardı.
Kadıköy’deki eylemin kalabalık geçmesine rağmen bugünkü boykot için velilerin beklentileri farklı. Kemal Özdeş, kendi okulundan bazı velilerin boykotu desteklemediğini, bazılarının ise farklı kaygılar nedeniyle boykota katılmaktan çekindiğini söylüyor.
Bir başka tepkileri ise bazı okulların imam hatibe dönüştürülmesi, bazılarının ise içinde imam hatip sınıflarının açılması.
Eğitim sisteminde bundan iki yıl önce yapılan sistem değişikliğinin ardından bazı okul dönüşüme tabii tutulmuştu. Dönüşümün bir bölümü normal okulların imam hatip okullarına dönüştürülmesi şeklinde gerçekleşti.
Sabancı Üniversitesi Eğitim Reformu girişiminin geçen yılın Ağustos ayında açıkladığı rapora göre 2010-2011 eğitim yılı ile 2014 yılı arasında imam-hatip ve Anadolu imam-hatip lisesi sayısı yüzde 73 oranında arttı. Bununla birlikte mesleki ve teknik lise sayısı yüzde 23, Anadolu lisesi sayısı yüzde 57 oldu.
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün aynı dönemde aktardığı bilgiye göre ise 2014 yılı içerisinde “genel liseden din öğretimine dönüşen okul sayısı 13”.
İzmir Valiliği ise bundan bir hafta önce İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda, boykota katılacak eğitim personeli ve öğrenciler için disiplin işlemi yapılacağını belirtmişti.