Okuduğunu anlamayan Prof…
Saadet Partili Cihangir İslam'ı anlamakta zorlanıyorum. Gerçekten zorlanıyorum. Yani özgeçmişine bakınca yok yok.
Saadet Partili Cihangir İslam'ı anlamakta zorlanıyorum.
Gerçekten zorlanıyorum. Yani özgeçmişine bakınca yok yok.
Bilmeyenler bilsin diye biyografisini kısaca paylaşıyorum.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı ve Profesör. TED Ankara
Koleji mezunu. ABD Minnesota Üniversitesi, Kanada- Montreal McGill
Üniversitesi ve ABD Minnesota Twin Cities Spine Center'da Omurga
Cerrahisi ve Klinik Araştırma eğitimi aldı ve fellowship
programlarını tamamlamış.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Kafkas Üniversitesinde Ortopedi ve
Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeliği, Haydarpaşa Numune
Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ortopedi ve Travmatoloji Klinik
Şefliği yapmış.
Bitmedi, devam edelim.
Mazlumder, Saadet Partisi, Has Parti, Adalet Zemini ve Hak ve
Adalet Platformu kurucularındandır. Artı TV 45 + 45 Programı
moderatörlüğü, Duvar gazetesi köşe yazarlığı yapmış. 100'ün
üzerinde bilimsel çalışması yanında sosyal alanda yayımlanmış çok
sayıda makalesi var.
Çok iyi düzeyde İngilizce, orta düzeyde Almanca ve Arapça
biliyor.
Biliyor da ne oluyor dersiniz?
Hiç!
Hem de koskoca bir hiç!
Yani böylesine bilgi birikimli görünen bir adamın okuduğunu
anlamadığına mı, anladığını yorumlayamamasına mı yanayım
bilemedim.
Dün Meclis kürsüsünden benim OHAL ile ilgili yazdığım yazıyı
eleştiriyor. "Adeta bir OHAL güzellemesi
yapmış" diyor.
Ne kadar çirkin ne kadar bayağı bir yorum. Oysa benim bugüne kadar
OHAL'i eleştiren ve KHK mağdurlarının haklarını gözeten onlarca
yazım var.
Bunları yazan ben, neden OHAL güzellemesi yapayım?
Ben o yazıda, "OHAL'e başvuran 125 bin kişi ve kuruma
ait yaklaşık 430 bin dosya var" diyorum.
Adam çıkmış, "OHAL'de 430 bin başvuru var ve OHAL
İşlemleri Komisyonu Başkanı, bu başvuruları bir buçuk yılda
tamamlayacağını belirtti" diyor. "Açın
hesap makinesini hesaplayın. 147 ayda biter bu
işlem" diye de ekliyor.
Eğer okuduğunu idrak edemiyorsa, kötü. Yok eğer anladığı halde
böyle yalan yanlışa başvuruyorsa, orası çok daha kötü!
Çünkü bilerek yapılan bu kötülük sadece Fetö'nün işine yarar da
ondan.
Oysa ilkokul çağındaki bir çocuk bile okusa o yazıyı çok net
şekilde anlardı. Çünkü bütün inceleme detaylarını vermiştim o
yazıda.
Komisyonun şimdiye kadar 42 bin dosyayı karara bağladığını, haftada
ortalama 1200 dosyaya baktığını ve bu hızla devam ederse bir buçuk
yıl içinde dosyaların tamamına bakılabileceğini
söylemiştim.
Bunu anlamamak için Cihangir İslam gibi bir Profesör olmak
gerekiyormuş demek ki!
Benim asıl anlamadığım, Cihangir İslam'ın bu konuyu Digiturk ve
Banka hesaplarına getirip, "Bu belgeleri böyle bir
kurum nasıl elde edebiliyor. Burası mahkemelerin üstünde bir kurum
olmuş" demesi...
Yazıdan böyle bir anlam çıkarabilmek için gerçekten çok kötü
niyetli olmak gerekiyor.
Yani bu kurum, mağdurların başvurduğu ve haklarını aradığı bir
kurum. Bu kurum da başvuranların haklarını savunabilmek için yasal
yollardan belge istiyor ve elde ediyor.
Bunun nesi kötü anlamıyorum?
Cihangir Bey'in açıklamalarıyla cesaret verdiği Fetö gibi yasal
olmayan yollardan belge elde edilmiyor ki?
Cihangir İslam'a söyleyeceğim şudur:
Sizi rahatsız eden asıl mesele nedir Cihangir Bey?
Suçsuzum diyenlerin suçlu çıkmasından ve bunun belgelenmesinden mi
rahatsız oluyorsunuz? Yoksa "Fecaat kararlar
alınıyor" diye kara çalmaya çalıştığınız bir kurumun
hak ve hukuku gözeterek adil karar vermesinden mi
rahatsızsınız?
Bu ikisinden de rahatsız olmuyorum diyorsanız. O zaman
“Batıl”ın saflarında ne işiniz var söyler
misiniz?