Tezkere oylamasıyla ilgili ilginç bir değerlendirme yapan Hürriyet'in Başyazarı Oktay Ekşi, şok bir iddiada bulundu.
Abone olTEZKERE VE SİİRT SEÇİMİ... TEZKERE kararı geride kaldı. Bir yenisi gelir mi, belli değil. Şu açıkça görülüyor ki, yeni bir tezkerenin Meclis'e getirilebilmesi bir cesaret işi. Belki de sırf ‘‘cesaret’’ değil, AKP iktidarının son olayda ispat ettiği gibi biraz da ‘‘siyasi beceri’’ işi. AKP Lideri Tayyip Erdoğan'ın tezkere kararını değerlendirdikten sonra gazetecilere, ‘‘Biz Türk siyasetinin gereğidir diyerek, bağlayıcı bir grup kararı alabilirdik ama yapmadık. Alsaydık aynı insanların 'parti içi demokrasi nerede kaldı?' diye kampanya açacaklarını biliyorduk’’ dediği bildiriliyor. Sayın Erdoğan her bildiğini böyle biliyorsa, yandık demektir. Çünkü kendisi 9 Mart günü Siirt'te yapılacak araseçimde kazanır da milletvekili olursa, -buna aşağıda değineceğiz- hemen ardından Başbakanlığa getirilmesi ve ülkeyi yönetmesi söz konusu... Gerçekten bizim bu tezkere olayında hiç anlayamadığımız tek husus, AKP'nin Meclis grup kararı almayı niçin istemediğidir. Çünkü Meclis grupları nasıl parlamenter demokrasinin temel kurumları ise Meclis grup kararları da o bütünün ayrılmaz parçasıdır. Anayasa'nın ‘‘Meclis grubuna götürülemez’’ demediği her konuyu orada tartışmak ve karar almak parlamentoda grubu bulunan her partinin hakkıdır. Sayın Erdoğan ‘‘gruba götürülemeyecek’’ hususları -örneğin bir konuda Meclis Soruşturması açılmasına ilişkin önerileri- tam tersiyle karıştırıyor olmalı... O nedenle Sayın Erdoğan hiç kimsenin parti içi demokrasi yönünden eleştiremeyeceği bir konuda düpedüz atlamış olmalı. ‘‘Biliyorduk’’ dediği şey, o yüzden yanlış. Erdoğan belli ki ‘‘Ben istersem yaparlar’’ diye düşündü. Oysa Meclis'e giren AKP'li her milletvekili hakkındaki en geniş bilgiye o sahip. O nedenle, ‘‘Müslüman'ın Müslüman'ın kanını dökmesi caiz değildir’’ türü söylemlerin sahipleriyle ‘‘Kuzey Irak'taki Kürtçü gelişmelere sempati ile bakan’’ AKP'li milletvekillerinin sayısını baştan görmesi gerekirdi. Şimdi Tayyip Erdoğan'ı, büyüklüğünü bilemediğimiz yeni bir sürpriz bekliyor olabilir. Bu Siirt'te yapılyacak seçim sandığından çıkabilecek sürprizdir. Gerçi kalan dört beş gün içinde hava değişebilir mi bilmiyoruz ama 3 Kasım 2002 seçiminde Siirt seçmeninin yüzde 32.2'sini alan DEHAP (veya HADEP) bu defa tutar da yüzde 8.9 oy alan CHP'nin adaylarını desteklerse (3 Kasım sonuçlarına göre) AKP'nin yüzde 17.5 oranındaki oyu Erdoğan'ı seçmeye yetmeyebilir. Çünkü üç sandalyeden 2'si CHP'ye gider. Kalan bir sandalye de ANAP'ın, DYP'nin, MHP'nin bu seçimde de işe yaramayacak oylarını toplayacak bağımsız bir adayda birleşirse, Erdoğan değil, bağımsız aday Meclis'e gider. Yeni bir tezkere hikáyesi işte o gün biter.