Okkan'ı, Albay Levent Göktaş yönetimindeki 7 kişilik (MAK) timinin öldürdüğünü iddia etti.
Abone olGenelkurmay tercümanı Yıldırım Beğler'den sonra emekli Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu da Gaffar Okkan suikastıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Tozlu, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ı, Albay Levent Göktaş yönetimindeki 7 kişilik Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinin öldürdüğünü iddia etti.
Özcan Tozlu, olaydan bir yıl sonra Ankara'ya Levent Göktaş'ı ziyarete gittiğini, Göktaş'ın kendisine suikastı anlattığını ileri sürdü. Levent Göktaş'a bağlı timin olaydan 10 gün önce Ankara'dan gelerek bölgede keşif yaptığını, suikast üssü olarak Sümer Camii'ni kullandığını belirten Tozlu, "Tim, olay yerine 7. Kolordu'ya ait iki sivil araçla getirildi, götürüldü. Sümer Camii'nin arka kapısını kullandı, burada kuşandı. Amaç işi Hizbullah'ın üstüne bırakmaktı." dedi. Tozlu, Levent Göktaş'ın özellikle motosikletli eskortun ölümüne çok üzüldüğünü, suikasttan dolayı vicdan azabı duyduğunu anlattığını kaydetti.
Tozlu, verdiği bilgiye göre JİTEM'in kurucularından Cem Ersever, Abdülkerim Kırca ve 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, MAK Komutanı Albay Levent Göktaş ile Doğu ve Güneydoğu'da, Ergenekon terör örgütünün tutuklu sanıklarından Veli Küçük ile de İstanbul'da çalışmış. Hayır işlerine destek verdiği için 2000 yılında ordudaki görevinden YAŞ kararı ile atılmış. Son dönemin en çok konuşulan bu isimleriyle çalışmış olan Tozlu, Okkan'ın, Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler bünyesinde yer alan ve şu anda Ergenekon'dan tutuklu bulunun Albay Levent Göktaş'ın idaresindeki 7 kişilik MAK timi tarafından vurulduğunu iddia etti.
1995 yılından bu yana Albay Göktaş'ın hem komutanı hem de arkadaşı olduğunu anlatan Tozlu, Göktaş'ın Okkan suikastını kendisine itiraf ettiğini öne sürdü. Suikasttan bir yıl sonra 2002 yılının Şubat ayında Göktaş'ı Ankara'da ziyaret ettiğini ifade eden Özcan Tozlu, bu esnada, suikastı Göktaş'ın kendisine anlatarak vicdan azabı yaşadığını dile getirdiğini aktardı. Suikastın Hizbullahçı kılığında, örgütün kullandığı silahlarla yapıldığını aktaran Tozlu, olaydan 10 gün önce operasyon hazırlığının başladığını, timin bölgede keşif yaptığını ileri sürdü. Suikast yeri olarak Okkan'ın güzergâh olarak kullandığı Sezai Karakoç Caddesi ile Sümer Camii arasının belirlendiğini belirten Tozlu, 7 kişilik timin Ankara Kirazlıdere'deki MAK'ın merkezinden geldiğini vurguladı. Suikastta üs olarak olay yerine 20-30 metre uzaklıktaki Sümer Camii'nin kullanıldığını aktaran eski yüzbaşı, olaya 'Hizbullah işi' süsü verilmek istendiğine dikkat çekti.
7 kişilik timin, suikasttan bir saat önce 7. Kolordu Komutanlığı'na ait iki sivil plakalı Land Rover marka araçla Sümer Camii'nin arkasına getirildiğini belirten Özcan Tozlu, "Tim, suikastta kullanılacak malzemelerle caminin arka kapısından içeriye girdi ve burada kuşandılar. Suikasta buradan başlandı. Bazı timler caminin duvarını kendilerine siper aldı." dedi.
Tozlu, suikast sonrası timlerin yine Sümer Camii'nde toplandığını, burada üstlerini değiştirerek, geldikleri arka kapıdan çıktıklarını kaydetti. " Timler, yine geldikleri yerden 7. Kolordu' ya ait sivil plakalı iki araçla alındı. 7. Kolordu'ya götürülen ekip, burada bir süre dinlendikten sonra sivil araçlarla havaalanına, oradan da özel askeri uçakla Ankara Kirazlıdere'deki merkeze götürüldü." Dedi.
Eski Yüzbaşı Özcan Tozlu, ziyareti sırasında Levent Göktaş'ın Okkan suikastında özellikle motosikletli eskort polisin ölümünden büyük üzüntü duyduğunu söylediğini ifade etti. Tozlu, Göktaş ile aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı: "Göktaş'a 'çok üzülüyorsun peki neden yaptınız' dedim. 'Öyle dendi' dedi ve ses çıkarmadı. Sonra Göktaş bana, şu ifadeleri kullandı: Arkadaşımsın, sana şunu söylemek istiyorum. En çok eskort görevi yapan çocuklara üzüldüm. Yazık oldu o çocuklara. Delikanlı insanlardı. Feci şekilde öldüler. Bir motosikletli koruma vardı, metrelerce sürüklendi. Feci oldu. Çok üzgünüm, vicdan azabı duyuyorum. Gaffar Okkan' da yazık oldu."
Yurt dışında bulunan Genelkurmay eski tercümanı Yıldırım Beğler, Gaffar Okkan'ın C Timi tarafından öldürüldüğünü, daha sonra suikastta görev alan C Timi mensupları taşıyan uçağın Malatya'da düşürüldüğünü ileri sürmüştü.