Okan Bayülgen'in yaşadığı dünyada yaşamak
Zannetti ki, yaptığı yanına kar kalacak. Zannetti ki, orada olanlar orada kalacak. Zannetti ki, eyindeki pislikle attığı hava orada kalacak. Zannetti ki, nezaketten uzak oluşu anlaşılamayacak. Zannetti ki, kadına bakışı, gün yüzü görmeyecek. Zannetti ki,
"Ben sana Padişah olamazsın demedim ki oğlum, ben sana
adam olamazsın dedim!"
Oğlunun ayaklarının dibinde, başını yukarı kaldırarak, bu muhteşem
sözleri söyleyen babanın dediği gibi...
Okan Bayülgen ünlü olmuş ama adam olamamış!
***
Elinde sigara, geleceğin nesline örnek oluyor (!) Okan
Efendi...
Genç bir kızdan itiraz gelince, sigaranın vücuduna verdiği zararın
etkisiyle, adeta hırlıyor.
Genç kıza demediğini bırakmıyor!
Bir iki istisna dışında, Okan'ın şaklabanlıklarına katıla katıla
gülen diğer öğrenciler de koyun gibi gülmeye devam ediyor.
Bir genç kız ayağa kalkıyor, arkadaşının astım olduğunu
söylüyor ama kimin umurunda...
Okan hakaretlerine, daha doğrusu rezilliklerine devam ediyor...
***
İsrail'e gitmiştik bir grup gazeteciyle birlikte.
Okan'ın tavrını sergileyen bir genel yayın yönetmeni, gittiğimiz
gece kulübünde caka sattı, sigarasını ağzına aldı, çakmağı
çakmadan, korumalar üzerimize üşüştü.
Üzerimize evet!
O saygısız, görgüsüz, kuralsız arkadaşın yüzünden, hepimiz
neredeyse sigara dayağı yiyecektik!
Neden?
Kural var çünkü, İsrail'in hiçbir kapalı alanında sigara
içilmiyor!
Bizdeki gibi, şark kurnazlığı da yok!
Gecenin bir vaktinde, müşterinin önüne kültabağı konulmuyor.
Yasaksa yasak kardeşim!
Kural bu!
Ya uyacaksın, ya da uyacaksın!
***
Avusturalya'da yanımdaki gazeteci sigarasını Türkiye'deki gibi
sokağa atınca, yoldan geçen herkes, pis pis suratımıza baktı. Bir
kadın dikildi karşımıza, sigarasını yere atan arkadaşa demediğini
bırakmadı:
- Kendi ülkeniz gibi bizim ülkemizi de
kirletmeyin!
***
Okan Efendi'ye bakılırsa, tüm bu yapılanlar faşistlik!
Böyleleri ile aynı dünyada yaşamak istemediğini söylüyor
hazret!
Karşısındaki insana zerre saygısı olmayan, yediği halta rağmen özür
dileyeceğine, kendisini uyaran genç bir kızı,arkadaşlarının önünde
rencide etmeye çalışan Okan Bayülgen'le kim yaşamaya meraklı
ki..
O kadar öğrencinin arasında çıkıp, ünlü olmuş ama adam
olamamış birine haddini bildiren o genç kızı ayakta
alkışlıyorum. Elindeki sigarasını söndürmemesi halinde,
çekip gideceğini söyleyen, uyarısı dikkate alınmayınca da, arkasını
dönüp giden o yürekli kızın alnından öpüyorum.
O gitti, Okan konuştu!
Suçluluk duygusuyla konuştu...
Konuştukça battı!
Battıkça ağzını bozdu!
Küfürbazlığını da gösterdi!
Zannetti ki, yaptığı yanına kar kalacak. Zannetti ki, orada olanlar
orada kalacak. Zannetti ki, elindeki pislikle attığı hava
orada kalacak. Zannetti ki, nezaketten uzak oluşu
anlaşılamayacak. Zannetti ki, kadına bakışı, gün yüzü
görmeyecek. Zannetti ki, altına imza attığı kepazelik
duyulmayacak.
***
İnternet söz konusu olunca...
Gerisi teferruattır!
Okan Bayülgen'in o yüzü, bir haftadır İnternet'te...
Yaptığı saygısızlık, herkesin dilinde...
O video izlendikçe, herkes söz birliği etmişçesine aynı şeyi
mırıldanıyor:
- Biz sana ünlü olamazsın demedik, biz sana adam olamazsın
dedik.