Ogün Samast’ın babası Ahmet Samast’ın, oğlunun nerede olduğunu soran polise verdiği yanıt ortaya çıktı.
Abone olHrant Dink suikastının ardından katil zanlısı Ogün Samast’ın babası Ahmet Samast’ın, oğlunun nerede olduğunu soran polise “Ogün’ün yerini jandarma komutanına sorun” dediği ortaya çıktı.
Ankara’da talimatla ifade veren dönemin Trabzon Emniyet Müdür Yardımcısı Necati Ekici’nin “Ogün Samast’ın babası televizyonda fotoğrafları görünce ‘o benim oğlum’ diyerek bize geldi. Nerede olduğunu sorunca da ‘Yerini Jandarma komutanı bilir. Onunla sık sık görüşüyorlardı” dediği öğrenildi.
Hrant Dink suikastı davasının 17. duruşması dün görüldü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, dosyası çocuk mahkemesine gönderilen Ogün Samast’ın cinayetten sonra Trabzon’a gittiği otobüste yanında oturan Mehmet Ali Temelocak ve arkasında oturan Erhan Şivil “tanık” olarak dinlendi. Tanık Temelocak, Samast’la sadece “nereden gelip, nereye gittiği” şeklinde sohbet ettiğini söyleyerek “Bu olaydan sonra yurtdışına gidiş gelişte ‘yanıma Türk yolcu vermeyin’ diyorum” dedi.
TÜBİTAK RAPORU AKLA AYKIRI
Duruşmada söz alan Dink Ailesi avukatlarından Fethiye Çetin, TÜBİTAK’ın mahkemeye gönderdiği raporda Akbank’a ait üç adet hard diski incelediğini hatırlatarak, tek sayfalık raporun akla ve mantığa aykırı olduğunu belirtti. TÜBİTAK’ın raporunda ‘silinmemiş görüntü dosyası olmadığı’ bilgisinin çelişkili olduğunu anlatan Çetin, Akbank’ın cinayet günü sabah ile öğlen arasını gösteren kayıtların üzerine yeni kayıtlar yaptığını ve kayıtları sildiğini söyledi.
BABA SAMAST ANLATSIN
Avukat Çetin, cinayet döneminde Trabzon Emniyet Müdür Yardımcısı olan Necati Ekici’nin Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde talimatla verdiği ifadeyi de anlattı. Ekici’nin Ogün Samast’ın görüntülerinin televizyonlarda yayınlanmasından sonra babasının, “O benim oğlum” diyerek emniyete başvurduğunu söylediğini anlatan Çetin, şöyle devam etti: “Ekici, bunun üzerine baba Ahmet Samast ile eve gittiklerini, jandarma bölgesi olması nedeniyle jandarmanın da yanlarında olduğunu, Ogün Samast’ı evde bulamadıklarını anlatıyor. Daha sonra internet kafeye gidiyorlar. Orada da bulamıyorlar. Bunun üzerine Ekici, başka nerede bulabileceklerini soruyor. Baba Samast bunun üzerine, ‘Oğlumun yerini Jandarma komutanı bilir. Onunla sık sık görüşüyorlardı’ dediğini söyledi.” Çetin, bu jandarma komutanının kim olduğunun ortaya çıkarılması için Ahmet Samast’ın tanık olarak dinlenmesini istedi.
ERGENEKON OLABİLİR
Duruşmada konuşan sanık Erhan Tuncel’in avukatı Erdoğan Soruklu da “Bu çaplı olay müvekkilimin tek başına yapacağı bir olay değildir. Kafes belgesinde Dink cinayeti için ‘operasyon’ deniyor. Zirve cinayeti Ergenekon kapsamına alınıyor. Ergenekon sanığı Kemal Kerinçsiz’in önderliğinde yapılan eylem ve tehditler de dahil bütün bu hususlar değerlendirildiğinde dosya ile Ergenekon arasında irtibat kurulması kuvvetlenmiştir” dedi.
Verilen aranın ardından söz alan sanık Erhan Tuncel ise “Bu davada üç sanık kaldı. Burada Yasin Hayal, Dink’i katledenleri temsil ediyor. Beni ortaya koydular, kendileri çekildi. Ben eylemin gerçekleştirileceğini, Yasin’in kararlı olduğunu bildirdim. İki defa suikast girişimi atlattım. Çeşitli tehditler aldım. Burada üç kişi kaldık. Kemal Türkler davasına dönmez inşallah” dedi.
Öte yandan duruşmada mahkeme heyeti başkanı ile sanık avukatları arasında tartışma yaşandı. Dink ailesinin avukatları söz alarak “Duruşma salonunda emniyetten, istihbarattan polisler var. Lütfen kim olduklarını tespit ediniz” diye konuştu. Mahkeme Başkanı’nın, “Siz kim olduklarını biliyorsanız söyleyin” diye sorması üzerine, Dink ailesi avukatları kürsünün yanında sivil iki kişiyi gösterdi. Mahkeme Başkanı ise, “Biri benim, diğeri de bir başkanın koruması. İkisi de buradaki koruma polisleri” diye yanıt verdi. Daha sonra iki polis duruşma salonundan ayrıldı.
DIŞARIDA KORUNAMAZLAR
Yapılan görev değişikliğinin ardından ilk kez duruşmaya katılan savcı Hikmet Usta, davanın 60 klasörden oluştuğunu hatırlatarak süre istedi. Usta, “Örgüt kurmak ve üyesi olmak”tan yargılanan sanıklara atılı suçun “Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs” olarak değişme ihtimalinin göz önünde bulundurulmasını istedi. Mahkeme heyeti ise Tuncel ve Hayal’in tahliye olması halinde koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağını belirterek tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, TÜBİTAK’ın hazırladığı rapordaki çelişkilerin giderilmesi talebini kabul ederek söz konusu raporun ekinde yer alan “h.dink” ifadesinin açıklanması için hard disklerin yeniden TÜBİTAK’a gönderilmesine karar verdi. Duruşma 30 Mayıs’a ertelendi.
“İMAM’IN ORDUSU” İLE YÜRÜDÜLER
Her duruşma günü olduğu gibi dün de Hrant’ın Arkadaşları Beşiktaş’ta eylemdeydi. “Affetmeyeceğiz” yazılı pankartla Dolmabahçe’den Beşiktaş’a yürüyen grup bu defa, kopyaları polis tarafından imha edilen basılmamış kitabı “İmam’ın Ordusu”nun maketlerini taşıyarak tutuklu gazeteci Ahmet Şık’a da destek verdi. Barbaros Hayrettin Paşa Meydanı’nda, aralarında Ufuk Uras, Zeynep Tanbay, Oral Çalışlar, Gülten Kaya, Muhsin Kızılkaya, Ümit Fırat ve Yonca Şık’ın da bulunduğu grupla birleşen göstericiler adına sanatçı Ayça Damgacı basın açıklaması yaptı.