Mill Eğitim Bakanı Ömer Dinçer öğrencilerin en çok seçtiği dersleri açıkladı
Abone olMill Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Seçimlik derslerin kendisi başlı başına Türkiye'deki eğitim sisteminin test edilmesiyle ilgili sonuçlar ortaya koydu. Yani çocuklar en fazla matematik uygulamaları dersini seçtiler. İkinci seçtikleri ders yabancı dil dersi oldu. Üçüncü tercih ettikleri ders Kur'an - ı Kerim oldu " dedi.
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, Çekmeköy'de bulunan Madenler Kültür, Eğitim ve Sosyal Hizmet Merkezi ile Özel Madenler İrfan Koleji'nin açılışını yaptı. Törene Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yanı sıra, İstanbul Valisi Hiseyin Avni Mutlu ile Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can da katıldı. Bakan Dinçer daha sonra, Özel Madenler İrfan Koleji'nin açılışını yaparak buradaki velilere hitap etti. Bakan Dinçer, buradaki konuşmasında eğitim sistemine yönelik yapılan, 66 aylık çocukların okula başlaması ve ortaokuldaki seçmeli dersler konusundaki eleştirilere cevap verdi.
181 BİN 600 DERSLİĞİ BU ÜLKEYE KAZANDIRDIK
Madenler'de bulunan Kültür, Eğitim ve Sosyal Hizmet Merkezi'nin açılışını yapan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e tezhib ve hat sanatıyla yapılan bir tablo hediye edildi. Bakan Dinçer daha sonra, Özel Madenler İrfan Koleji'nin açılışını yaptı. Burada minik öğrenciler tarafından karşılanan Bakan Dinçer, daha sonra velilere hitaben bir konuşma da yaptı.
Bakan Dinçer, "Bilmiyorum son zamanlarda yapılan devlet okullarında gezme görme imkanınınız oldu mu? Ben en az buna yakın seviyede fiziki alt yapısı olan hem kültür hem de spor ve benzeri alt yapılara sahip okullar yaptırıyoruz. Son 10 yıllık süre içinde aşağı yukarı 181 bin 600 civarında dersliği bu ülkede vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Bunun güzel tarafı aşağı yukarı bu rakamın 34 binden fazlası da, hayırseverlerimiz tarafından yaptırıldı. İnanın bu okullarımız da özel okullara benzer standartlara sahip olarak yaptırılıyor. Bu vesileyle onlara da teşekkür ediyoruz " dedi.
İstanbul'da c alt yapısıyla ilgili sorunlar olduğunu kaydeden Bakan Dinçer, "Biz özellikle İstanbul gibi birkaç şehirimizi pilot il olarak ele alıyoruz. Bütün gücümüzle buraların sorunlarını çözmek için çaba sarfediyoruz. İnşallah yıl sonuna kadar en az 90 tane ilkokulumuzun ihalesini yapmış olacağımızı ümit ediyorum. Bu vesileyle yeni yılın yatırım projelerini de ilave ettiğimizde İstanbul için çok önemli bir katkı sağlayacağız " diye konuştu.
EĞİTİM KAMPÜSÜ
İstanbul'da okulların yapılması sırasında arsa sorunu olduğunu belirten Dinçer, bu sorunu aşabilmek için iki yeni yöntem geliştirdiklerini ifade etti. Dinçer, "Herhangi bir arsa sahibi, şayet o arsa belediye tarafından eğitim alanı olarak tanzim edilmişse, biz de orayı kamulaştıramıyorsak, o arsa sahibinin oraya bina yapması halinde onu uzun vadeli kiralayacağız. Böylece hem arsasının hem de yaptırdığı binanın bedelini ödeme imkanımız olacak. Artık son derece modern ortaöğretim eğitim kampüsleri tasarlıyoruz. Her il ve ilçenin en uygun yerinde birden çok lisenin olduğu, beraberinde yurtlarının spor ve sosyal tesislerinin olduğu eğitimle ilgili mekanların tanzim edildiği büyük mekanlar planlıyoruz. Bunun için çok sayıda proje hazırlığı içindeyiz. Zannediyorum yine çok yakında Türkiye çapında 33 tane kamu - özel ortaklığıyla yaptıracağımız eğitim kampüsünün duyurusunu yapacağız " dedi.
"BİZ OKULUN, O MAHALLENİN HAYATI OLSUN İSTİYORUZ"
Okulları artık devletin okulları olmaktan çıkarıp miletin okulları haline getireceklerini belirten Bakan Dinçer, şöyle konuştu:
"Devlet onları sıkı sıkıya muhafaza ediyor ve onların sahibi olarak, mümkün olduğu kadar korumaya çalışıyordu. Biz bu yaklaşım tarzını değiştiriyoruz. Biz okullarımızı milletin okulları olarak tanımlıyoruz dolayısıyla da milletin emanetine ve hizmetine açıyoruz. Yine güvenliğini sağlayacağız. Yine eğitim için her türlü alt yapıyı hazır halde tutacağız. Ama bir mahallede bir okulumuz varsa, biz o okulun o mahallenin hayatı olsun istiyoruz. İşte okullar hayat olsun dediğimizde o hayat kavramı şunu anlatıyor. Sizlerin her biriniz evinizde sıkılıp bunaldığınızda, eğitime ihtiyaç hissettiğinizde veya mahalleniz için komşunuzla ortak bir iş yapmayı düşündüğünüzde kapınızı açınca, okul sizin hayatınız olsun istiyoruz. Bu vesileyle okulun fiziki mekanlarının kullanımını ve okula bakış açımızı bütünüyle değiştirdik. Okullarda kütüphaneleri ve laboratuvarları ayrı tasarlıyoruz. Kütüphaneyle bilgisayar laboratuvarını birleştiriyoruz. Okulun giriş katında velilerin ve çocukların en kola ulaşabileceği en geniş salonumuzu kütüphane olarak tasarlıyoruz. Ona mahalle kütüphanesi diyebilirsiniz artık. Orada bilgisayarlar olacak internet hizmeti olacak böylece hem çocuklarımız hem de velilerimiz oraya gelebilecekler, o kütüphanelerden yararlanabilecekler, internet hizmetlerinden yararlanabilecekler. Bir tarafıyla biz çocuklarımızı internet kafelerden kurtarırken öbür tarafıyla aileleri ve velileri de kitapla bilgisayarla daha da yakınlaştırmak istiyoruz."
66 AYLIK ÇOCUKLAR DİĞERLERİNDEN DAHA FAZLA UYUM SAĞLADI
Eğitim sistemiyle ilgili Milli Eğitim Bakanlığına yapılan eleştirilere de konuşmasında yer veren Ömer Dinçer, eğitime başlama yaşının 66 aya çekilmesiyle ilgili olarak, bir ara dili sürçen Bakan Dinçer 66 ay yerine 66 yaş dedi.
Dinçer, şunları söyledi:
"Özellikle eğitime başlama yaşının 66 yaşa çekilmesi çok eleştirdiler. Hatta hala elelştiriler devam ediyor. Normal şartlarda çocukların çok küçük olduğu, belki çişini tutamayacağı, lavaboya ulaşamayacağı gibi bir dünya gerçekle ilişkisi olmaksızın subjektif ve önyargılı eleştirilere maruz kaldık. Ama biz zaten 66 aylık çocukların yüzde 70'e yakınını eğitmiştik. Geçtiğimiz yılki rakamları veriyorum. Biz geçen yıl 48 ila 66 aylık çocukların-hatta 60-72 aylık çocukların demem daha doğru 60-72 aylık çocukların yüzde 69'unu okul öncesi programlarımızda eğitmiştik. Onlar okulu tanıyorları eğtimin ne olduğunu biliyorlardı. Gittiğim okullarda benim ve arkadaşlarımın gözlemlerini söyleyeyim. 66 aylık çocuklar diğerlerinden daha fazla uyum sağladı. Ben ümit ediyorum ki bundan sonraki eğitim döneminde çocuklarımıza bu vesileyle 1 yıla yakın zaman kazandıracağız. Velilerin önemli bir kısmı da 60 aylık çocuklarını okula gönderdiler.Aşağı yukarı yuüzde 16'ya varan bir oranda 60 aylık çocuklarını okula gönderen velilerimiz oldu. Çünkü artık çocuklarımızı buna daha yatkın görünüyorlar. "
ÇOCUKLAR KUR'AN- I KERİM DERSLERİNİ SEÇTİ
Ortaokuldaki seçmeli dersler konusunda da eleştirilere maruz kaldıklarını söyleyen Ömer Dinçer, şöyle konuştu:
" Halbuki bu yapılan şey, modern dünyada toplumun ihtiyaç ve beklentileri için neredeyse her ülkenin yaptığı uygulamalardı.Bunun üzerinden yapılan eleştiriler de maalesef tek taraftan da gelmedi bu kez. Bir tarafta daha çok Kur'an-ı Kerim dersi almak isteyenlerin önünün kesildiğine dair haberler yapıldı. Çocuklar seçmek istiyor ama okullar buna izin vermiyor türünden. Öbür taraftan ise, çocuklar seçmek istemiyor ama okul yöneticileri zorla yönlendiriyor haberleri yapıldı. İkisi de doğru değildi. Biz gayet objektif, sağlıklı ve sağduyulu bir şekilde sizlerin kendi tercihine bunu bıraktık. Hatta bu okulda olmasın diye, okullar açılmadan bir hafta önce bilişim ortamında tercih yapılmasına imkan verdik. Herkes serbest ve özgürce derslerini seçti ve biz de kim neyi seçmişse, onun dersini yapmak konusunda taahhüttte bulunmuştuk. Hakikaten toplum bu konuda o kadar güzel ders verdi ki bize. Seçimlik derslerin kendisi başlı başına Türkiye'deki eğitim sisteminin test edilmesiyle ilgili sonuçlar ortaya koydu. Yani çocuklar en fazla matematik uygulamaları dersini seçtiler. İkinci seçtikleri ders yabancı dil dersi oldu. Üçüncü tercih ettikleri ders Kur'an - ı Kerim oldu. Nitekim 30 bine yakın çocuğumuz' Ben beden eğitimi dersi dışında spor yapmak istiyorum ' dedi. Bakan Dinçer velilere de bir mesaj vererek " Çocukları sadece sınavlara hazırlamayın. Çocuk oynamak istiyorsa oynasın, çocuk spor yapmak istiyorsa yapsın."