Öğrenciler bir hafta önce, ilk kez kamerayla tanıştı. Ancak kamera, öğrenim için getirilmemişti okula...
Abone olMarmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi öğrencileri öğrenim hayatları boyunca görmedikleri kamerayla, rektörlüğün kendilerini izlemek amacıyla kampüsün içine kurduğu kapalı devre kamera sistemiyle tanıştılar. Fakültede öğrencilere kamera tahtadaki çizim üzerinden tanıtılıyor. Bu durumun nedeni sorulduğunda ise “Bütçe olmadığı için kamera alamıyoruz” yanıtı veriliyor. Buna karşılık iş öğrencileri izlemeye gelince bütçe hemen bulunuveriyor ve okulun çeşitli noktalarına 3 gün içinde 8 adet kamera yerleştiriliyor. Derste görmüyorlar Rektörlüğün hırsızlığı engellemek amacıyla takıldığını söylediği kameralardan MÜ Göztepe Kampüsü’ne 60’a yakın takılırken, Nişantaşı Kampüsü’ne de 8 tane takıldı. MÜ İletişim Fakültesi’ne takılan kapalı devre kamera sistemi ülkedeki eğitim sistemindeki çarpıklığı göz önüne serdi. İletişim Fakültesi öğrencileri tahtaya kamera çizerek ders görürken, öğrencilerin derslerde kullanacağı bir el kamerasına bile bütçe yok açıklaması yapılırken fakülteye 8 tane kamera takılarak öğrenciler izleniyor. Kampüsün binaları 2 senedir tadilatta olup bitirilememiş ve yerler çamur içindeyken 3 günde hazırlanan kapalı devre kamera sistemiyle bütün kampüs gözetleniyor. İmza topluyorlar Öğrenciler derslerde görmedikleri kameranın kendilerini gözetlemek için takılmasına karşı çıkıyorlar. Kameraların kaldırılması talebiyle 200’ünüzerinde imza toplayan öğrenciler topladıkları imzaları dekana vermeye hazırlanıyor. Görüştüğümüz öğrencilerden Dinçer Aslan kampüsün çamur içinde olduğunu ve bina tadilatlarının hala devam ettiğini hatırlatarak kameraların öğrencilerin muhalefetini baskılama amacıyla takıldığını ifade ediyor. Derste kamerayı tahtada çizimden gördüklerini ve kamera istemlerine bütçe yok denildiğini belirten Aslan, kameraların 3 günde takıldığını anımsatarak “Demek ki isteyince bütçe ayırabiliyorlar” diyor. Sanki BBG evi! İletişim öğrencisinin pratik eğitiminin bir parçası olan kamerayla “sindirilme amaçlı” tanıştığına dikkat çeken Deniz Uzunkale ise, bilim merkezleri olması gereken üniversitelerin ‘Biri Bizi Gözetliyor’ evine çevrilmeye çalışıldığını belirtiyor. Kameraların her an gözetlenme korkusu yayarak öğrenciyi pasifize etmeye dönük takıldığını düşünen Uzunkale, derste görmek için ufacık bir el kamerasının bile olmadığını hatırlatıyor. Öğrencilerin kameralarla baskı altına alınıp, birbirleriyle konuşmamaya, bildiklerini açıklamamaya itileceğini belirten Alper Kızıltan, öğrencilerin kameraları kabul etmeyeceğini dile getiriyor. KAYNAK: EVRENSEL GAZETESİ