BIST 9.420
DOLAR 34,42
EURO 36,36
ALTIN 2.833,14
HABER /  POLİTİKA

Oğlu idam edilen babasını anlattı

Darbe girişimi nedeniyle idam edilen binbaşının oğlu ordunun içyüzünü ve darbelerin nasıl organize edildiğini anlattı.

Abone ol

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'Balyoz' darbe planı iddialarıyla ilgili yaptığı "Allah Allah diye taarruz eden ordu camiye bomba koyar mı?" açıklamasına Binbaşı Fethi Gürcan'ın oğlu Ömer Gürcan'dan cevap geldi.

ATATÜRK'ÜN MEZUN OLDUĞU OKULU KURŞUNLAR

Babası Harbiyelileri isyana teşvik ettiği gerekçesiyle 46 yıl önce idam edilen Gürcan, "Türk askeri her zaman yapar. Kendi harp okulunu kurşunlar. Atatürk'ün mezun olduğu harp okulunu kurşunlar. Bundan daha ötesi olur mu?" dedi. Babasının 'darbeler ve ihtilaller tarihi'ni okumasını istediğini dile getiren Gürcan, 21 Mayıs'tan sonra genç subayın dışındaki yapılan darbelerin bir 'orta oyunu' gecekondu tipi darbeler olduğunu ileri sürdü.

FETHİ GÜRCAN KİMDİR?
1922 doğumlu Süvari Binbaşı Fethi Gürcan asker ve binicidir.
Kara Harb Okulu Komutanı Alb.Talat Aydemir yönetimindeki 22 Şubat 1962 ayaklanmasına katıldığından binbaşı rütbesiyle, direnişe katılan diğer genç subaylarla birlikte ordudan tard edildi.

20 Mayıs 1963 ayaklanmasınında öncüleri arasında yer aldı ve Mamak AskeriMahkemesi'inde yargılanarak idama mahkum edildi ve hüküm 27 Haziran 1964 Cuma günü sabaha karşı yerine getirildi.

Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Ömer Gürcan, 1960 darbesinde 15 yaşında olduğunu söyledi.

İKTİDAR BABAMA ÖĞRENCİYE ATEŞ ET DEDİ O KABUL ETMEDİ

22 Şubat 1962 kalkışması ile 27 Mayıs'ta da babasının ön planda olduğunu dile getiren Gürcan, 22 Şubat 1962'den sonra babasının emekliye sevk edildiğini ifade etti.

1963 yılında sivil olmasına rağmen babasının resmi üniformasını giyip 21 Mayıs 1963 hareketine katıldığını anlatan Gürcan, 26 Haziran 1964'de babasının asıldığını belirterek "Bu olaylara babamın giriş nedeni, iktidarın babamı öğrenci gençliğin üzerine sürmesi, Ankara siyasal bilgilerde 'ateş et' emri vermesi, babamın dinlememesi ve isyancı olması. Zaten şu anki darbecilerle konuşursak isyancı, ihtilalci, darbeci kelimelerini ayırtmamız lazım." diye konuştu.

İHTİLALCİ OĞLUYUM DİYE ASKERDEN ÇIKARILDIM

1966 yılında liseyi bitirdiğini ve ODTÜ'ye elektronik mühendisi olarak girdiğini anlatan Gürcan, Silahlı Kuvvetler'e müracaat edip alındığını ancak 15 gün sonra 'ihtilalci oğlu' diye çıkarıldığını belirtti.

BABAM OLMASAYDI 27 MAYIS BASTIRILIRDI

Sonra mahkeme kararıyla tekrar döndüğünü ifade eden Gürcan, "Kendimi 68 gençlik olayları içinde buldum. Babamın yaşadıklarını ben bir askeri öğrenci olarak yaşadım. 12 Mart'ın arkasından ordudan çıkarıldım. Babam gibi sivil oldum. Arkasından 12 Eylül geldi. İçeri alınıp 8 ay tutuldum. TRT'den elektronik mühendisi olarak emekli oldum. Bizim evde her şey konuşulurdu. Babamın planı çok sadeydi, ben de dinlerdim. Yapacağı şeyde kararlıydı. Şuanki darbecilere benzemeyen bir karakterdi. Babam olmasaydı belki 27 Mayıs bastırılmış olacaktı." şeklinde konuştu.

SUBAY ÇOCUKLARI BABALARINA SİLAH ÇEVİRDİ

Harp Okulu'nun genelde subay çocuklarından oluştuğuna dikkat çeken Gürcan, 21 Mayıs ve 27 Şubat'ta Harp Okulu öğrencilerinin üst rütbeli babalarına, dayılarına ve amcalarına silah çevirdiğini aktardı

Türkiye tarihinde bunun ilginç bir olay olduğunu vurgulayan Gürcan, çocuklarının, yeğenlerinin okuduğu Harp Okulu'nu paşaların makineli tüfeklerle tarattığını ve arkasından bütün öğrencilerin atıldığını savundu.

TÜRK ORDUSU HEP YAPAR

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'Balyoz' darbe planı iddialarıyla ilgili yaptığı "Allah Allah diye taarruz eden ordu camiye bomba koyar mı?" açıklamasının hatırlatılması üzerine Gürcan, şunları söyledi: "Türk askeri her zaman yapar. Kendi Harp Okulunu kurşunlar. Atatürk'ün mezun olduğu harp okulunu kurşunlar. Bundan daha ötesi olur mu? 1 Mayıs gibi olaylar olmuş ama hiç kafa dahi yormamış. JİTEM denen bir örgüt var. Onun bir binbaşısı var Cem Ersever diye, Kürtleri öldürmüş. Sonra Ankara'nın bir yerine cesedi atılmış, hiç üzerine gitmemiş. Taylan Özgür arkadaşımız, Beyazıt meydanında sırtından vuruluyor. Talat Duran diyor ki şu an onu vuran generaldir. Bundan hiç gocunmuyorlar.

TALAT AYDEMİR KİMDİR?
Darbe girişiminin diğer lideri Albay Talat Aydemir 22 Şubat 1962'de yapılan atama ve tutuklamalara karşı, askeri öğrencilerin de desteğini alarak hükümete karşı direniş hareketini örgütledi. Bu direniş hükümetle uzlaşma ile sonlandırıldı ve Aydemir emekli edildi, 10 Mayıs 1962'de çıkarılan özel af yasasıyla serbest bırakıldı. Cezaevinde kaldığı günlerde "İsmet'i asacağım" sözleri İnönü'nün kulağına kadar gitti.

Talat Aydemir, 20 Mayıs 1963'de Anayasa'da öngörülen reformların gerçekleştirilmediği gerekçesiyle ikinci darbe girişiminde bulunmuş ve başarılı olamamıştır. Yapılan yargılamadan sonra Süvari Binbaşı Fethi Gürcan ile birlikte idama mahkum edildi. 27 Haziran 1964 günü sabaha karşı hücresinden alınarak infaz hazırlığı için cezaevi müdürünün odasına getirildi ise de avukatının yaptığı bir son dakika başvurusu ile infaz ertelendi.

Bu son hukuki girişimlerin de etkisiz kalmasının ardından hüküm, 8 gün sonra yerine getirildi.

1962 ve 1963 yılları arasında Ankara'da Harbiyelileri isyana teşvik ettikleri için asılan Aydemir ve Süvari Birliği Komutanı Binbaşı Fethi Gürcan'ın idamları ile ilgili tartışmalar aradan 46 sene geçmesine rağmen sürüyor.

TSK'NIN 12 EYLÜL İŞKENCELERİNİN HESABINI VERMESİ GEREKİYOR

Böyle bir şey yoktur, varsa araştırmaları lazım. Türk ordusu hakkında çok büyük iddialar var. Kaybolmuş insanlar var. Sonra Türk ordusu hiç dincileri destekler mi? Mesela Muhsin Batur gider Erbakan'ı alır getirir, parti kurdurur. Arkasından Kürt hareketi kurarlar Hizbullah diye. İnsan katli yaparlar. Türkiye kabuk değiştiriyor. 50 bin insanın öldürülmesinden çocuk katili APO mu sorumlu; bana göre değil. 12 Eylül'de 1 milyona yakın insan işkenceden geçirildi. Bu insanlar dağa çıktı. Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Mart'ın 12 Eylül'de halkına yaptıklarının hesabını vermesi lazım. Şuan paşalar ulusalcı geçiniyor."

MENDERES'İ ASTIRAN GENÇ SUBAYLAR DEĞİL

"Türkiye'deki darbeler gecekondu tipi olduğu için yalancı darbelerdir." diyen Gürcan, darbelerde sivillerin geri çekildiğini askerin onun yerine geçerek halkı ezdiğini öne sürdü.

Sivilin normal yollardan yapamadığını askerlerin darbe ile gelip yaptığını ileri süren Gürcan, 21 Mayıs'tan sonra genç subayın dışındaki yapılan darbelerin 'orta oyunu' olduğunu iddia etti.

Cezaevindeyken babasını sürekli ziyarete gittiklerini anlatan Gürcan, her zaman babasının moralinin yüksek olduğunu söyledi.

BABAM "BEN GELSEYDİM SİZİ ASACAKTIM" DERDİ

"Beni asın, ben gelseydim sizi asacaktım." dediğini aktaran Gürcan, babasının milletin aldatıldığını söylediğini belirtti. Babasının ihtilalci, isyancı olduğunu dile getiren Gürcan, "Anında karar verirdi. Tepkisini anında gösterirdi. Modern deyimle babam devrimcidir. İdam edileceğini akşam basılan gazetelerden öğrendik. Sabah 5'e doğru haber geldi. Gidip cenazesini aldık. Resmi bilgi verilmedi." ifadesini kullandı.

O dönemde darbeyi teşvik eden gazeteciler bulunduğunu anlatan Gürcan, bu yapının her zaman olduğunu vurguladı. 27 Mayıs öncesi gençlik hareketlerine bir şayia yayıldığını dile getiren Gürcan, şöyle devam etti: "Kıyma makineleri, bir de Et Balık Kurumu'nda gençlerin kıyma haline getirildiği, arkasından gençlerin öldürülüp karayollarında üstlerine asfalt çekildiği şayiası. Bu çok ilginç. CHP'nin Genel Sekreteri Kamil Kırıkoğlu, onun anıları var, Tanju Cılızoğlu tarafından yazılan. Böyle şayialar var. Bunu çıkaran kim? CHP'liler. 27 Mayıs 1960 öncesi biz bu konuda araştırma yaptık, böyle bir şey olmadığını tespit ediyorlar. CHP Meclis grubunda kalkıyor Kamil Kırıkoğlu, böyle bir şey yok, bunların yalan olduğunu açıklayalım diyor. İsmet İnönü sinirleniyor; 'hayır' diyor 'varmış gibi söyleyeceksiniz' diyor. Arkasından BBC'ye demeç veriyor. Türkiye'de 300 tane gencin öldürüldüğünü söylüyor. İnfial yaratan siyasetçiler. Gençliğin üzerine ordu gençliğini sürüyorlar. Darbeciler 46'dan beri darbe planlıyorlar. İhtilali yapanlar darbeciler değil ihtilalciler. CHP Demokrat Parti'yi komünist diye suçluyor. CHP sol değildir. Tam komedi, tutarsız bir yapıdır. Menderes'i astıran genç subayları değildir. İsmet Paşa o zaman hiç konuşmuyor. Genç subaylar da 'oda asılmasını istiyor' diye anlıyor. Tarihe geçmesi için bir mektup yazıyor, asmasın diye. Asılmasını istemeyen çıkar net bir şekilde demeç verirdi."

Genç subayların heyecanları ve vatanperverlik duygularının istismar edildiğine dikkat çeken Gürcan, Genelkurmay'ın, darbe girişiminden idam edilen Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan'ın dosyalarını isteyen Ergenekon Mahkemesi'ne "Bizde yok" cevabına karşılık, "Dosya bende var." diye karşılık veriyor.