BIST 9.865
DOLAR 35,08
EURO 36,62
ALTIN 2.955,60
HABER /  GÜNCEL

ÖFK'lar yeni yasadan memnun

Özel finans kurumlarının (ÖFK) Yeni Bankacılık Yasası'nda ''katılım bankaları'' olarak tanımlanmasını Özel Finans Kurumları Birliği Dönem Başkanı Ufuk Uyan beğendi.

Abone ol

Özel finans kurumlarının (ÖFK) Yeni Bankacılık Yasası'nda ''katılım bankaları'' olarak tanımlanmasının, bu kurumların ulusal ve uluslararası finans çevrelerinde tanınabilirlik ve kimlik sorununu çözmede daha etkin katkı sağlayacağı bildirildi. Kuveyt Türk Genel Müdürü ve aynı zamanda Özel Finans Kurumları Birliği Dönem Başkanı Ufuk Uyan, dünyada aynı ilke ve yöntemleri kullanan benzeri kurumların ''faizsiz banka'' ve benzer adlarla isimlendirildiğini, ''özel finans kurumu'' ibaresinin ise sadece Türkiye'de kullanıldığını söyledi. Özel finans kurumu yerine artık ''katılım bankası'' ifadesinin kullanılmasının, yaptıkları asıl faaliyetin bir tür bankacılık olduğunu daha net olarak ifade edeceğini dile getiren Uyan, ''Banka sözcüğü, ulusal ve uluslararası finans çevrelerinde tanınabilirlik ve kimlik sorununu çözmede daha etkin katkı sağlayacaktır'' dedi. ''Katılım'' kelimesinin ise yapılan bankacılık türünün kar ve zarara katılma esasına dayalı bir bankacılık olduğunu ifade etmeyi amaçladığını belirten Uyan, şunları söyledi: ''Banka ibaresi ile kamu ve özel sektörde, kuruluşlarımızın nitelik ve faaliyet alanlarının sınırları ile ilgili tereddütler azalacaktır. Ayrıca, uluslararası finans kuruluşları ve bankalarla yürütülmek zorunda olunan muhabir ilişkilerinde ilişki kurmada ve bazı sorunları çözmede katkı sağlayacaktır. Kurumlarımızın sadece isimleri ve unvanları değişmiş, buna karşılık yaptıkları iş, çalışma prensipleri ve yöntemlerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır.'' ''CİDDİ FON KAYNAKLARI TÜRKİYE'YE AKACAK'' Ufuk Uyan, daha iyi tanınma, nitelik ve faaliyet alanının sınırlarıyla ilgili tereddütleri giderme gibi bazı sorunların, katılım bankası adıyla kısa sürede aşabileceğine inandıklarını belirterek, ''Bankalarımızın yeni dönemde, daha aktif, müşteri tatminine ve hedefe odaklanmış, iç ve dış potansiyelden daha fazla pay alan ve sektördeki payını en geç 10 yıl içinde yüzde 10'a çıkaracak bir vizyona ulaşması öngörülmektedir'' dedi. Öte yandan 1.5 yıl gibi kısa sürede ikiye katlayan petrol fiyatlarının, körfez bölgesinde yarattığı yeni sermaye birikiminin, dış yatırımcılara istikrarlı ve güvenli bir ortam sunma konusunda çaba gösteren Türkiye için önemli bir potansiyel oluşturduğunu anlatan Uyan, katılım bankalarının gerek bu bölgelerdeki ortaklarının, gerekse yeni yatırımcıların Türkiye'ye yapacakları doğrudan ya da dolaylı yatırımlar için her türlü aracılık hizmetine hazır olduğunu söyledi. Uyan, bu bölgeden yapılacak portföy yatırımları için bölgeye yönelik mali enstrümanların çıkarılmasının bu tür sermaye akışını hızlandırabileceğini ifade etti. Uyan, ''Yeni düzenlemeler ve Uluslararası piyasalardaki faizsiz finans çalışmalarının Türkiye'de de uygulanabilir hale getirilmesi ciddi fon kaynaklarının Türkiye'ye akmasını sağlayacaktır'' dedi. Milyar dolarlık büyük fonların Ortadoğu'da ve Amerika'da toplandığını belirten Uyan, uygun hukuki altyapının hazırlanması halinde bu fonların Türkiye'ye yönelmesinin de mümkün olabileceğini kaydetti. FON BÜYÜKLÜĞÜ 10 MİLYAR DOLARI AŞACAK Asya Finans Genel Müdürü Ünal Kabaca, yeni kanunla ÖFK'ların isimlerinin dünyadaki uygulamaya benzer hale getirilmesinin yanı sıra ÖFK'lar arasında toplanan fonların güvencesini sağlamak üzere kurulan ''Güvence Fonu''nun da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildiğini, tüm bankacılık sistemi için tek bir sigorta şemsiyesi oluşturulduğunu söyledi. Kabaca, banka ibaresinin uluslararası tanınma açısından önemli olduğunu vurgularken, yurt içinden ÖFK olarak bilinen kurumları için banka tanımının yerleştirilmesinde biraz zorluk yaşanabileceğini ifade etti. 2005 yılının 9 aylık döneminde ÖFK'ların topladıkları fon büyüklüğünün 5 milyar 764 milyon dolar seviyesinde olduğunu bildiren Kabaca, ''Bu büyüklük yeterli olmamakla birlikte önümüzdeki dönemde artış eğilimindedir. Bir kaç yıl içinde bu tutarın 10 milyar doları aşacağına inanıyoruz'' dedi. 2001 yılındaki büyük ekonomik krizden sonra dağıtım kanallarını artırmaya ağırlık veren ÖFK'ların pazardaki paylarını da arttırma eğilimine girdiklerini ifade eden Kabaca, şunları söyledi: ''2001 yılında bir ara yüzde 1.1'lere kadar gerileyen pazar payları şu sıralar yüzde 3.3'lere kadar yükselmiş durumdadır. ÖFK'ların toplam kullandırılan krediler içindeki payı ise yüzde 5'lere ulaşmaktadır. Daha çok KOBİ niteliğindeki firmalarla çalışılmakta ve Türkiye'nin her bir bölgesine kurumsal ve bireysel anlamda hizmet götürülmektedir.'' ''TÜRKİYE CAZİBE MERKEZİ HALİNE GELECEK'' Albarakatürk Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz ise, Türk mali sistemine 1985 yılında yeni bir finans modeli olarak katılan ÖFK'ların, faaliyetlerini 20 yıldır kesintisiz olarak sürdürdüğünü söyledi. Kar/zarar katılma esasına göre fon toplayan ve bu fonları yine bankacılıktan farklı olarak üretim desteği, finansal kiralama, proje bazında kar/zarar ortaklığı biçiminde değerlendiren ÖFK'ların, bunun yanı sıra faizli işlem kapsamına girmeyen her türlü bankacılık hizmetini de verdiğini anlatan Büyükdeniz, ''Geçen 20 yıllık süre özel finans kurumlarının Türk mali sisteminin tamamlayıcı ve gerekli müesseseleri olduğunu ortaya çıkarmıştır'' dedi. Türkiye'nin toplam potansiyeli dikkate alındığında, kar/zarara katılma esasına göre toplanabilecek fonların büyümeye açık olduğu görüldüğünü ifade eden Büyükdeniz, şöyle devam etti: ''Faizsiz bankacılık konusunda en iyi mevzuat ve uygulama altyapısının Türkiye'de olduğu bir gerçektir. Sisteme yeni finansal enstrümanların ilavesiyle Türkiye bu alanda bir cazibe merkezi haline getirilebilir. Gerek politik gerekse ekonomik ortamın istikrarlı, finansal ürün seçeneklerinin fazla olduğu bir Türkiye her zaman cazibe merkezi olmaya adaydır.''