BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Oda TV duruşmasında telefon gerginliği

Oda TV davasında ikinci duruşma, bugün, İstanbul'da Çağlayan Adliyesi’nde yapıldı. Duruşmaya, Mahkeme Başkanı ile milletvekili Ertuğrul Kürkçü arasındaki telefon gerginliği damga vurdu.

Abone ol

Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık'ın da bulunduğu 12'si tutuklu 14 sanık hakkında açılan Oda TV davasının ikinci duruşması görülmeye başlandı. 22 Kasım'da görülen ilk duruşmada bazı sanıkların reddi hakim talebi üst mahkemece değerlendirilerek reddedilmişti.

Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci sanıklara ve izleyicilere hitaben, "Görevimiz olgularla yakıştırmaları ayırıp bir karar vermektir. Bize ne kadar yardım ederseniz o kadar süratli ve adil bir yargılama olur. Duruşma salonunda alkış ve benzeri tepkiler istemiyorum" diye konuştu.

TELEFON GERGİNLİĞİ

Sanıklara destek olmak için Adliye'ye gelen BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile hakim arasında telefon tartışması çıktı. Kürkçü, telefonla konuşmasını eleştiren hakime, "Tamam kapatıyorum, uzatmayın, işinize bakın. Biz Meclis'te de telefonla konuşuyoruz" dedi.

Kürkçü salondan çıkarken, Hakim de mübaşiri dinleyicilerin arasına gönderek telefonlarıyla tweet atan gazeteciler hakkında takibat başlatılacağı konusunda uyardı. Bunun üzerine başlarda dakika dakika gelen tweet'lerin sayısında da bir düşüş yaşandı.

SANIKLAR ÇOK NEŞELİ

Duruşmanın başında sanıkların gayet neşeli oldukları gözlendi. 299 gündür tutuklu bulunan Ahmet Şık salona girdiğinde, "Hepinizi çok özledim" derken, Şık'la aynı gün tutuklanan Nedim Şener sakin bir tavırla, tek tek avukatlarla tokalaştı.

Tutuklı sanıkların aileleriyle ve sevdikleriyle uzaktan hasret gidermesi, duygusal görüntüler yarattı.

"DAVA MANKENİYİM"

Duruşmaya sanıkların kimlik tespitleriyle başlandı. Dava sanıklarından Küçük, duruşmada mesleğini soran hakime, "Dava mankeniyim" dedi. Küçük'ün sözleri, salonda gülüşmelere neden oldu. Mahkeme salonuna yine başından hiç çıkarmadığı kalpağıyla gelen Küçük, sorgusu sırasında "Kıbrıs Havaalanı'nı, Gazimagosa'yı ben aldım. Gaziyim. Önemli davalarda beni alırlar, konu mankeniyim. Ayrıca emekli profesörüm. Sık sık hapishaneye girerim. Her askeri idare beni üniversiteden uzaklaştırır da..." dedi.

BEŞ YILDIR BURADA BİRİKEN ANILARDIR, ACILARIMIZDIR "KAYSERİ USULÜ..."

Küçük'ün kimlik beyanının ardından Ahmet Şık, Nedim Şener, Barış Terkoğlu ve Soner Yalçın da kürsüye geldi. Sanıklar, kimlik bilgilerine ilişkin soruları yanıtladı. Bu sırada, duruşma hakimi Yalçın'a "Geliriniz ne kadar?" diye sordu. Yalçın, "3 bin ile 13 bin arası" dedi. Hakim, "10 bin mi yazalım?" diye karşılık verdi. Yalçın da bunun üzerine, "Kayseri usulü olsun 5'te anlaşalım" dedi. Yalçın'ın bu sözleri de salonu güldürdü.

"30 YILLIK GAZETECİYİM, İDDİANAMEDE TERÖRİST YAZIYOR"

Yalçın'ın ardından kürsüye gelen Barış Pehlivan ve Müesser Uğur'un da kimlik beyanları dinlendi. Uğur'un "Mesleğiniz nedir?" sorusuna, "30 yıllık gazeteciyim ama iddianamede terörist yazıyor" şeklinde yanıt vermesi üzerine, Hakim, "Estağfurullah" dedi. Davanın tutuksuz sanığı İklim Bayraktar da kimlik beyanında, "Türk medyasına rağmen hala evliyim. Medya beni komplocu ve şantajcı yaptı" diye konuştu

KCK DAVASINA ARINÇ VE ATALAY DAMGASI UĞUR, YAYIN YASAĞI TALEBİNDEN VAZGEÇTİ

Sanıkların kimlik tespitlerinin tamamlanmasının ardından tutuklu sanık Müesser Uğur'un avukatı, iddianame ve delil klasörlerinin yayınlanmasının yasaklanmasına ilişkin talepte bulundu. Avukat, Uğur'un, yayın yasağı talebi olmadığını, sadece telefon görüşmeleri konusunda böyle bir talebi olduğunu belirtti. Diğer sanık avukatları da bu talep üzerine söz almak istediklerini söylediler. Bunun üzerine sanık Uğur söz alarak, "Davaya geçelim yeteri kadar vakit kaybettik" diyerek bu talebinden vazgeçtiğini ifade etti. "Müesser Uğur talebinden vazgeçti" beyanı alındı ve iddianamenin okunmasına geçildi.