Teröristbaşı Öcalan'dan çarpıcı bir iddia daha. 'Öcalan'ın İmralı günleri' adlı kitapta yar alan bilgiye göre Habur'da devlet APO'yu denedi
Abone olTerörist başı gündem oluşturmaya devam ediyor. Hergün yeni açıklamalarıyla gündeme gelen bölücübaşı Abdullah Öcalan'dan bir çarpıcı iddia daha.
“Öcalan’ın İmralı Günleri” adlı kitapta, açılım kapsamında 2009’da Kandil ve Mahmur’dan gelen PKK’lılarla ilgili ilginç iddialar var. Öcalan’ın iddialarına göre ‘Barış Grubu’na çağrı yapması için devlet kendisine baskı yaptı, amaçları ise dağdakilerin ona bağlı olup olmadığını sınamaktı.
12 yıldır İmralı’da tutuklu bulunan bölücü terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları ile yaptığı görüşmelerin tutanakları kitap haline getirildi. Cengiz Kapmaz tarafından kitaplaştırılan tutanaklar, “Öcalan’ın İmralı Günleri”nde, Abdullah Öcalan’ın 1999-2009 tarihleri arasındaki İmralı günlerini anlatıyor. Kitapta, demokratik açılım sürecine de geniş yer ayrılmış. İşte çarpıcı satırlar...
YOL HARİTASI
13 Mayıs 2009 günü Abdullah Öcalan, avukatlarının karşısına daha sonra demokratik açılım olarak adlandırılacak sürece bir eylem planıyla dahil olma düşüncesiyle çıktı ve “yol haritasi hazırlayacağım” açıklamasını yaptı. Öcalan 20 Ağustos 2009’da hazırladığı yol haritasını cezaevi yönetimine teslim etti. Öcalan süreci söyle anlatıyor:
“İdareye, cezaevi idaresine verdim, teslim ettim. Devlete gidecek. Üsttekiler tartışacak. Murat’ın (Karayılan) eline de geçecek. Devlet tartışacak, Murat, onlar da tartışacak... Benim şu anda yapabileceğim bir şey kalmadı. Söylediklerimi söyledim. Artık devletin cevabını bekleyeceğim." (26 Ağustos 2009)
ÇAĞRI YAPMAM
Süreç tıkanmaya doğru giderken İmralı’da Öcalan’ın kapısını devlet bir kez daha çaldı. Heyet Öcalan’dan Türkiye’ye ‘Barış Grubu’ gelmesi için çağrı yapmasını istiyordu. Öcalan öneriye şiddetle karşı çıktı. “Hayır olmaz” dedi. Bunun üzerine heyet Öcalan’a barış gruplarının gelmesinin negatif olan havayı pozitife çevireceğini, sürecin önünü açacağını, kamuoyunda olumlu sonuçlar doğuracağını, örgütün kendisine bağlı olup olmayacağını göreceklerini belirterek grupların gelmesinde ısrarcı davrandı. Öcalan da, “Peki” diyerek öneriye fırsat tanıma kararı aldı. Görüşmeden sonra Öcalan Kandil ve Avrupa’dan barış grupları gelmesi önerisi yaptı. Bu çağrı üzerine Kandil ve Mahmur’dan iki barış grubu ekim ayında Habur Sınır Kapısı’ndan giriş yaptı. Bir insan seli eşliğinde kapıdan giren barış gruplarını Diyarbakır yolunda milyonlarca kişi sevgi gösterileriyle karşılıyordu. Ancak halkın gösterdiği bu sevgi devlet ve hükümet tarafından hazmedilemedi. Erdoğan kitlesel karşılamayı “siyasi rant”, İçişleri Bakanı Atalay ise yaşananları şov ve provokasyon olarak nitelendirdi. CHP ve MHP ise kaygılıydı.
BENİ DİNLEDİLER
Sürecin gidişatından duyduğu kaygıyı ifade eden Öcalan “Ben bir daha gelmeleri için kesinlikle çağrıda bulunmayacağım, barış grupları gelmez, gelemez. Bundan sonra grupların gelmesi için durum değişmeden hiç bir çağrıda bulunmayacağım... Gelen gruplar için şükranlarımı sunuyorum. Bu gruplara çağrı yapmamdaki amaç şuydu; devlet bir sınama yapmak istedi. Bana bağlı olup olmadıklarını, ne kadar bağlı olduklarını sınamak istedi. Ben de ‘beni dinlerler, benim halkım beni dinler’ dedim. Bana bağlı olduklarını da belirtmek gerekiyordu. Hem tıkanan siyasetin önünü açmak hem de bunu göstermek için çağrıda bulundum, onlar da dinlediler, geldiler, bağlılıklarını gösterdiler... (23 Ekim 2009)
AÇILIM MAÇILIM HİKAYE
Cengiz Kapmaz’ın kitabında Öcalan’ın açılımla ilgili çarpıcı yorumları da var:
“Barış işi ciddi iştir, saygı ister. Bu grupların gelişi ve buna karşı Kürt halkının onurlu sahiplenişi, duruşu, hükümetin gerçek yüzünü, niyetini ortaya çıkarmıştır. Hükümetin planı suya düştü. Yine her şeyin günahını Kürtler üzerine atmaya çalışıyorlar. Tabii ki açılım maçılım hikaye, amaçları PKK’nın tasfiyesidir.” (30 Ekim 2009)