BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,27
ALTIN 2.991,28
HABER /  GÜNCEL

Öcalandan tehdit gibi açıklamalar

Öcalan, ben konuşmassam Türkiye'de kan gövdeyi götürür dedi. Öyle sözleri var ki İmralı'dan yine KCK'ya mesaj verdi.

Abone ol

İmralı’da hükümlü terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, barışçıl süreç geliştirilmezse “katı-milliyetçi Ergenekoncu çizginin” Kürt-Türk çatışmasını yaratacağını ileri sürdü.

İmralı’da hükümlü terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, barışçıl süreç geliştirilmezse “katı-milliyetçi Ergenekoncu çizginin” Kürt-Türk çatışmasını yaratacağını ileri sürdü. Öcalan, “İşte Şubat ayı yaklaşıyor. PKK engellemek istese bile halkın tepkisinin önüne geçemez. Ben burada görüşlerimi iletiyorum. Ben konuşmazsam çatışmalar olur, kan gövdeyi götürür” şeklinde konuştu. Öcalan, söylediklerinin Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümü için olduğunu savundu ve BDP’yi de Türkiye partisi olması konusunda uyardı.

ÖCALAN, KÖŞK'E SESLENDİ

Öcalan avukatları aracılığıyla yaptığı değerlendirmede, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir tv programında “demokratik açılım açısından önemli bir çözüm fırsatının heba edildiğini; ancak henüz geç olmadığını” belirttiğini anımsattı. Öcalan, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e seslenmek istediğini belirterek, şunları söyledi:

“Bizim geliştirmek istediğimiz çözüm, demokratik barışçıl çözümdür. Bunu engellemeye çalışanlar var. İşte Şubat ayı yaklaşıyor. PKK engellemek istese bile halkın tepkisinin önüne geçemez. Bu süreyi iyi değerlendirmek gerekir. Çok sert ve şiddetli, kanlı durumlar yaşanmasın. Halklar arasındaki gerginlikler artırılıyor. Romanların yerlerinden zorla sürülmesi buna bir örnektir. Eğer devlete bırakılırsa bunu çok sert bir şekilde geliştirir. Eğer bu süreçte çözüm geliştirilmezse, barışçıl çözüm dışındaki yollar güçlenir. Ben burada KCK’yi de uyarıyorum, devleti de uyarıyorum; demokratik çözüm ve barışçıl süreç geliştirilmezse katı-milliyetçi Ergenekoncu çizgi Kürt-Türk çatışmasını yaratır, bunlar acımasızdır, halkları birbirine boğazlatırlar. Geçenlerde halkı taradılar, halkın üzerine ateş açtılar. Ben burada görüşlerimi iletiyorum. Ben konuşmazsam çatışmalar olur, kan gövdeyi götürür. Ben bunların önüne geçmek için görüşlerimi dile getiriyorum. 'Bin yıllık kardeşiz' diyorlar, ben de kardeşlik için, barış için konuşuyorum. Devletin bütünlüğüne, birliğine karşı değilim, bu yönlü bir tutumum ve konuşmam yoktur. Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümü içindir söylediklerim.”

"ESARET KOŞULLARINDA BİR ŞEY YAPAMAM"

“Sayın Cumhurbaşkanının bunları iyi görmesi gerekir” diyen Öcalan, Gül’ün,
çözümde samimi, ciddi olmaları halinde, bu süreyi iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. Öcalan, “Yok biz tasfiyeyi, imhayı dayatacağız diyorsanız, PKK kendini çok iyi bir şekilde koruyabilir, yaşatabilir, bu savaşı uzun süre yürütebilir. Bunun önüne geçmek için diyalog yolunu başlatmalısınız. İşte Sönmez Köksal da söylüyor, diyalogun binbir türlü yolu var; illa benimle olmayabilir, doğrudan olmayabilir. Yeter ki ciddiyet olsun. Benim rol almam isteniyorsa bu koşulların değiştirilmesi gerekiyor. Bu esaret koşullarında ben bir şey yapamam” diye konuştu.

"BDP’NİN BOŞLUĞU DOLDURMASI GEREKİR"

BDP’nin siyasetteki sol boşluğu doldurması gerektiğini söyleyen Öcalan, " BDP’nin anti faşist tüm sol kesimleri, radikal demokratları kapsaması lazım. Demokrat Müslümanlar da yer alabilir. Türkiye’nin sorunlara yaklaşımda üç temel çizgi var; biri katı milliyetçi Ergenekoncu çizgi, ikincisi AKP, ABD, kısmen Avrupa ve Talabani ile Barzani’nin içinde olduğu yumuşak tasfiye çizgisi. Üçüncüsü ise radikal demokratların çizgisi” dedi. Öcalan, şunları söyledi:

“BDP Türkiyelileşmeli, Türkiye’nin tüm sorunlarını ele alan bir perspektifle çalışmalarını yürütmelidir. Daha önce de söylemiştim, feminist çevreler, çevreciler demiştim. Çeşitli kesimlerden bahsetmiştim. BDP çok renkli olmalı, Türkiye’nin renkliliğini yansıtmalı. Ben bunun için üç ilkeden bahsetmiştim; demokratik cumhuriyet, demokratik vatan, bunun içinde Kürdistan’da var, inkar edilmiyor. Ve demokratik ulus. CHP ve MHP’nin katı milliyetçi ulus anlayışına karşı demokratik ulus. Bu ilkeler etrafında biraraya gelebilirler. Bunların temsil güçleri yüksek olmalıdır.”