Öcalan'ın devlete yazdığı mektubun ayrıntılarını BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş açıkladı.
Abone olDışarı ile temasının sağlanmasını isteyen Öcalan, devletin eve dönüş için yasa çıkarması halinde kendisinin PKK'lıları dağdan indireceğini söylüyor.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan’ın hükümete yazdığı mektupta PKK’yı dağdan indirebileceğini, ancak bunun için yasa çıkarılması gerektiğini söylediğini açıkladı. BDP Eşbaşkanı Demirtaş bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette önemli açıklamalar yaptı. Vatan gazetesinden Kemal Göktaş imzasıyla yer alan haber şöyle:
KANDİL SERTLEŞTİ
“Cemil Bayık’ın açıklamaları, süreçte yapılmış en sert açıklamaydı. Pervin Buldan ve İdris Baluken’in de İmralı’dan sonra gittikleri Kandil’de tutumun sertleştiği, bazı kararlaşmaların arifesinde olduğu şeklinde izlenimleri vardı. Biz de uyarı yapıyoruz ama hükümet tarafından tehdit ve şantaj olarak algılanıyor. Biz testi kırılmadan durumu anlatmaya çalışıyoruz.
EVİNE GİDEBİLİRSİN DENMELİ
“Öcalan devlet heyetine 3 talebini içeren bir mektup verdi. ‘Bunlara olumlu bir cevap verilirse süreci ilerletiriz. Devlet heyeti gelmezse, bunu teklifim kabul edilmemiş olarak addederim’ diyor. Hükümete yazdığı mektupta ‘PKK’lıları dağdan indirmeye hazırım. Sizin yapmanız gereken devlet olarak bunun yasasını çıkarmak’ diyor. Bir lider kendi örgütüne teslim ol çağrısı yapar mı? Yasa çıkmadan çağrı yapmak, ‘gel teslim ol’ demektir. ‘Yasa çıkarsa, (Bu pakette bekliyordu, olabilir, izleyeceğim diyordu) genel af beklentim yok ama yine de şiddetin tasfiyesinde iradi olarak rol oynayan, konumu ne olursa olsun herkese kolaylık sağlanır. Benim için istediğim kolaylık şudur; medya ile sivil toplumla, örgütümle İmralı’da görüşebileyim... Dağdan silahını bırakacak olana, Avrupa’dan gelene şu kolaylığı gösterebilirler: ‘Evine gidebilirsin.’ Ama benim istediğim dışarı ile temasım olsun.”
SİYASİ YASAK OLABİLİR
“Öcalan şu konuda çok kararlı: ‘Bu defa barışı yaptık yaptık, yapamazsak çok zor.’ O nedenle çok samimi ve esnek davranıyor. Hükümetten devasa, büyük adımlar beklemiyor. ‘Madem silahı bırakacağız, ne yapacağımızı bize yasa ile göstersin. Dağdan inerseniz cezaevine girmeyeceksiniz. En azından siyasi yasak 1 yıl mı, 2 yıl mı; bunları bile konuşmaya hazırız’ diyor.”
KOPARSA KOPSUN HAVASI
Hükümet şu havada: ‘Koparsa kopsun.’ Hükümetin beklentisi, heyetimize müdahale edince bizim İmralı’ya gitmememizdi. Bence Başbakan, adım atmasa da Öcalan’ın, PKK’nın süreci bozmayacağına güveniyor. İkincisi, PKK ile, Kürt tarafı ile gerilim, tansiyon seçim stratejisinin parçası olacak, bunun yatırımlarını yapıyor. ‘Kış koşullarında çatışma olmaz, seçim arifesinde ateşkes olur. Seçime kadar kotarırız, sonra da bakarız’ gibi düşünüyor olabilir.”
BAŞBAKAN İMRALI'YA GİTSİN
“Öcalan ‘geri çekileceğim’ gibi kavramları çok sık telaffuz etmiyor ama, biz hissediyoruz ki kendisi de çabasının, umutlarının sonuna doğru geliyor. Hep pozitif mesajlar veriyor. Çünkü hükümete şans tanımak istiyor. Hükümet de bunu ‘Öcalan bize mecbur’ gibi algılıyor. Devlet heyeti de iyi biliyor ki, durum öyle değil. Keşke Başbakan’ın kendisi gidebilse... Samimi söylüyorum. Bu ülkenin Başbakanı’dır. Cezaevinde herhangi bir mahkumla görüşme hakkı yok mu, bu ters bir şey midir? Koskoca süreç yürüyor. Gitsin bir defacık görüşsün, yüz yüze tartışsınlar. Çok şeyin değişeceğini düşünüyorum. Ama Öcalan’ın ama Erdoğan’ın karşılıklı birer adım atacaklarını düşünüyorum.”
SEÇİM ÇALIŞMALARI
BDP Eşgenelbaşkanı Demirtaş, CHP ile resmi temas olmadığını ancak Meclis kulisinde, kadrolarda tartışmalar yapıldığını ifade edere, “İlkesel çerçevede ittifakları da tartışırız. Kimse sadece CHP ittifakı olarak da düşünmesin” dedi. Demirtaş, HDP konusunda şunları söyledi:
“HDP Türk partisi, BDP Kürt partisi şeklinde dizayn edilmiş değil. HDP’yi de sol güçlerin bir kısmı ile ittifak olarak değil, İslami, liberal çevreler, çevreciler, kadın hareketleri, sosyal demokratlar, sosyalistlerle ilkeler çerçevesinde ortak platform, AKP ve CHP dışında üçüncü bir alternatif olarak görüyoruz. BDP de bunun parçasıdır. Seçime bazıları tüm Türkiye’de HDP ile girelim fikrini savundu, bazıları sadece BDP ile bazıları da iki parti ile. Ağırlık iki parti ile olunca karar da öyle çıktı. Ben iki parti ile girmenin başarılı olabileceğini düşünmüyordum ama, zaten partinin konsensüsleri, ağırlıklı olarak aldığı karar benim savunduğum karardır sonuçta. Eşbaşkanlar olarak biz o kararları hayata geçirmekle mükellefiz.”