Öcalan'ın, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığı'na geliş sürecine ilişkin yaptığı açıklamalar çok konuşulacak.
Abone olTerör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığı'na geliş sürecine ilişkin çarpıcı değerlendirmeler yaptı:
"Kılıçdaroğlu bir asker-Ergenekon operasyonuyla CHP'nin başına getirilmiştir. İyi analiz edilirse bunu görmek zor değildir. Bu operasyonun asıl amacı Alevi Kürtleri bizden uzaklaştırmak, CHP'ye oyları kanalize etmekti. Dersim'de neden böyle oldu?'
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan'ın avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamalar PKK'ya yakınlığıyla bilinan internet sitelerinde yayınlandı. Öcalan'ın devlet heyetiyle eylemsizliğin son günü olan 15 Haziran'dan bir gün önce görüştüğü ifade edildi. Öcalan'ın "Heyetin de diyalog sürecinin başından beri konuya ciddiyetle yaklaştığını ve anayasal çözüme açık bir yaklaşım sergilediğini" söylediği aktarıldı.
Abdulah Öcalan'ın açıklamasının önemli satırbaşları şöyle:
DİCLE MECLİS'E GİRMELİ
Hatip Dicle'nin bırakılması ve Meclis'e gönderilmesi gerekiyor. Bırakılmaması büyük siyasi riskler taşır, bizim savunduğumuz barışçıl çözüme de darbe anlamına gelir.
EYLEMSİZLİK SÜRDÜRÜLSÜN
PKK tarafından demokratik çözümün önünü açmak amacıyla yaklışık bir yıla yakın devam ettirilen eylemsizlik pozisyonunun bu süreçte de sürdürülmesinde yarar görüyorum.
PKK YURT DIŞINA ÇEKİLİR
Seçimin yeni yapılmış olması, Meclis'in açık olmaması, yeniden toplanmasının ve hükümetin kurulmasının zaman alacağı söyleniyor. Belirsizliğin uzaması tehlikelidir, bir sürü riski barındırır. Eylemsizlik süreci bu koşullarda ancak birkaç ay sürebilir. Meclis 1920'lerdeki birinci meclisin yaptığı gibi tatil yapmadan derhal toplanmalı ve çözüm için, benim çözüm konusunda rolümü oynayabilmem için bana bir çağrı yapması, hakikatleri araştırma komisyonu kurulması ve demokratik anayasa meclisinin oluşturulması için harekete geçilmesi gerekiyor. Meclis bu çağrıyı yaparsa ben de silahlı güçlerin çatışmasız bölgelere çekilmesi konusunda ve diğer hususlarda elimden geleni yaparım.
GERİLLAYA ULAŞMALIYIM
Kendim için şarta falan da bağlamıyorum, kendimi düşündüğüm falan da yok. Fakat rolümü oynamam için Meclis'in önümü açması gerekiyor. Ben olmadan gerillanın bulunduğu mevzilerden kıpırdaması, belli bir yerde toplanması mümkün değildir. Bunu söylerken gerillayı bir tehdit aracı olarak kullanmıyorum. Dediğim gibi anayasal çözümü sağlamak için gerillaya ulaşmalıyım.
MEŞRU SAVUNMA
Bu sürecin birinci boyutu benim heyetle yaptığım görüşmede ulaşmaya çalıştığımız demokratik anayasal çözümdür. İkinci boyutu ise meşru savunma pozisyonunun sürdürülmesidir. Bunlar atbaşı yürümelidir. Bu nedenlerle şimdilik devrimci halk savaşını, orta yoğunluktaki savaşı esas almıyoruz.
ÇATI PARTİSİ ELZEM OLDU
Artık bir çatı partisinin elzem olduğu anlaşılıyor. Bu çatı partisinin bütün bileşenlerin üyelerinden oluşan 100 kişilik bir meclisi olabilir. Bu meclisin içinden de 24 kişilik bir yürütme kurulu olur, gölge kabine gibi çalışır ve ülkenin tüm sorunları için çözümler geliştirir.
CHP'DEKİ DEĞİŞİM BİR PLANDI
Kılıçdaroğlu iyiniyetli olabilir, kişiliğine bir şey demiyorum ama bilinçli bir planın, senaryonun sonucu CHP'nin başına getirildi. Aslında kısmen de başarılı oldular ama olan Alevilere oldu. Kılıçdaroğlu bir asker-Ergenekon operasyonuyla CHP'nin başına getirilmiştir, iyi analiz edilirse bunu görmek zor değildir. Bu operasyonun asıl amacı Alevi Kürtleri bizden uzaklaştırmak, CHP'ye oyları kanalize etmekti. Dersim'de neden böyle oldu?
DEMOKRATİK ÖZERKLİK
Demokratik özerklik demokratik ulus çözümünün sadece siyasi boyutudur, yani sekiz boyuttan sadece biridir. Demokratik özerkliğin hukuki, diplomatik, sosyal, kültürel, özsavunma, ekonomik, ekolojik boyutları var.
AKP ERGENEKON'LA ANLAŞTI
Tutuklamaların hiçbirisi hukuki değildir, bu tam bir saçmalıktır. Daha önce JİTEM üzerinden bunu öldürerek yapıyorlardı, şimdi polis üzerinden topluca tutukluyorlar. Açıktır ki AKP derin devlet de denilen Ergenekon'un üst düzeyiyle anlaşmıştır.