BIST 9.673
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,00
HABER /  GÜNCEL

Öcalan tamam mı devam mı dedi?

Çözüm süreci devam edecek mi? Öcalan'ın Nevruz kutlamalarında okunan mektubu nasıl görülmeli? Ruşen Çakır yazdı.

Abone ol

Vatan si yazarı , Abdullah Öcalan'ın 'tamam' değil 'devam' dediğini yazdı.

Nevruz kutlamalarında gözler Öcalan'ın okunacak mektubundaydı. KCK'nın geçtiğimiz günlerde yaptığı "AK Parti'yi muhatap almıyoruz" açıklamasından sonra kuşkusuz Öcalan'ın sözleri önem kazandı.

Vereceği mesajlar sürecin kaderini belirleyecekti? İşte dün Diyarbakır'da okunan mektup ne anlama geliyor? Süreci yakından takip eden yazardan Ruşen Çakır, Öcalan'ın dilinin diğer yöneticilerin aksine iktidara karşı daha pozitif olduğunu yazdı.

HÜKÜMETE DAHA YAKIN

Öcalan’ın cevabının “devam“ olmasına şaşırmadım. Ama son dönemde Kürt hareketinin farklı sözcülerinden hep yansıdığı gibi bu, “şartlı“ bir “Devam“. Bununla birlikte Öcalan’ın dilinin PKK/KCK ve BDP/HDP yöneticilerininkine kıyasla daha ılımlı ve pozitif olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin onun “Şu ana kadar yürütülen bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır“ demiş olması anlamlı. Çünkü eleştirileri olmakla birlikte Öcalan’ın AKP hükümetine (dolayısıyla Başbakan Erdoğan‘a) yönelik güven ve beklentilerinin pek azalmadığını görüyoruz.

Benzer bir şekilde “birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğiz?“ diye soran Öcalan’ın, 17 Aralık sürecinin ilk günlerinde Fethullah Gülen cemaatini darbecilikle itham ettiği hatırlanırsa, son savaşta tercihini hükümet ve Erdoğan’dan yana yaptığı düşünülebilir. Lakin bu akıl yürütme üzerinden yapılan Öcalan ve Kürt hareketi eleştirilerinin isabetli ve hakkaniyetli olduğu konusunda çok emin değilim. Zira Öcalan ve Kürt hareketini muhatap alan, onunla şu ya da bu şekilde çözüm üretmeyi düşünen yegâne güç AKP hükümeti. Muhalefet partileri ve cemaat çözüm sürecine destek vermedikleri gibi Öcalan ve PKK’nın çözümün ana aktörü olması fikrine bile sıcak bakmıyorlar. 

ÖCALAN RİSKE GİRMEDİ

Geçen süre zarfında Erdoğan’ın karşısında konumlanan cemaat ve CHP’nin bu duruşlarını koruduklarını gözlemledik. Dolayısıyla Öcalan’ın bunca yıllık çabanın sonucunda erişmiş oldukları meşru hükümet tarafından muhatap alınma noktasını riske atıp, “hele bir Erdoğan gitsin, gerisine o zaman bakarız” şeklinde özetlenebilecek çağırıların cazibesine kapılmasını beklemek gerçekçi olmayacaktır.

Ruşen Çakır tüm yazıları