İmralı’ya giden son heyette yer alan BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, terör örgütü PKK’nın elebaşı Öcalan’la görüşmelerini anlattı.
Abone olÖcalan, BDP’ye “Elinizde sayısız belediyeler var, grubunuz var, halk düzeyinde önemsenen milletvekiliniz var ve halkın kendi emeğini katma konusunda ciddi bir istek ve talebi var. Siz bu halkın emeği üzerinden çok şey yapabilirdiniz. Örneğin Diyarbakır’da bir kooperatifçilik anlayışını bile ortaya çıkarmadınız” diye seslendi.
DAHA ÖNCE ÖCALAN'LA KARŞILAŞMAMIŞTIM
Baluken, İmralı görüşmesinin Özgür Gündem gazetesine değerlendirdi. İlk kez Öcalan’la karşılaştığını dile getiren Baluken, “Benim için ayrı bir duyguydu oraya gitmek. Daha önce Öcalan’la karşılaşmamıştım. Büyük bir heyecandı. Yıllardır kitaplarını okuduğunuz, tezlerini benimsediğiniz, bir halkın özgürlük mücadelesinde önder olarak görmüş olduğunuz bir liderle görüşmek benim açımdan heyecan vericiydi. Nasıl bir karşılaşma olacak, nasıl bir duyguyla karşı karşıya geleceğimi merak ediyordum. Ancak içeri girdiğimiz anda Öcalan bizi bekliyordu. Çok sıcak ve gülümsemeyle bizi karşıladı.
SELAHATTİN NEDEN GELMEDİ?
Öncelikli sorusu Selahattin beyle ilgili oldu. ‘Selahattin bey gelmedi mi? Neden böyle bir şey oldu? Tekrar heyete müdahale mi ettiler’ diye sordu. Sonra benimle ilgili birkaç şey söyledi.
Mehmet Hayri Durmuş’la ilgili bir benzerlik kurarak ifade etti. ‘O da Bingöllüydü. Çok değerli, yiğit bir insandı. Sizin de özgürlük mücadelesine katılımınız Mehmet Hayri’nin katılımına benziyor’ gibi bir ifadede bulundu. Hekimliğim üzerinden birkaç şey söyledi. ‘Doktorsunuz, bireylerin hastalığıyla uğraşıyorsunuz. Şimdi ise demokratik siyasete atıldınız; toplumsal hastalıklarla uğraşacaksanız. Daha yorucu ama daha önemli bir iştir. Ben de öyle yapıyorum, 24 saat boyunca toplumsal hastalıklara çözüm üretmek için bu koşullarda çok yoğun çalışıyorum. Sizin de böyle olmanız, demokratik siyasete yoğunlaşmanız lazım.’
-“BİR HEKİM OLARAK ‘NASIL BÖYLE AYAKTA KALABİLDİ’ SORUSUNU SORDURTTU BANA”-
“Bir hekim olarak siz Öcalan’ı nasıl buldunuz?” sorusu üzerine Baluken, “Çok dinç gördüm. Sağlığını, o kadar olumsuz koşullarda korumasını bir siyasal mücadele olarak değerlendirmiş ve çok sıkıntılar yaşamasına rağmen sağlığını bu şekilde ayakta tutabilmiş. Bu kadar ağır tecrit altında bu düzeyde bir psikolojik baskı altında zihinsel fonksiyonlarının bu kadar güçlü olması doğrusu beni çok şaşırttı. Çünkü Öcalan, üç saatlik görüşmemiz boyunca herhangi bir konu açıldığı zaman aralıksız çözümleme yaparak, bağlantılarla, farklı bir konuyla ilişkilendirip o çözümlemeye devam edebilecek müthiş bir entelektüel birikime, müthiş bir siyasi analize sahip. Olaylara, sürece hakimiyeti, hafızasının bu kadar güçlü olması ve güncel siyasete dair çok derinlikli analizler yapması bir hekim olarak ‘nasıl böyle ayakta kalabildi’ sorusunu sordurttu bana” ifadelerini kullandı.
-ÖCALAN’DAN ELEŞTİRİ: “HER ŞEYİNİZ VAR YAPIN”-
Baluken Öcalan’ın şu eleştirilerini de dile getirdi: “Ekonomik boyutla ilgili örnek verdi. ‘Elinizde sayısız belediyeler var, grubunuz var, halk düzeyinde önemsenen milletvekiliniz var ve halkın kendi emeğini katma konusunda ciddi bir istek ve talebi var. Siz bu halkın emeği üzerinden çok şey yapabilirdiniz. Örneğin Diyarbakır’da bir kooperatifçilik anlayışını bile ortaya çıkarmadınız. Eğer ekonomik anlamda Diyarbakır’da hala işsizlik had safhadaysa, açlık varsa bundan demokratik siyasetin rahatsızlık duyması lazım.” Baluken, Öcalan’ın Diyarbakır’da bir çocuğun; annesini, eşini, kızını öldürmesinin bir sosyal travma olduğunu, demokratik siyasetin hala bunu aşacak bir ortam oluşturamamasının bir izahının olmayacağını ifade ettiğini söyledi. Baluken’e göre Öcalan, “Diyarbakır’da bir genç kendi anasını öldürüyorsa oradaki belediye başkanı, milletvekili kendini sorgulamalıdır. Böylesi bir zemini hala aşamamanın sorgusunu yapmalıdır. Çünkü benim gözümde o genç ha anasını öldürmüş ha belediye başkanını öldürmüş, fark eden bir şey yok; demokratik siyaset var olan boşluğu doldurmadığı için bu tarz hadiseler yaşanıyor” tespitini yaptı, arazi kavgaları nedeniyle onlarca insanın yaşamını yitirmesinin demokratik siyasetin eksikliği olduğunu ifade etti.