BIST 9.916
DOLAR 35,20
EURO 36,70
ALTIN 2.961,00
HABER /  GÜNCEL

Öcalan mektup Öcalan mektupta ne yazdı? Öcalan nevruz mektup tam metin

PKK lideri Abdullah Öcalan nevruz mektubunde ne yazdı? Öcalan'ın Diyarbakır Nevruz alanında okunan mektubunda ne yazıyor? Öcalan nevruz mektubu tam metni internethaber.com'da

Abone ol

Diyarbakır Nevruz'u kutluyor. Diyarbakır'daki nevruz kutlamalarına ise PKK lider Abdullah Öcalan'ın gönderdiği mektup damga vurdu. Peki Öcalan nevruz mektubunda ne yazdı? Öcalan nevruz mektubunu kim okudu? Öcalan'ın mektubunda çözüm süreci için ne mesaj verildi? Öcalan'ın mektubu kürtçe mi türkçe mi okundu? Öcalan mektubunda Nevruz için ne dedi? Öcalan'ın nevruz mektubu 21 mart 2014 tam metni internethaber.com'da... Öcalan mektup kürtçe tam metin internethaber.com'da, öcalan mektup türkçe tam metini haberimizden okuyabilirsiniz

Abdullah Öcalan Nevruz mektubu (mesajı) tam metni:

"Yüreği Newroz ateşiyle barış ve özgürlük için tutuşan bütün dostlar merhaba" diyerek mesajına başlayan Öcalan, şunları kaydetti:
"Medeniyetlerin beşiği olan Mezopotamya'da görkemli Newroz ateşini bir uyanış ve Demokrasi şölenine dönüştüren halkımızı selamlıyorum.

Sizlerin şahsında ülkemin bütün gençlerine ve kadınlarına sevgilerimi gönderiyorum.
Yüreğinde barışa bir yer açan, sesimize kulak veren herkesi, tüm Türkiye'yi asırların dayanışma ruhuyla bir olmaya çağırıyorum.

Dünya medeniyetler tarihine beşiklik etmiş, kardeş Ortadoğu ve Asya halklarının da bayramını kutluyorum.

Hepinize yürek dolusu selamlarımı gönderiyorum. Merhaba!..

Bizler gencecik fidanları, canları, aşkları, emekleri kül eden savaş ateşini, yine böyle bir günde, geçtiğimiz Newrozda söndürmüş ve barış için büyük bir dirilişin meşalesini yakmıştık.

Sevgili Türkiye halkı!

Tarih bize göstermiştir ki eğer kararlı bir barış önderliği sergilenmezse tarihsel sorunlar bildiğini okur ve genellikle çok kayıplı dönüşümlerle cevaplarını üretirler.
Önümüzde en yakıcı bir şekilde cevap bekleyen şey, birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğimiz sorusudur.

Son Newrozdan bugüne yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir. Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miyadını doldurmuştur.

Şu ana kadar yürütülen bir diyaloğ süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma,tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır. Gelgelelim diyaloğ süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermezler. Bundan dolayı da kalıcı bir barış için yeterli güvence oluşturamazlar. Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur.

Barış savaştan daha zordur ama her savaşın da mutlaka bir barışı vardır. Biz direnirken korkmadık, barışırken de korkmayacağız.
Bizim direnişimiz, kardeş halklara karşı değil, hegemonik karakterli, yok sayan, imha eden, inkar eden zulüm düzenine karşı olmuştur. Dolayısıyla barışımız da hükümetler ya da devletler için değil, bu toprakların binlerce yıllık kadim değerlerini özümseyen, dünya kültürel mirasının eşsiz hazırlayıcısı olan Anadolu, Kürdistan ve Mezopotamya halkları içindir. Hükümet ve devlet bu gerçekliğe uygun bir ciddiyet geliştirmekle yükümlüdür.

Bizim büyük barış yolculuğumuz Oslo'dan Paris'e, Gever'den Lice'ye, KCK operasyonlarından hasta tutsaklarımıza dönük zalim tutuma varana değin bir çok saldırıya maruz kalmıştır. İşte bütün bu kirli oyunları bozan, Uluslararası Gladyo hakimiyetini sarsan ve boşa çıkaracak olan da bu harekettir; yani sizlersiniz. Bütün bölgedeki vesayet düzenlerinin etkisizleştirilmesinde bizim yürüttüğümüz mücadelenin çok büyük bir payı vardır. Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan uluslarası komplolara karşı yeterli dikkati göstermek tarihsel sorumluluğumuzdur.
Öte yandan sorumlu bir dil ve üslup bir çok ırkçı psikolojik harp metodlarını boşa çıkaracağı gibi büyük barışımızın da temel karakteri olacaktır.

Bu barış, başta Rojava olmak üzere tüm bölgede ancak demokratik anayasal çözümlerle pekişecektir.

Kadınlar, biriktirdikleri büyük özgürlük ve eşitlik potansiyelinin yanında, demokratik toplumsal gelişmeye ekledikleri yeni etik ve estetik değerlerle bu barışın asıl taşıyıcısı olacaklardır.

Hareketimiz bir gençlik hareketi olarak başlamış ve hep genç kalmıştır. Bu barışa yönelik saldırılara ve provakasyonlara karşı, barışın yılmaz savunucuları da yine gençlik olacaktır.

Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanına savrulmuş göçmen halkımız, dünyaya barışı ve onurlu özgür yaşamı haykıran sesimiz olacaklardır.

Umudun tükenmeye yüz tuttuğu her yerde eşsiz, emsalsiz iradeleriyle hayatını, sağlığını ve özgürlüğünü, gözünü kırpmadan veren bütün yoldaşlarımız,temel dayanağımız olacaklardır.

Irkçı, ayrımcı, üsttenci ve kan kokan nefret söylemlerine karşı, bin yıllık kardeşlik serüvenimizle Türkiye halkları en etkili cevap olacaklardır.
Bütün inançların, halkların, kültürlerin ve emeğin kendisini özgür hissedeceği bir özgür ve tam demokratik ülkeye olan inancımla ve en devrimci duygularımla hepinizi selamlıyorum.

Kendini çağına ve insanlığa karşı sorumlu sayan herkesi büyük barışımızın yapı taşı olmaya çağırıyorum.

Selam olsun halkların kardeşliği için sorumluluk üstlenenlere.

Yaşasın Newroz!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Abdullah Öcalan
İmralı Cezaevi"

YÖRESEL KIYAFETLERLE GELDİLER

Vatandaşların büyük bölümünün tertip komitesinin çağrısı doğrultusunda yöresel kıyafetlerle kutlamalara katıldığı görüldü. Kürtçe ve Türkçe, ''Nevruz kutlu olsun'' yazılı flamaların asıldığı alana girişler sırasında tertip komitesinin de görevlendirdiği 10 bin kişi alandaki koordinasyonu sağlıyor.

Bazıları yöresel kıyafet giyinen ve zabıta ekiplerince park alanı dışında belirlenen yerlere yerleştirilen çok sayıda seyyar satıcı alanda yemek, tatlı, su ve ciğer kebap satıyor.

Platformda aralarında Kürtçe, Türkçe, Arapça, Süryanice'nin de yer aldığı 10 dilde, "Nevruz kutlu olsun" pankart yer alıyor.

PERVİN BULDAN ÖCALAN'IN SERBEST KALACAĞI TARİHİ AÇIKLADI

ÇOK SAYIDA GAZETECİ TAKİP EDİYOR

Çok sayıda televizyon kanalının canlı olarak yayınlayacağı kutlamayı izlemek için yurt içi ve yurt dışından Diyarbakır'a gelen 350'yi aşkın gazeteci akreditasyon yaptırdı.

Alanda toplanan gruplar, müzik yayını eşliğinde halay çekerek eğlenmeye başladı. Çocuklar alanın yakınındaki parkta oyun oynarken, bazı aileler de çimlere serdikleri kilimlerin üzerine piknik yapıyor.

Sabahın erken saatlerinden itibaren alana gelmeye başlayan bazı vatandaşlar beraberinde getirdikleri çay ve malzemelerle, kimileri de seyyar satıcılardan satın aldıkları ciğer kebapla kahvaltılarını yapıyor.

Parkın etrafındaki açık arazide top oynayan çocuklar, parkta çay içenler ve halay çekenlerle alanda tam bir karnaval havası yaşanıyor.

ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK GETİRECEK TARİH BELLİ OLDU... ÖCALAN AİHM KARARI ÖZGÜRLÜK YOLUNU AÇTI