Obezite, Metebolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cem Aykent, "Obezite hem görünme sıklığı fazlalığı hem de yandaş hastalığın fazlalığı nedeniyle ortalama yaşı 12 ile 14 yaş geriye atıyor" dedi.
Abone olObezite, Metebolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cem Aykent, "Obezite hem görünme sıklığı fazlalığı hem de yandaş hastalığın fazlalığı nedeniyle ortalama yaşı 12 ile 14 yaş geriye atıyor" dedi.
Özel Antalya OFM Hastanesi ve Antalya Aile Hekimleri Derneği tarafından kalp ve obezite sağlığı bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda özel OFM Antalya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Altekin, "Birinci basamakta kardiyak aciller ve EKG"; Obezite, Metebolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cem Aykent ise ‘Obezite ve diyabet cerrahisinde güncel yaklaşımlar’ konularında gelen aile hekimlerini bilgilendirdi.
Günümüzde kalp ve damar hastalıklarının dünyadaki en baş ölüm nedenlerinden bir tanesi olduğunu ifade eden Dr. Emre Altekin, "Özellikle birinci basamakta aile hekimi arkadaşlarımızın acil başvurularda en çok zorlandığı klinik tablolar ve bu klinik tablolarda ellerinin altında en çok kullanacakları tanı yöntem elektrokardiyografi. Tabi bir elektrokardiyografi ile çok acil klinik durumlara tanı koyup, hastanın hayatını kurtaracak müdahalede bulunabilirsiniz. Biz günlük hayatta karşımıza en çok çıkabilecek, en sık karşılaşılabilen hayati klinik durumlardaki EKG bulgularına değindik" dedi.
Kalp ve damar hastalıklarının dünyada ilk 3’e girdiğini belirten Altekin, "Eskiden kalp hastalığı 50 yaş üstü hastalığıydı. Artık öyle bir şey söz konusu değil. Günümüz yaşam şartları, beslenme alışkanlığı, sigara, hareketsizlik, obezite, kötü beslenme ve GDO’lu gıdalardan sonra bu oran iyice artmaya başladı. Dolayısıyla hiç kimsenin ben daha gencim kalp hastası olma ihtimalim yok deme gibi bir lüksü söz konusu değil. Kendimizde kalbimizle veya kalp sağlığıyla ilgili bir sorun hissettiğimizde mutlaka kontrolden geçmeliyiz” diye konuştu.
Kalp ve damar hastalıklarında çok da iyi durumda olmadığımızı dile getiren Dr. Altekin, “Çünkü yaşam şartlarımız ve sosyal alışkanlıklarımız çok kötü. Türk toplumu olarak yeme içmeyi seven ama hareket etmeyi sevmeyen bir toplumuz. Hareketsiz kalmak demek, vücudun tüm koruyucu mekanizmalarının tembelleşmesi demek. Hareketi arttırdığımız takdirde ve yeme alışkanlığımızı düzeltip, sigarayı azalttığımız zaman kalp sağlığımızı daha iyi koruyabiliriz. Bunu ne kadar yapabiliriz, bu sadece bir aile hekimlerinin değil, Sağlık Bakanlığının ve devlet politikası olması gerekiyor. Devletimiz ve Sağlık Bakanlığı bu konuda önemli hassasiyeti gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Obezitenin dünyada ve ülkemizde giderek önemli bir sağlık problemi haline geldiğini söyleyen Dr. Aykent ise "Obezite hem görünme sıklığı fazlalığı hem de yandaş hastalığın fazlalığı nedeniyle ortalama yaşı 12-14 yaş geriye atıyor. Obetizite cerrahisi özellikle 2000’li yıllardan sonra laparoskopinin artması ile birlikte çok yoğun bir şekilde uygulanan cerrahi haline gelmiştir. Bu ameliyatın ilerlemesiyle birlikte şeker hastalığında da yararlı sonuçlar elde edildi. Bu tekniğin artmasıyla birlikte diyabet cerrahisi ve metabolik cerrahi başarılı medikal tedavilerin üzerine çıkan bir tedavi şekline geldi" dedi.
Obezitenin dünyada ABD ve Avrupa ülkelerinde çok sık görüldüğünü, Türkiye'de ise Avrupa ülkeleri sıklığında rastlandığını belirten Dr. Aykent, "Hastane olarak Almanya'dan çok sayıda hasta başvuruyor. Obezite ile ilgili tüp mide olsun ve ya diyabet ameliyatlarını başarıyla uygulayabiliyoruz. Obeziteyi, yeme alışkanlığı, yüksek kalorili gıdalar alınması ve hareket kabiliyetinin azalması tetikliyor" diye konuştu.