Obamaya yol gösteren kitap
"Türkiye'yi Kazanmak" kitabını okuyanlar Obama'nın şifrelerini kolay çözdüler. Obama’nın vereceği her mesaj, bu kitapta yazılıydı.
Abone olGünlerdir Obama’nın mesajlarını deşifre etmekle uğraşıyoruz. Oysa iki ay önce çıkan “Türkiye’yi Kazanmak” (Timaş Y.) kitabını okuyanlar, şifreleri kolay çözdüler. Obama’nın vereceği her mesaj, bu kitapta yazılıydı.
Kitabın yazarlarından Ömer Taşpınar, ABD’de Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü...
Philip H. Gordon ise aynı enstitüde dış politika uzmanı... Daha önemlisi, Obama’nın danışmanı... Dışişleri bakan yardımcısı olması bekleniyor. O yüzden yazdıkları anlamlı...
Küslüğün iki nedeni
Kitap, “Türkiye neden ABD’ye düşman oldu?” sorusuyla başlıyor. İlk cevap şu:
“Ortak düşman Sovyetler çöktü de ondan...”
Taşpınar’a göre çöküntünün ardından, iki mesele çıktı:
1) Kürt meselesi: Son 20 yılda herkes Batı’nın bir Kürt devleti kurmak istediğine ve PKK’ya destek verdiğine inandı.
2) Ilımlı İslam projesi: ABD’nin laik cumhuriyete karşı AKP’yi destekleyerek bir ılımlı İslam modeli yaratmak istediği inancı, Kemalist çevrede ABD düşmanlığını artırdı.
“Milliyetçi dalga öyle yükseldi ki, Amerika için Türkiye’yi kazanmak zorlaştı.”
5 adımlık reçete
Taşpınar ve Gordon çözüm için 5 ana adım öneriyor. Önerileri, Obama’nın mesajlarıyla karşılaştırınca, kitabın etkisi daha iyi anlaşılıyor:
1) Türkiye ile Kürtler arasında bir “büyük pazarlık”ın teşviki...
2) Türkiye’de liberalizm ve demokrasiye Batı desteği...
3) AB ve Türkiye tarafından Türkiye’nin nihai üyeliğinin desteklenmesi taahhüdünün yenilenmesi...
4) Ermenistan ile tarihsel bir uzlaşının teşviki...
5) Kıbrıs’ta siyasi çözüm için destek...
Yeni dönemde Washington’un Türkiye stratejisinin dayanacağı sütunlar bunlar...
Üç kesime kötü haber var
Madem yazarların geziye dair öngörüleri bu kadar isabetli oldu, o halde dikenli konularda bundan sonrasına dair gözlemlerini de not etmekte yarar var:
Diyorlar ki:
“Türkiye ile Iraklı Kürtler arasında iki tarafa da faydalı bir büyük pazarlık teşvik edilirken Kürt liderlere bağımsızlık talebi ya da teröre müsamahanın Amerikan desteğine mal olacağı açıkça ifade edilmelidir.”
Güven eksikliği için ise iki ilginç öneri var:
“Washington’un PKK liderlerini öldürmek veya tutuklamak yönündeki çabaları ve Avrupalılara PKK’nın finansmanını çökertmek yönünde baskı yapması...”
Buradan PKK’yı zorlu günlerin beklediği anlaşılıyor.
İslam meselesine gelince...
Taşpınar’ın kitabın Türkçe baskısına yazdığı önsöze göre, “AKP, Gazze ve Davos sonrasında İslam dünyasında yeni bir liderlik rolüne sahip oldu. Bu, Washington için hem ciddi sorun, hem de bir fırsat... ABD bu yeni duruma saygı duyarak, İslam dünyasında kendi imajını düzeltmeye çalışabilir.”
İkincisi, “İfade özgürlüğünün, liberal demokrasinin olmadığı yerde İslam, direnişin yegâne sesi, her derdin devası olarak algılanıyor. Washington radikal İslamın en iyi panzehirinin liberal demokrasi olduğunu savunabilir.”
Bu da Bush koruması altında palazlanan “ılımlı İslamcılar” için tehlike çanlarının çaldığının göstergesi...
Ve nihayet yazarlar, 27 Nisan e-muhtırasında, AKP kapatma davasında Brüksel’in net tavrını gösteremeyen Washington’dan “yargı darbelerine karşı daha açık tavır” istiyorlar.
Bu da ABD desteğine alışmış darbeciler için kötü haber...
(CAN DÜNDAR)