BIST 9.185
DOLAR 34,37
EURO 36,78
ALTIN 2.970,03
HABER /  DÜNYA

Obama'nın Türkiye'deki dostu

Son yıllarda öne çıkan Türkiye, ABD basının gündemimden inmiyor. The Washington Post'ta ilginç bir Erdoğan yazısı vardı.

Abone ol

ABD'nin saygın gazetelerinden The Washington Post'un tanınmış yazarı David Ignatius, ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki yakın ilişkiyi konu aldığı yazısında, ''hiçbir dünya liderinin, Obama'nın yeniden seçilmesinden Başbakan Erdoğan kadar çıkarı olmadığı'' tespitinde bulundu.

Erdoğan'ın Ortadoğu'daki nüfuzunu anlatırken Mısır örneğini veren İgnatius, Erdoğan'ın Mısır'da hem namaz kıldığını hem de demokrasiyi anlattığına dikkat çekti.

Ignatius, ''Obama'nın Türkiye'deki Dostu'' başlıklı yazısında, ''Obama'nın, göreve geldiği ilk aylarda dış politikasında el yordamıyla ilerlerken, Türkiye'nin dik başlı Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir dostluk geliştirmeye karar verdiğini'' belirtti.

''Son bir yıl içerisinde, Türkiye'ye yapılan bu yatırımın, zaman zaman akıntıya sürüklenen bir bölgedeki Amerikan politikasını sağlama bağlayarak, bazı büyük yararlar sağlamaya başladığını'' kaydeden Ignatius, ''Erdoğan'ın nüfuzunun, bu hafta, Arap Baharı'nın kargaşası sırasında Müslüman demokrasi olarak 'Türk modeli'nin istikrarını öven Dünya Ekonomik Forumu'na ev sahipliği yaparken gözler önüne serildiğini, forumdaki panellerden birinin 'İlham Kaynağı Olarak Türkiye' şeklinde cezbedici bir başlık taşıdığını'' ifade etti.

Ignatius, Erdoğan'ın geçen salı günü yaptığı bir konuşmada, iktidarda olduğu son 10 yıl içerisinde Türkiye'nin kaydettiği başarıları sıraladığına işaret ederek,  Türk ekonomisinin 2002'den bu yana yılda ortalama yüzde 5,3 büyüme kaydettiğini, bunun OECD ülkeleri arasındaki en hızlı büyüme oranı olduğunu, gayri safi yurt içi hasılası ve dış rezervlerinin üç kattan fazla artış gösterdiğini, dış yatırımların da 16 kattan fazla arttığını anlattığını belirtti.

''Davos'ta yaşanan anın geçmişte kaldığı görüldü''

Erdoğan açısından, Dünya Ekonomik Forumu'na ev sahipliği yapmanın bir nevi ''intikam'' olduğu değerlendirmesinde bulunan Ignatius, forumun 2009 yılında Davos'taki toplantısında kendisinin moderatörlüğünü yaptığı bir oturum sırasında, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in Gazze operasyonuyla ilgili sözlerine yanıt vermesi için süre tanınmaması üzerine Erdoğan'ın öfkeyle toplantıyı terkettiğini hatırlatarak, ''Bu hafta, o anın geçmişte kaldığı görüldü'' ifadesini kullandı.

Ignatius yazısında,''Türkiye'nin bölgedeki yükselişinin şu anda apaçık ortada olduğu görülüyor, ancak 2009 yılında, Obama özel bir ilişki inşa etmek için çalışmaya başladığında bu daha azdı'' değerlendirmesini ortaya koydu.

Obama'nın göreve başladıktan sonraki ilk yurt dışı ziyaretine Türkiye'yi de dahil ettiğini hatırlatan Ignatius, ''Türkleri etkileyen şey, sadece Obama'nın TBMM'de konuşması değildi, bundan önce Strasburg'da ABD Başkanı'nın, NATO'da Türkiye için daha büyük bir rolü desteklemesi ve Prag'da Türkiye'nin AB üyeliğini savunmasıydı'' ifadesine yer verdi.

Ignatius, Obama ve Erdoğan'ın, Gazze operasyonundan sonra Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinde yaşanan keskin gerilemeye ve ABD'nin 2010 yılı başlarında Ankara'nın İran'la çok dostane hale gelmekte olduğuna dair kaygılarına rağmen aralarındaki yakınlaşmayı sürdürdüklerini kaydetti.

"Giderek artan bir karşılıklı güven..."

Obama'nın Haziran 2010'da Toronto'daki G-20 zirvesinde Erdoğan ile 2 saat süren açık sözlü görüşmesinde kaygılarını dile getirdiğini anlatan Ignatius, iki tarafa göre, o tarihten bu yana giderek artan bir karşılıklı güvenin cereyan etmekte olduğunu belirtti.

Ignatius yazısında, ''Erdoğan'ın en yakın siyasi danışmanlarından biri'' olarak nitelediği AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, ''Başbakanım, Başkan Obama'da bir dost görüyor. İki lider, fikirlerini çok samimice dile getirebiliyor. Her zaman aynı görüşte olmayabiliyorlar, ama pozisyonlarını paylaşmada kendilerini yeterli derecede rahat hissediyorlar'' dediğini ifade etti.

Obama-Erdoğan kanalının bir örneğini, Mart ayında Seul'da yaptıkları görüşmenin oluşturduğunu kaydeden Ignatius, o görüşmenin ana gündem maddesinin, ''Obama'nın, ABD'nin nükleer bir anlaşmadaki çıkarı konusunda, Erdoğan'dan, İran'in dini lideri Ayetullah Hamaney'e mesaj iletmesi talebi'' olduğunu belirtti. Ignatius, Seul'da Erdoğan'ın ayrıca, Obama'nın 2009 yılında sunduğu talebe karşılık olarak, Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması sözünü verdiğini, Erdoğan'ın daha önce de, Obama'nın Akdamar Adası'ndaki Ermeni kilisesinde ibadete izin vermesi talebini kabul ettiğini kaydetti.

Ignatius, ''Türkler, Erdoğan tarafından verilen diğer bazı tavizlere de atıf yapıyor: Obama, Erdoğan'ı, bu yıl faaliyete geçen ve Tahran'ı sinirlendiren füze savunma radar sistemini konuşlandırmaya ikna etti. Ve ABD'nin çağrısıyla Erdoğan, geçen yıl NATO'nun Libya'ya müdahalesine ilk başta gösterdiği muhalefeti tersine döndürdü'' ifadesini kullandı.

''ABD, bu müreffeh Müslüman demokrasiyle ittifakından memnun''

''Türkiye kartını oynayarak Obama'nın, ülkesindeki bazı güçlü siyasi seçmen kitlelerini kızdırdığını'' kaydeden Ignatius, Yahudi gruplarının, Obama'nın, İsrail'in Türkiye ile ilişkilerinin neredeyse donma noktasına geldiği bir zamanda bile Ankara ile yakınlaşmasını protesto ettiğini, Ermeni grupların da, ABD Başkanı'nın bir zamanlar Türkiye'ye yönelttiği, 1915 olaylarını ''soykırım'' olarak tanıması yönündeki güçlü çağrılarını hafifletmesinden öfke duyduğunu belirtti.

Ignatius, ''ancak Arap Baharı karardıkça, ABD yönetiminin, bölge için yol gösterici olarak görebileceği bu müreffeh Müslüman demokrasiyle ittifakından memnuniyet duyduğunu'' kaydederken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, ''ülkesinin Araplar için bir rol model olduğunu, çünkü demokrasinin kaos ya da aşırıcılık değil, haysiyet getirdiğini gösterdiğini'' savunduğunu ifade etti.

Erdoğan Mısır'da ikisini de yaptı

Bakan Bağış'ın, ''Mısır'a gidebilen ve bir camide namaz kılabilen çok sayıda Müslüman lider var. Ve demokrasi hakkında konuşmak için oraya gidebilen birçok da Batılı lider var. Erdoğan bu ikisini de yaptı'' dediğini belirten Ignatius, yazısını, ''Bu, Türkiye için bugünlerde bir koz gibi birşey. Ancak karşılıklı bir bağımlılık var. Şunu söylemek doğru olur; hiçbir dünya liderinin, Obama'nın yeniden seçilmesinden Başbakan Erdoğan kadar çıkarı yok'' ifadesiyle noktaladı.