Körfez kriziyle ilgilibomba bir iddia ortaya atıldı. Körfez krizinin ablukayla sınırlı olmadığı, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Katar Emiri’ni devirip yerine Londra’daki yeğenini getirmek istedikleri iddia ediliyor. İddianın sahibi ise Mehmet Acet...
Abone olHaziran 2017’de Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dahil bazı Arap ülkeleri, Orta Doğu'da terörizme destek verdiği gerekçesiyle Katar ile ilişkilerini kestiklerini açıklamışlardı.
Bu Körfez bölgesinde son yıllarda görülen en büyük diplomatik krize yol açmıştı. Ancak Körfez krizinin ablukayla sınırlı olmadığı, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Katar Emiri’ni devirip yerine Londra’daki yeğenini getirmek istedikleri ortaya çıktı. Darbeyi ise zamana karşı yarışıp Şeyh Temim’in sarayını korumaya alan Türk birlikleri durdurdu. Gazeteci Mehmet Acet Gerçek Dergisi'nde konuyu şöyle anlattı.
TÜRK BİRLİKLERİ SARAYI KORUMAYA ALDI
Haziran 2017’de Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dahil bazı Arap ülkeleri, Orta Doğu'da terörizme destek verdiği gerekçesiyle Katar ile ilişkilerini kestiklerini açıklamışlardı. Bu Körfez bölgesinde son yıllarda görülen en büyük diplomatik krize yol açmıştı. Ancak Körfez krizinin ablukayla sınırlı olmadığı, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Katar Emiri’ni devirip yerine Londra’daki yeğenini getirmek istedikleri ortaya çıktı. Darbeyi ise zamana karşı yarışıp Şeyh Temim’in sarayını korumaya alan Türk birlikleri durdurdu.
Katar meselesinde asıl hedef Türkiye miydi?Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla mı diyorlardı acaba? 'Katar Emiri’ni değiştirelim' dedi Muhatabım, “O kadar uzun boylu düşünmemek lazım” dedikten sonra şu sözleri sarf etti:
KATAR EMİRİ ÖZEL EĞİTİMLİ TÜRK BİRLİKLERİ TARAFINDAN KURTARILDI
“Adamlar (Suudi Arabistan) Amerika’ya dönüp şunu söylediler. Seninle 350 milyar dolarlık anlaşma yaptım. Sen de bana destek at, şu Katar Emiri’ni değiştirelim. Mesele bundan ibaret. Tabi Tayyip Bey buna izin vermeyince o iş yattı.”
“Tayyip Bey izin vermeyince…” Bu vurguya dikkat!Cumhurbaşkanının bu süreçte neler yaptığını, açıklandığı kadarıyla herkes biliyor.Peki anlatılanlar doğru muydu?Katar emirini özel eğitimli Türk timi gerçekten bir darbeden mi kurtarmıştı?
Haber kaynağıma güvenmekle birlikte operasyonel niteliği olan, çok önemli bir konu ile karşı karşıya olduğumuz için meselenin teyide ihtiyacı vardı.Teyit için nereye yöneleceğimi de biliyordum. Ankara’nın karar verici mekanizmalarının çoğunda sandalye sahibi olan üst düzey bir devlet yetkilisi…
200 CİVARI SEÇKİN TÜRK BİRLİĞİ…
Haber doğruydu. 5 Haziran gecesi, Katar’a yakın bölgelerde/ülkelerde görev yapan 200’e yakın çok özel eğitimli Türk birliği Ankara’dan gelen emirle harekete geçmişti.Hedef Katar Emiri’nin sarayı idi. Görev emri, Emir’e karşı başka bir ülke ya da ülkeler tarafından o gece yapılması muhtemel darbe girişimini engellemek, bunun için Katar Emiri’nin ve sarayın güvenliğini sağlamaktı.
TÜRK BİRLİĞİ ERKEN DAVRANDI
O sırada Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait özel eğitimli timler aynı hedef için harekete geçmek üzereydi.Suudi Arabistan ve BAE özel timi Katar Emiri'ni devirmek için düğmeye bastı.200 kişilik özel eğitimli Türk birliği, Doha’ya ulaştı.Bir rivayete göre yola çıkmışlardı bile. Ama onların hedefi Türk birliklerinin tam tersi idi.Saraya gidip Katar emirini etkisiz hale getirip, yerine bir başkasını getirerek darbe yapmak istiyorlardı.
Ancak erken davranan Türk birlikleri oldu. Özel donanımlı timler saraya vakitlice ulaşmışlar ve Emir’in güvenliğini garantiye almışlardı.Bu şekilde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait özel birliklerin bir saray darbesiyle Katar Emiri’ni devirme planları da suya düşmüştü.Şimdi en başta aktardığım Kabine üyesinin sözleri yerli yerine oturuyordu.“Tayyip Bey, Katar’da bir saray darbesine izin vermemişti.”
UÇAKLAR HAZIR BEKLETİLDİ
5 Haziran gecesi Katar Emiri’nin sarayında yaşananları teyit için ulaştığımız yetkili isimden önemli bir başka bilgi daha aldık.
O akşam duruma göre harekete geçmek üzere Türk Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar da motorları çalışır halde hazır bekletildi. İhtiyaç olsaydı eğer, bu uçaklar hemen havalanıp kendilerine verilen misyonu yerine getirmek üzere Katar’a yöneleceklerdi. Ancak karada yürütülen operasyonla hedefe ulaşıldığı için buna gerek kalmadığı anlaşılıyor.