Habertürk muhabiri Ecevit Kılıç, çözüm sürecinin perde arkasındaki kilit ismi Sabri Ok'u yazdı.
Abone olAbdullah Öcalan'ın 29 Kasım'da yaptığı açıklama bu tarihten altı gün önce KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok'un yaptığı açıklamanın sanki kopyasıydı.
Çözüm sürecinde farklı okumalar dolaşıyor. İyimser hava HDP heyetinin son İmralı görüşmesinden sonra yerin temkinli bir havaya bıraktı. Kürt tarafında hükümetten somut adımlar görmeden harekete geçilmeyeceği yönünde görüş hakim.
Öcalan PKK'da 'mutlak otorite' değil mi? Öcalan örgüt içindeki dengeleri gözeterek mi hamlelerini hazırlıyor? Habertürk muhabiri Ecevit Kılıç, son haftalarda çözüm süreci trafiğinde ortaya çıkan ilginç ayrıntıyı ve kilit isim Sabri Ok'un geçmişini yazdı.
"HDP heyetinin İmralı'ya gideceği kesindi.
Günü de belliydi.
Sızan bilgilere göre devlet heyeti ile İmralı mutabakata varmıştı.
Abdullah Öcalan mutlak eylemsizlik çağrısı yapacaktı.
Yani süreç yeniden tam anlamıyla rayına oturmuştu.
Tam da o günlerde Sabri Ok'un sözleri önce internet sitelerine sonraki gün de gazete sayfalarına düştü.
Öcalan'ın çağrıda bulunacağına "Doğru değil" diyordu.
Geri çekilme için ise "Mümkün değil" diye ekliyordu.
Devamını da getiriyordu.
"Yasal güvence olmadan olmaz."
Dahası da vardı.
Oslo sürecini hatırlatıyor, hükümeti eleştiriyordu.
İzleme kurulu veya üçüncü göz için "şart" diyordu.
Devletin "olmazsa olmaz" dediği kamu düzeninin sağlanmasını ise çözümde atılacak adımlara bağlıyordu.
Sabri Ok'un bu sözleri KCK'nın diğer tepe isimlerinin "Süreç bitti, zaten yoktu" çıkışlarıyla bir tutuldu.
Zaten o çıkışlar da bugün kadar HDP heyetinin İmralı'ya her gidişiyle ağırlıklı olarak boşa çıktı.
Ancak bu sözleri söyleyenin Sabri Ok olması hem PKK'yı hem de çözüm sürecinin evveliyatını bilenler için dikkat çekiciydi.
Neden mi?
DEVLET EN ÇOK ONUNLA GÖRÜŞTÜ
Sabri Ok örgüt içinde Kürt sorununun diyalogla çözümünü savunan isimlerden biri.
Hem de başından beri.
Devlet yetkililerinin Öcalan'dan sonra en çok görüştüğü PKK'lı.
Belki de onun kadar.
Erbakan döneminde hükümet sorunu çözmek için harekete geçtiğinde ilk başvurulan kişiydi Ok.
O dönemde PKK'nın tüm cezaevleri sorumlusuydu.
Ancak görüşmelerde ilerleme sağlanamadı.
Ve bugünkü çözüm sürecinin ilk adımlarının atıldığı 2005 yılı.
Sabri Ok, tam da o dönemde cezasını tamamlayıp serbest kalmıştı.
Devlet heyeti, ilk görüşmeleri onunla yaptı.
Sonra Öcalan'la.
Örgüt de bir süre sonra da ateşkes ilan etti.
Ama hakkında itirafçıların suçlamalarına dayanarak tutuklama kararı çıkartıldı.
Yurtdışına çıktı.
Oslo görüşmelerinde de vardı.
İkincisi; Sabri Ok örgüt içinde herhangi bir yönetici değil.
Farklı bir ağırlığı var.
Cemil Bayık veya Murat Karayılan'dan da farklı.
Öcalan'ın beyin olarak kendine en yakın bulduğu isim.
Tam 20 yıl cezaevinde yattı.
İmralı'ya hükümlü gönderilmesi gündeme geldiğinde Öcalan'ın istediği tek kişiydi.
AYNI SÖZLER
Ve HDP heyeti 29 Kasım'da İmralı'ya gitti.
Sonraki gün de detaylı bir açıklama yapıldı.
Ancak o açıklamada beklenen sözler yoktu.
Öcalan neler mi söyledi?
Ama önce başa dönelim Sabri Ok'un söylediklerine tekrar bakalım...
Evet, Öcalan eylemsizlik çağrısında bulunmadı.
Geri çekilme için "Kış ayındayız, 4-5 ayda gidemezler, bunun yerine çözüm odaklı adımlar atılmalı" dedi.
Öcalan'a göre atılması gereken ilk adım "yasal güvence"ydi.
Habur'a atıf yaptı, hükümeti de özeleştirel temelde bakmaya davet etti.
İzleme kurulu için ise "Devlet mutlaka adım atmalı" vurgusu yaptı.
Ya kamu düzeni?
"Kalıcı olarak anlamlı ve yasal tüm boşlukları giderilmiş müzakerelere geçilmesi ile kalıcı olarak kamu düzeni sağlanabilir."
Farklı bir kurguyla söylenmiş olsa da Sabri Ok'un sadece beş gün önce söyledikleriyle neredeyse aynı.
İlginç değil mi? "