CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendiriyor;
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugünkü parti grubunda çözüm süreci ve hükümetin attığı adımları sert bir dille eleştirdi.
CHP'nin söyleyecek sözü olmadığı yolundaki eleştirilere medyaya çatarak cevap veren Kılıçdaroğlu, Öcalan ve Erdoğan arasında pazarlık yapıldığını iddia etti.
Kılıçdaroğlu, 'Erdoğan pazarlık yapmıyoruz diyor ama o mektuplar ne iş? Aşk mektupları mı yoksa onlar' diye çıkıştı.
CHP liderinin gündeminde olaylı Ergenekon davası da vardı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ergenekon davasındaki olaylara ilişkin ''Öyle zannediyorum ki bu konuda yargı zaten gereğini yapacaktır'' sözlerinden 15 dakika sonra savcının harekete geçtiğini belirtti ve ''Bizim dokunulmazlığa ihtiyacımız yok. Demokrasi için her türlü bedeli ödemeye hazırız. Dokunulmazlıklarımızı kaldırmazsan namertsin'' diye seslendi.
İşte açıklamasından satırbaşları;
Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini herkes kabul ediyor. Türkiye'de sağlıklı çalışan bir demokraside olması gereken kurallar çalışmıyor. Bir iktidar herşeyi ben bilirim anlayışı içinde. Bu anlayıştan yola çıkıldığı zaman Türkiye'nin önünde ciddi sorunlar birikiyor.
Bundan 3-4 hafta önce Silivri duruşmalarına değinmiştim. hukuk eğitimi alan hiç bir kişi orada sağlıklı bir yargılama yapıldığını kabul etmiyor. Türkiye'nin her tarafından insanlar duruşmayı izlemeye gidiyor. Anayasaya göre duruşmalar aleni mi? Aleni... Sen misin gelen!
Bu doğru değil arkadaşlar. O soğukta su, biber gazı, cop. Hangi çağda yaşıyoruz. Herhangi bir sorun olmasın diye milletvekili arkadaşlarımız ilgili kişilerle görüştüler. Amacımız dünyaya rezil olmayalım. Ama Türkiye'yi dünyaya rezil ettiniz.
60 bin kişinin telefonu dinlendi bu davalarda. Toplam 17 bin sayfa hazırlandı. Dava görüşülürken 7 kişi kanse oldu, 7 kişi kanser oldu.
Sayın Başbakan bugün 'mahkemeler bağımsızdır' demiş. Gerçekten komedi. Şunu önce bilmemiz gerekiyor. Sağlıklı işleyen bir demokraside sıkı yönetim mahkemeleri olmaz. Bu mahkemelerin olduğu bir ülkede yargı bağımsız olmaz.
İşine gelince yargı bağımsız, işine gelince yargı bağımlı. Deniz Feneri davasının mahkemesi bile belli değil. Sorgulanan olayı soruşturan savcılar. Yargı bağımsızmış. Sen onu benim külahıma anlat.
CHP'li vekilleri oraya niye gittiler diye suçluyor. Yasak mı getireceksin. Senin gücün yetmez. 'Yargı gereğini yapacaktır' diyor. 15 dakika sonra soruşturma başlatılıyor. Bağımsız yargıya bak sen!
Özel yetkili mahkemelerin bağımsız olduğunu söylemek için hukuk cahili olmak gerekiyor. O mahkemelerdeki yargıçlara yargıç denmez. Biz CHP olarak dokunulmazlıkların arkasına saklanmadık. Senin dokunulmazlığın sende kalsın. Bizim dokunulmazlıklarımızı kaldırmazsan namertsin!
SÜRECİN NE OLDUĞUNU BİLEN VAR MI?
Malum bir süreç var. Son günlerde moda. CHP neden konuşmuyor. Oysa konuşuyoruz. Aslında söyledikleri şu; Bizim duymak istediklerimizi neden söylemiyorsunuz. CHP sürece neden destek vermiyor? Sürecin ne olduğunu bilen var mı?
Bir kitap düşünün üstünde şöyle yazıyor, İmralı süreci, barış süreci üstleri çizilmiş. Yazarları da Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan. Kitabı önünüze koyuyorlar. Yorum yap diyorlar. Hayır okuyamazsın diyorlar. Okumadan bilmeden nasıl konuşacaksınız, nasıl yorum yapacaksınız. CHP'ye zorla gelin bu sürecin içine girin diyorlar.
Sorun nedir biliyor musunuz? Milyonlarca yurttaşın umuduyla oynamaktır. Eğer bu sürecin sonunda bir başarısızlık çıkarsa bunun faturasını 76 milyon yurttaş ödeyecektir. Büyük öfkeler, büyük hayal kırıklıkları sonunda çıkar. Bu Türkiye'ye yapılan en büyük ihanettir.
'CHP ile görüşmek zaman kaybıdır' diyen bir Başbakan düşünün. Bu Başbakan şimdi neden ısrarla CHP'de sürecin içinde olsun diyor.
AKİL İNSAN BİZİZ DİYORDU
63 kişi vekil listesini belirliyor gibi akil adam belirledi. Akil İnsanlarla ilgili olarak size bir bilgi vermek isterim. 7 Haziran 2012. ATV'de Başbakan konuşuyor. "CHP'nin bir önerisi var Meclis'te eşit sayıda vekillerden komisyon kurulsun bir de akil insanlar heyeti oluşsun" deniyor. Ne düşünüyorsunuz diye soruyorlar. Verdiği cevap şu; "Biz zaten akiliz". E sen o zaman akildin bugün niye bu insanları seçtin. Nedeni belli. Bana güvenmiyorsunuz 63 kişiye güvenin demek istiyor. Bunu da medya gücüyle yapmak istiyor. Her türlü baskıyı yönlendirmeyi yapacak güçte. Adamlarını da bulmuş akşam hemen ekranlara. Biz bunları bilyioruz.
AKLINI KİRAYA VEREN İNSAN AKİL OLMAZ
Akil insanlar ne yapacak? Memlekete gidecekler ağırlanacaklar. Bu ülkede barışa ihtiyaç var diyecekler herkes haklısınız diyecek. Arkadan bizim çarıklı elini kaldıracak. Biz bunu nasıl yapacağız diyecek bunu ben bilmiyorum diyecek. Peki bunlar nasıl akil adam. Konuyu bilmiyorsun çözümü bilmiyorsun ne anlatacaksın? Gidecekler PKK Türkiye'yi terk etsin, nasıl terk etsin? Silahlı mı silahsız mı? Böyle bir ikna metodu mu var? Bunların görevi akil insanlar reklam bölümü. Biz düşünen herkese saygılıyız. Ama kendisine akil insan deyip. Siyasi otoritenin propogandasını yapan insan akil değildir. Aklını kiraya veren insan akil olamaz.
HAKKARİ CHP İL BAŞKANLIĞINDA TÜRK BAYRAĞI VAR
Sık sık Sayın Başbakan'ın tekrar ettiği olayı tekrar ediyorum. Hakkari'de neden Türk bayrağı yoktu. Sen Başbakan değil misin? Sen kendi ülkende bir ilde "Burada Türk bayrağı neden yoktu" diye nasıl sorarsınız. Hakkari'de senin il başkanlığında Türk bayrağı yok. CHP'nin il başkanlığında var. Eğer ülkeyi bu hale getirmişsen o şeref sana aittir. İnsanda bir düşünceyi dile getirirken biraz utanma duygusu olur.
O MEKTUPLAR AŞK MEKTUBU MU?
Samimi ve dürüst olacaksın dedik ama değil. Kişisel bir angajmanın olmayacak dedik. Kişisel beklentileri var mı? Var. Her gece Başkanlık rüyası görüyor.
Bu düşüncede olan biri sorunu çözemez. Pazarlık yapmadık diyor. E bu mektuplar aşk mektubu değil herhalde. Nedir bu mektuplar. Oslo'da görüşen kimdi? Eğer bu sorunu tek başına çözmeye kudreti yetseydi. Yandaşlarına CHP'ye baskı yaptırtmazdı. Yapılan pazarlıkları dolaylı yollardan öğreniyoruz biz.
ÜÇ TEMEL KURAL
Bir televizyon programında eyaletlerden söz ediyor. Durup durduğu yerde neden bir Başbakan eyaletlerden söz eder? Bunlar tarihi falan bilmiyorlar, tarih bilinci yok. Dünyada gelişmiş ülkelere bakarsanız eyalet endişesi yoktur. Eyalet tapılanmaları güçlü ülkelerde hızlı kalkınmayı demokrasiyi geliştirir. Güçlü Osmanlı'da Lazistan Kürdistan eyaleti var.
Ne dünya ne de Osmanlı tarihi konusunda kırıntı kadar bilgisi var. Eğer biraz tarih bilgisi varsa ben bugün genel başkanlığı bırakırım.
Herkesin çok iyi bilmesini istediğim 3 temek kuraldan söz edeceğim;
1 - Demokrasi bir ülkeye gelmeden barış gelmez. Daha iki hafta önce bu salonda 16 maddelik demokrasi manifestosu yayınladım. Demokrasi 4 yılda bir oy verdiğimiz sistemin adı değildir.
2 - Bir ülkede hukuk yoksa barış da yoktur. Hukukun üstünlüğüne inanacaksınız. Yargı bağımsız olacak.
3 - Toplumsal uzlaşma olmadan barış olmaz.