Bir ilan verdi dedikoduların önü arkası kesilmedi. Yağmurdereli'nin yasak aşkı dedikodularının baş aktörü Betül konuştu...
Abone olBu acı dolu satırlar, Osman Yağmurdereli’nin ardından gazetelerde yer alan vefat ilanlarından biriydi... Betül kimdi? Yakın bir akraba, dost, iş arkadaşı ya da gizli bir aşık mı? Sır kadının kimliği çok çabuk anlaşıldı.. TV oyuncusu Betül Şahin’di bu duygu yüklü satırları yazan... Vefat ilanıyla birlikte yorumlar da birbiri ardına geldi. Niye böyle bir ilanı vermeye gerek duymuştu genç kadın? İşte Betül Şahin'in açıklamaları;
İlan onun vasiyetiydi: Osman çok değer verdiğim bir insandı, 10 yıl bende çok emeği oldu. Böyle bir ilan vermemi benden istemişti. Bunu vasiyet kabul ettim. “Cenazemi biliyorum.. Çok kalabalık olacak. Gazetedeki ilanları da görüyorum, çok büyük ilanlar verilecek. Artık sen de küçük bir ilan verirsin” dedi. “Saçmalama” dedim.
Yaşanılanlar yasak aşk değildi: Herkes onun için ağladı. Gülben Ergen de “Canım Osman’ım” diye ilan verdi. Bunun böyle değerlendirilmemesi gerekiyor. Biz herkesin bildiği şeyleri yaşadık. Aramızda gizli bir şey yoktu. Bizim ilişkimiz herkesin bildiği gibiydi. Yeri geldi bana ağabeylik, babalık yaptı. Aramızda bir şey olduğu yönünde piyasada söylentilerin olduğunu biliyorum. Herkes öyle bildi ama gerçek değil.
Onun kapısı bana her zaman açıktı: Yakın çevremdeki insanlar bana böyle bir dedikodudan bahsedince 4 yıl Osmanla çalışmadım, tavır koydum. “İnsanlar bizim hakkımızda böyle konuşuyor, biz seninle bir daha dizi yapmayalım, çok üzgünüm” dedim. “Güzel düşünüyorsun, aferin. Ne zaman Yağmur Ajans’a dönmek istersen kapım açık” dedi.
Her gün telefonla konuşurduk: (...) Özellikle hasta olduğunu duyduktan sonra her gün aradım. Bazen bir kez, bazen iki kez her gün konuşurduk. Hastalığını ilk duyduğumda onun için çok dualar okudum. O enerji ona çok iyi geldi.
Acı haber telefonda: Check up’a yattığı zaman telefonla aradı. “Betül çok kötü. Ben gidiyorum, hakkını helal et” deyip başladı ağlamaya. İnsanlar bizi Osman’ın korkusundan yazamadılar, hep yasak aşk yaşıyoruz sandılar. Yok öyle bir şey. Yasak da değil ki. Ben bir insanı sevemez miyim. Bunun yasağı mı var. İnsan sevemez mi? Yasak değil, böyle bir ilişki yok. O bana değer verdi, sahip çıktı. Ben onu sevdim, abi, dost, büyüğüm bildim.
Onu ruhumun bir parçası olarak gördüm: Aşkın çeşitleri vardır. O ablasına da yeğenine de aşık. İnsanlar farklı aşklar yaşarlar. Bizimki cinsel aşk, sevgili aşkı değildi. Bunun başka bir adı vardı. Bizimki çok özel bir durumdu. Normal iki sevgilinin yaşadığı aşk değildi. Bizim ki gönül bağıydı. Ruhlarımız çok yakındı, ruh ikizi gibiydik. Yeri gelir bana kızardı, yeri gelir takdir ederdi. Ona her zaman ihtiyacım vardı. Şimdi çok büyük boşluğa düştüm. Ruhumun bir parçası gitmiş gibi hissediyorum. O beni melekleriyle yine koruyacak. Öldükten sonra onu rüyamda gördüm. Bana bakıp tebessüm ediyordu.
Uzaktan el salladım: “Beni lütfen böyle görme” diye yalvardı. Ben yine de gittim. Uzaktan göreceğim dedim. Ölmeden 10 gün önce gördüm. Bana uzaktan el salladı. Gözleri çok doluydu. Biraz kilo vermişti. Birbirimize son vedamız böyle oldu.
Böyle bir şeyi yaşamak istemezdim. Yasak ilişki insanı yıpratır çok üzer. Osman beni bazen çocuğu gibi severdi. Bana hep nasihatleri olurdu. Ben şimdi kime danışacağım, “bu rolü kabul edeyim mi” diye kime soracağım. Bana hep “yeter artık ben senin menajerin miyim, ücretimi alırım” derdi. O benim yaşam koçumdu.
Yeri geldi menajerliğimi, yeri geldi yaşam koçluğumu yeri geldi abiliğini, dostluğunu yaptı. İnsanlar niye bu ilişkide başka bir şey arıyor. Yenilerine baksınlar. Piyasada daha kötü şeyler oluyor. Bizimkisi onların yanında masumdur.
Ailesini çok severdi: Girmesini istemedim. Ben onun stres yaşamasını hiç istemedim. Sonuçta kendi kararıydı. Ama mesela aramızda şöyle de bir şey vardı. Bir programa çıkardı hemen beni arayıp “Betül şık mıyım, güzel konuştum mu” diye sorardı. Bizim ki böyle bir dostluktu. O ailesini çok severdi.
Hayatta en sevdiği insan en başta ablası ve yeğeni Deniz. Ben onları da çok severim, ailecek görüşürüz. Ağabeyini, eşini çok ama çok severdi. “Sen de bu ailenin bir parçasısın gel benim yeşil gözlüm, gel benim küçüğüm” diye bana sarılır, beni böyle severdi. Ben bunları nasıl unuturum. Vatan