Cumhurbaşkanı Gül'le olumlu bir görüşme yaptıklarını açıklayan Ahmet Türk'ten tartışma yaratacak değerlendirmeler geldi.
Abone olMardin Milletvekili Ahmet Türk, "Hatip Dicle'nin tutukluluğu kaldırılırsa, İmralı'nın önü de açılır' iddiasını" doğruladı, "Birbirini tetikleyen bir süreç oluşur. Dolayısıyla bu konunun oturup tartışılması, ortak bir akılla çözülmesi gerekir" dedi.
Türk CHP'nin yemin etmeme kararı verip Meclis'te oturmasına ise anlam veremedi. Türk, "CHP'nin boykot kararı bizce doğruydu ama gidip Meclis'te oturmalarına sonra da 'ben yokum' demelerine gerçekten anlam veremedik. Sonuç olarak bu bir partidir. Kendi kararlarını kendileri oluşturur. Ama hem var hem yok olmak çok garip!" yorumu yaptı.
Türk Cumhurbaşkanı Gül'le görüşmesi sonrası yaşanan süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Akşam'a konuşan Türk'ün çarpıcı değerlendirmeleri şöyle:
GÜL YENİ ANAYASA DEDİ: Tabii ki Cumhurbaşkanı Gül'ün söylediklerini bire bir söylemem doğru olmaz. Gül, bu sürecin çok önemli olduğunu, farklılıkların inkarıyla sorunların çözülmeyeceğini ve evrensel değerlere sahip bir demokratik yeni anayasanın artık kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Ama tabii ki sadece Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki duyarlılığı yeterli değil! Bunu da hepimiz biliyoruz.
TOP HÜKÜMETTE: Sonuçta bir hükümet, bir parlamento var. Yani icra yetkisine sahip olan kesimlerin bu konuda yapacakları var. Mesela en basitinden Terörle Mücadele Yasası değiştirilse, o 1 yıl 8 aylık cezanın yaptırımları ortadan kalkıyor. Esasında bu kadar basit. Çözülmek istenirse bunun formülleri de mevcut.
BAŞBAKAN SAPLANTILI DÜŞÜNCEYE SAHİP: Başbakan Erdoğan 'Biz yargıya müdahale edemeyiz' diyor. Yani bu öyle bir şey ki, Terörle Mücadele Yasası'nı devreye sokarak her düşüncenin, her konuşmanın cezalandırıldığı bir mantığın öncülüğünü yapıyor. Başbakan saplantılı bir düşünceye sahip. Bugün yüzde 50 oy almış ve toplum tarafından da desteklenen bir partinin, Kürt sorunun çözümünü sağlayacak değişiklikler için çoktan devreye girmesi gerekirdi. Aslında Başbakan Erdoğan Kürt sorununu çözmek istemiyor, çözecekmiş gibi görünüyor. Bu süreci kendi lehine kullanmak için sadece manevralar yapıyor. Samimi olsa bu sorunu çözecek güven ortamını yaratırdı. Başbakan Erdoğan Kürtler nezdinde de güvenini kaybetmiştir.
BAŞBAKAN İLE DİCE ARASINDA FARK YOK: Hatip Dicle'yi suçlu yapan, Başbakan Erdoğan'ı aklayan nedir? Başbakan Erdoğan bir şiir okumuşsa, Dicle de bir konuşma yapmıştır. Her ikisi de düşüncelerini ifade ettiler. Yani arada hiçbir fark yok! Üstelik Hatip Dicle'nin konumu da çok farklıydı. Listeler kesinleşmeden önce değil de kesinleştikten sonra bu olayın vuku bulması ilginç! Dicle meselesi zamanında söylenseydi, yedeğimiz de vardı. Çok kurnazca tezgahlanan bir komplonun içindeyiz.
ÇÖZÜME KATKIMIZ OLMAYACAKSA YOKUZ: Eğer sorunların çözümünde olmamız isteniyorsa biz varız. Ama sorunun çözümüne katkımız olmayacağı düşünülüyorsa, bu sancılı sürecin barışçı bir sürece evrilmesi için bize bir misyon verilmemişse, parlamentoda bulunmamızın gerçekten de anlamlı olmadığını düşünüyorum.
DİCLE KARARI İMRALI'YA YARAR: (Dicle'nin tutukluluğu kaldırılırsa, İmralı'nın önü de açılır' iddiasına) Bu doğru bir tespit. Birbirini tetikleyen bir süreç oluşur. Dolayısıyla bu konunun oturup tartışılması, ortak bir akılla çözülmesi gerekir. Bu kadar muazzam bir sorunu bir günde kimse çözemez! Elimizde böylesi bir sihirli değnek yok. Bütün mesele öncelikleri ve toplumu rahatlatacak adımları çok doğru planlamak ve çözme iradesini ortaya koyabilmekten ibarettir.
CHP BİR GARİP: CHP'nin boykot kararı bizce doğruydu ama gidip Meclis'te oturmalarına sonra da 'ben yokum' demelerine gerçekten anlam veremedik. Sonuç olarak bu bir partidir. Kendi kararlarını kendileri oluşturur. Ama hem var hem yok olmak çok garip!
(Meclis'e hiç katılmamaları gerektiğini mi düşünüyorsunuz?) Evet, o zaman aldıkları tavır çok daha anlamlı olurdu.