O hakimden mesaj var..
.
Sayın Nesrin Yılmaz,
08 Mayıs 2013 Tarihinde yazdığınız “Ağzını burnunu kır, suç değil!” başlıklı yazınızda belirtilen mahkeme kararını veren hakimim. Yazınızı yanlış bilgilendirmeye dayalı olarak yazdığınız; sonrasında kabalığı, hakaret etmeyi karakter edinen bazı kişilerin yaptığı seviyesiz yorumlarla şahsıma ve yargıya hakaret ettikleri görülmektedir.
Bağımsız ve adil yargı herkese lazımdır. Yargının itibarsızlaşması, yargıya olan güvenin ve adalet inancının yok olması çeteleşmeyi-mafyalaşmayı ve bunlara sığınmayı yaratır. Bu nedenle yanlış haberlerle yargıya olan güvenin ve adalete olan inancının yok olması sonucunu doğuracak davranışlardan kaçınılmalıdır.
Haberdeki yanlışlığın anlaşılabilmesi için habere konu olayı aşağıda kısaca açıklıyorum.
Polis memurlarının 16/07/2011 tarihinde geceleyin bir müzikholde denetim yaptıkları sırada burada bulunan Fevziye Cengiz isimli şahısla polis memurları arasında çıkan tartışma sonrasında Fevziye Cengiz polislere hakaret ve tehdit suçlarının şüphelisi olarak karakola götürülmüş, karakolda geçirilen süre içinde Fevziye Cengiz iki sivil polis memuru tarafından kayıt odasına alınarak kapı kapatılıp odada dövülmüş, sonrasında Fevziye Cengiz doktor muayenesine götürülmüş, hastanedeki doktor tarafından şüpheli olarak saat 01:13 te yapılan muayenesinde kolunda ve yüzünde ekimozlar olduğu belirtilerek bu şekilde rapor düzenlenmiş, rapor sonrasında tekrar karakola getirilen Fevziye Cengiz ifadeler alındıktan sonra serbest bırakılmış, 17/07/2011 günü Fevziye Cengiz C. Savcılığına şikayet başvurusunda bulunarak karakolda dövüldüğünü belirtince bu konuda soruşturma başlatılmış, aynı gün Fevziye Cengiz rapor için Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevk edilmiş, Adli Tıp Şube Müdürlüğünce adli tıp uzmanı tarafından 17/07/2011 günü saat 12:24 te düzenlenen raporda şahsın geçici raporda belirtilenden farklı olarak sol çenesinde ve sağ gözünde de ekimoz olduğu belirtilmiş, yapılan soruşturma sonucunda Fevziye Cengiz'i dövdüğü ve tehditte bulunduğu belirtilen polis memurları ile buna iştirak edenler hakkında kasten yaralama ve tehdit suçundan cezalandırılmaları için dava açılmış, dövme eyleminin eziyet suçu niteliğinde olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilip dosya ağır ceza mahkemesine gönderilmiş, Fevziye Cengiz vekilinin 31/01/2012 tarihinde verdiği şikayet dilekçesinde bu dövme olayı sırasında karakolda görevli olup ta olayı gören polis memurları ve raporu düzenleyen doktor hakkında şikayetçi olması üzerine bu kez olay anında karakolda görevli olan iki polis memuru hakkında “Dövme olayını görmelerine rağmen bu olayı yetkili makamlara bildirmeme suçunu işledikleri”, ayrıca ilk raporu düzenleyen doktor hakkında “Raporu düzenlerken yeteri kadar inceleme yapmadan sadece kolundaki ve yüzündeki belirtileri saptamakla yetinerek görevi kötüye kullanma suçunu işlediği” iddiasıyla cezalandırılması için dava açılmış, bu sanıklar hakkında eziyet suçuna iştirak ettikleri iddiasıyla ilgili olarak takipsizlik kararı verilmiş, bu son dava İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/274 sayılı esasına kaydedilmiş, karakoldaki güvenlik kamerası görüntülerinden elde edilen 7 adet görüntü CD si mahkememizce duruşma salonunda, müşteki, sanıklar ve müşteki vekillerinin huzurunda 2,5 saat süre ile tek tek izlenmiş, görüntülerde kayıt odasında işlenen dövme olayını dosyamız sanıklarının gördüğüne ilişkin bir delile rastlanılmadığından 07/05/2013 tarihli duruşmada hakkında suçu bildirmeme iddiasıyla dava açılan iki polis memurunun beraatine karar verilmiş; ayrıca doktor hakkında soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda “İlk muayene sırasında olayın hemen akabinde tespit edilemeyen bazı ek izlerin sonradan belirginleşmiş olabileceğinin” belirtilmesi ve dosya kapsamı dikkate alınarak sanık doktorun bu suçu işlediğinin sabit olmadığı dikkate alınarak beraatine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere verilen beraat kararının karakoldaki dövülme olayı ve döven kişilerle doğrudan ilgisi olmadığı ve dövülme olayı ile ilgili dava halen Ağır Ceza Mahkemesinde derdest olduğu halde haber sitelerine ve yazılı basına müştekinin karakolda dövülme anına ilişkin görüntüler eklenip sanki bu dövülme olayıyla ilgili olarak beraat kararı verildiği izlenimi yaratılmıştır.
Yayınlarda fotoğraf ve görüntüleri gösterilen dövme olayıyla ilgili dava Ağır Ceza Mahkemesinde derdest durumdadır. Mahkememizce verilen beraat kararı dövme eylemiyle ilgili olmayıp, olay günü bu karakolda görevli olmaları nedeniyle olayı görümüş olabileceği ve olayı gördükleri halde ihbar etmedikleri iddia edilen 2 polis memuru ve ilk raporu düzenleyen doktor hakkındadır.
Yukarıda açıklandığı üzere dava dövme eylemine ilişkin olmadığı halde, dövme olayına ilişkin olarak beraat kararı verildi şeklinde haber yapılıp kamuoyu yanıltılmaktadır. Bir yargı mensubu olarak, davanın açıkça çarpıtılarak yanlış haber yapılmak suretiyle yargıya olan güvenin sarsılması ve adalete olan inancın zedelenmesi ülkem adına beni fazlasıyla üzmüştür. Yaptığım açıklamayı okuduğunuzda aynı üzüntüyü sizin de hissedeceğinizi sanıyorum.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, bu konudaki yazınızla ilgili olarak yanlışlığı giderecek açıklama yapmanızı ve yazı sonrasında yazılan hakaret içerikli yorumların silinmesini sağlamanızı rica ediyorum.
İyi günler dileğimle Yıldıray Çakıcı