CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi
Abone olİNTERNETHABER / 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda yapılacak olan resmi törenlerin iptali CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir numaralı gündemi oldu. Başbakan Erdoğan'ı törenlerle ilgili hedef tahtasına koyan Kılıçdaroğlu, 'Törenleri iptal ettiniz, neden düğün dernek gezdiniz' diye sorguladı.
Törenlerin iptali sonrasında gelen tepkiler üzerine, 'Resepsiyonlarda elimizde kadehlerle kahkaha mı atsaydık' diyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay' da yanıt veren Kılıçdaroğlu, 'Biz resepsiyonları sormadık ama okullarda yapılacak törenleri neden iptal ettiniz?' diyerek çıkıştı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir diğer gündemi de Van depremiydi. Kılıçdaroğlu, hükümetin depremde enkaz altında kaldığını söyleyerek, tuz buz olan binalara ruhsatı veren Erciş'in eski belediye başkanının şu anda AK Parti milletvekili olduğunu ve ilk olarak ondan hesap sorulması gerektiğini vurguladı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a CHP grup toplantısında yanıt verdi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından dikkat çeken bölümler şöyle:
OKULLARDA NEDEN CUMHURİYET'İ YASAKLADINIZ!
Cumhuriyet'i unutmamamız gerekiyor. Cumhuriyet sadece CHP'lilerin değil, 74 milyonun ortak paydasıdır. Bunun böyle bilinmesi ve kutlanması gerekir.
Biz resepsiyonları neden iptal ettiniz diye eleştirmedik. Halkın özgürce düşüncelerini ifade etmesinin yoludur. Cumhuriyet. Bizim eleştirdiğimiz konu, okullarda niye Cumhuriyet'i yasakladınız. Öğrenci Cumhuriyetle ilgili konuşacaktı, onu da yasakladınız.
DÜĞÜN DERNEKTE NE İŞİNİZ VARDI?
Olur mu arkadaşlar? Neyi yasakladığınız farkında mısınız acaba? Bunu yasakladılar, sonra da koşa koşa düğünlere gittiler. Senin maskeni indireceğim. Adama sormazlar mı ya bu ikiyüzlülük nedir? Yasakladıysan evinde otur ozaman. Düğünde dernekte ne işin var? İşte bunların Cumhuriyet anlayışları bu.
Biz bu karar Genelkurmay Başkanı ile beraber aldık diyor. Sen niye Genelkurmay Başkanı'nın arkasına saklanıyorsun. Herşeye karşın bu ülke birliğini ve dirliğini koruyor. Tüm yasaklara karşın bu ülkede yine Cumhuriyet kutlandı. Törenler yapıldı. Biz onların neşelerini paylaştık.
BAŞBAKAN PARLAMENTOYA GELİP HESAP VERMEKTEN KORKTU
Bunun önündeki en ciddi sorunlardan birisi de terördür. Bingöl'deki olayı bir düşünün masum bir kadın, çocukları var. Çocukları ölmesin diye canlı bombanın üzerine atlıyor ve yaşamını yitiriyor. O kadına da Allah'tan rahmet diliyoruz. 24 askerimizin şehit olmasının üzerine Meclis'te bir genel görüşme yapalım dediler. Bizim arzu etmememize rağmen gizli görüşme yapıldı. Ancak Sayın Başbakan yoktu.
Ertesi hafta genel görüşmenin ikinci bölümü yapıldı ama Sayın Başbakan yine ortada yok. Terör Türkiye'nin kronik sorunlarından birisi. Genel görüşmeyle çözüm üretelim diyen sensin. Sonra parlamentoya gelmeyip kaçan da sensin. Parlamentoya hesap vermekten korkan bir Başbakan olabilir mi?
SORUMLU AKP HÜKÜMETİDİR
Terör gibi can alıcı bir konuda hükümet programında bir cümle olmazsa sen kimle uğraşacaksın? Senin inandırıcılığına kim güvenecek? Terör olayını bu hükümetin çözme şansı ve iradesi yoktur. Çünkü gücü yoktur. Terör sonucu hayatını kaybedenler varsa onun da sorumlusu AKP hükümetidir. Başka sorumlu falan aranmasın.
AKP TERÖR İÇİN ÇÖZÜM ÜRETEMİYOR
AKP nasıl bir çözüm üretiyor diye düşündüm. Bugüne kadar yapılan konuşmaları topladım.
- Amerika anlık istihbarat versin
- Barzani bölgesini terör örgütünden arındırsın.
- Bölge ülkeler PKK'ya verdikleri destekleri kessinler.
- Muhalefet hiç konuşmasın
- Medya bu olayı görmezden gelsin.
Dikkat edin tüm sorumluluklar başkalarına ait... Sorumluluğu hep başka yerlerde arayıp, kendisi hep üstte kalan bir siyasi anlayış. Böyle rezalet olmaz.
24 şehidimizin olduğu gün daha sabahleyin Başbakan ne diyecek diye televizyonları açtık. İlk yaptığı iş muhalefeti suçlamak. Böyle bir anlayışta olan siyasi iktidar bu kadar derin bir sorunu çözebilir mi? Bu iktidar güvenirliliğini tümüyle yitirmiştir.
Terör zor bir konu. İktidar çözemiyor. Bizim çözümlerimiz var. Her yerde de söylüyor. Ama AKP gizliyor. AKP bizim çözümlerimizi beğenmeyebilir. O zaman kendisine bir çağrıda bulunuyoruz. Senin çözümlerin ne arkadaş. Getir, biz de destek vereceğiz sana. Eminim getiremeyecek.
VAN DEPREMİ!
AK PARTİ'DEN ÇELİŞKİLİ DEPREM AÇIKLAMALARI
LONDRA BELEDİYE BAŞKANI VERDİ BİNALARIN RUHSATINI
VERGİLERİN HESABI VERİLMİYORSA, HÜKÜMET HORTUMCUDUR
KURBANLIKLARI DENİZ FENERİ'NE BAĞIŞLAYALIM MI?
Yukarıdaki konularla ilgili açıklamalar diğer sayfada...
TIKLAYIN!..
[PAGE]VAN DEPREMİ!
Depreme ne demeli peki? Dempremin dışarıyla bir ilgisi yok. Depremin geleceğini herkes söylüyor. Başbakan'ı söylüyor, bilim insanları söylüyor. Önlemizi alın diyorlar. Van depreminin olduğu gün bölgeye gittik. Propoganda yapmadıki sorunları dinledik, yurttaş adına dile getirdik. Özellikle çadır talepleri var dedik. Ben bu sorunları dinlerken, hükümetin İçişleri Bakanı da dinliyordu sözleri. Biz bunları siyasi malzeme yapmadık ama hükümetin bu sorunları aşması için çağrıda bulunduk.
AK PARTİ'DEN ÇELİŞKİLİ DEPREM AÇIKLAMALARI
Ama biz daha ordayken, hükümetin bir bakanı, Beşir Atalay bir açıklama yaptı. "Ulaşılmadık hiç bir yer kalmadı. 7 bin çadır kuruldu"... 24'ünde söylüyor bunu... Ben oradayım, vatandaşlar çadır istiyor. Bakanlar bu sorunları dinliyor. Ama Atalay hiç eksiğimiz kalmadı diyor. İki gün sonra Başbakan konuşuyor. İlk 24 saat bir takım eksiklikler oldu. Peki kim doğruyu söylüyor. Şimdi biz kime inanacağız.
LONDRA BELEDİYE BAŞKANI VERDİ BİNALARIN RUHSATINI
Daha vahim bir şey daha var. Vali de eleştiriliyor. Sayın Başbakan'ın açıklaması, "Vali mi veriyor bu binaların ruhsatını. Kimbilir hangi belediyeler verdi?" diyor. Uzayda yaşıyor heralde Başbakan. Ben söyleyeyim Londra Belediye Başkanı Erciş'teki binanın ruhsatını verdi arkadaşlar. Siz nasıl bilmezsiniz. Senin Belediye Başkanın verdi ruhsatı.
O RUHSATLARI VEREN AKP'Lİ BELEDİYE
Manşetlerde bir müteahhit vardı. Herkes ona yüklendi. Yahu buna ruhsatı veren kim? Önce bunları bir sorgulayın. O belediye Başkanı kim? Şimdi milletvekili... Hangi partiden? Şu elimde gördüğünüz Erciş Cumhuriyet Başsavcılığına verilen bir dilekçe. Müteahhitler, Belediye başkanını suçluyorlar. Depremden önce... 8 Mart 2011'de... Buradan soruyorum. Savcının yaptığı bu başvuru üzerine sen soruşturma izni verdin mi vermedin mi? "Kim bilir hangi belediye Başkanı bu ruhsat iznini verdi" diyor Sayın Başbakan, ben söyleyeyim o belediye Başkanı senin koltuğunun altında milletvekilliği yapıyor. CHP'li belediye olsaydı eğer, Başbakan ve tüm AKPliler koro halinde söyleneceklerdi.
VERGİLERİN HESABI VERİLMİYORSA, HÜKÜMET HORTUMCUDUR
Olay bununla kalsa yine iyi. Deprem vergileri vardı hatırlarsınız. Bütçeye gelir kaydettiler. Vatandaş haklı olarak soruyor. Nerede bu vergiler diye? Bir bakan başka söylüyor, diğer bakan başka söylüyor. Maliye Bakanı da, demiryolları, havayollarına, duble yollara gitti bunlar diyor. Bu bakanın bütçenin ne olduğundan haberi yok. Bütçelerde birlik ilkesi vardır. okullarda öğretirler bunu. Ama adı Maliye Bakanı.
Yeni doğan çocuktan, en yaşlısına kadar herkes bu ülkede vergi verir. Her yurttaşın o nednele bunu sorma hakkı var. Cevap veriliyor mu? Hayır... Eğer sizin vergilerinizin hesabı size verilmiyorsa, o ülkedeki hükümet hortumcu hükümettir.
İÇİŞLERİ BAKANINA ALLAH AKIL FİKİR VERSİN
Bir de İçişleri bakanı var Allah akıl fikir versin. Çadırlarla ilgili bir espiri yapmış. İnsanların acılarıyla alay etmenin takdirini de millete bırakıyorum.
Bir çok ülke deprem sonrası Türkiye'ye yardım etmek istedi. 24 Ekim 2011 Hüseyin Çelik basın toplantısı yapıyor. Gazeteci soruyor. Neden yardımları almadınız diyor. "Biz kendi imkanlarımızla bu felaketin üstesinden gelebiliriz" diyor sevgili Hüseyin Çelik... Sen bunu söyledin, bunun daha beterini kabinenin köstebeği söyledi.
Ona sordular. "Öncelikle kendi potansiyelimizi görmek amacıyla arama kurtarma yardım ekiplerini beklettik" diyor... Adam geliyor yardım edecek. Sen yardımı potansiyelini görmek için reddediyorsun. Ölen vatandaşların vebali bu hükümetin omzunda.
Bir tane müteahhit buldu, tüm hesabı onun üzerine yıkacaklar. O ihaleler kime verildi. O imar planları nasıl değiştirildi? Bunları soracağız hükümete.
ÇARESİZLİĞİN İTİRAFI
"Bizi asıl yıkan, bize asıl zarar veren, depremin kendisinden çok, depreme karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır. Van depreminde bunu tecrübe ettik. Yapılan onca açıklamaya rağmen, tedbirin elden bırakıldığına, çürük binaların inşaa edildiğine şait olduk. Hala da oluyoruz. Yıkılan benalar herşeyi ayan beyan ortaya koyuyor"
Kim söylüyor bunu? Ben söylemiyorum... Bunu söyleyen 9 yıldır Başbakanlık yapan Recep Tayyip Erdoğan. E sen nerdesin? Millete yükü yükledin. Deprem vergisini ödüyor. Efendim, neymiş biz bunlara bakıyoruz. Sen ülke yçnetiminin, Başbakanlığın daha ne olduğunu bilmiyorsun. Bu çaresizliğin itirafıdır. Madem çaresizsin, hala o koltukta neden oturuyorsun. Bunu söyleyince de 'Vay efendim istifaya çağırıyorsun beni' diyor. Yahu bu durumda ne yapayım sana gül mü vereyim.
KURBANLIKLARI DENİZ FENERİ'NE BAĞIŞLAYALIM MI?
Sayın Başbakan'a bir sorum daha olacak. Kurban bayramına bir kaç gün kaldı. Sayın Başbakan, bizim milletimiz gönül huzuru içinde kurbanlıklarını Deniz Feneri'ne bağışlasınlar mı bağışlamasınlar mı?