BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

O dosyayı Kılıçdaroğlu’na savcılar mı verdi...

Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddiaları malum. Beşir Atalay'ı Deniz Feneri zanlılarına, yapılacak baskını haber vermekle suçluyor.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddiaları malum.
Beşir Atalay'ı Deniz Feneri zanlılarına, yapılacak baskını haber vermekle suçluyor.
Telefon trafiğine ilişkin çarpıcı bilgiler veriyor hatta açıklamalarında bu telefon konuşmalarının içerikleri de var.

Peki Beşir Atalay ne yapıyor.
Doğal olarak iddiaları reddediyor. Kimin kimi aradığı belli değil diyor, zanlıları tanıdığını kabul ediyor ama "iş başka dostluk başka" sözleriyle zanlılara bir avantaj sağlamadığını anlatıyor.

Özel kalemden koruma müdürünün Kırıkkale Belediye başkanını aramasını, Kırıkkale Belediye Başkanının üç saniye sonra zanlılardan Mustafa Çelik'le konuşmasını, Çelik'in diğer zanlı Karaman'la irtibata geçmesini değerlendirirken, bu trafik baskının ihbar edildiği anlamına gelmez diyor.

Atalay savunma yapıyor ama aynı zamanda topu karşı sahada tutmaya çalışıyor.
Eski defterleri açarak, imalı cümleler kurarak.

Onun o koltuğa nasıl geldiğini biliyoruz diyor, hatta SSK Genel Müdürlüğü dönemine kadar gidiyor, o dönemin hesabını verememekle suçluyor CHP Genel Başkanı'nı.
Ama sanki biraz yanlış yapıyor.

En iyi savunma saldırıdır taktiğini uygulayacağım derken kendi savunmasını zayıflatıyor.

Özellikle soruşturmadan el çektirilen deniz feneri savcılarını hedef tahtasına koyduğunda bu sonuç daha da belirginleşiyor.

Ne diyor Atalay soruşturmadan savcılar için;
"her halde savcılar ak partiyle nasıl irtibat kurarız bunlarla uğraşmış bu üç yılda, nasıl evrakta tahrifat yaparız onlarla uğranmış, bir türlü iddianameyi bitirip davayı açamamış"

Bu sözlerinden Kılıçdaroğlu kadar savcılara da kızgın olduğu görünüyor Başbakan Yardımcısı'nın.

Tabi burada bir başka soru çıkıyor ortaya.
Bu kızgınlığın tek nedeni soruşturmanın uzun sürmesi mi?
Yoksa Beşir Atalay, Kılıçdaroğlu'nun grup kürsüsünden gösterdiği dosyayı, CHP liderine o savcıların ulaştırdığını mı düşünüyor?

Bu yüzden mi en az Kılıçdaroğlu kadar savcılara da yükleniyor?