CHP Lideri'nin grup toplantısında elinde salladığı o dosyanın içinde neler vardı? Sözcü gazetesi o klasörü ele geçirdi...
Abone olGünlerce sordu Başbakan Erdoğan'a... 'Deniz Feneri'ndeki AK Partili köstebek kim?' diye. Herhangi bir cevap gelmeyince çıktı kurmaylarının karşısına ve o ismi açıkladı. Kılıçdaroğlu'nun iddialarına göre o köstebek Beşir Atalay'dı... Elinde bir de siyah klasör vardı Kılıçdaroğlu'nun... Üzerinde 'Köstebek dosyası' yazıyordu... Sözcü gazetesi işte o dosyaya ulaştı... Ve içinde neler olduğunu belgeledi...
O DOSYAYI KILIÇDAROĞLU'NA KİM VERDİ? |
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun önceki gün açıkladığı köstebek dosyasının, soruşturmadan alınan Nadi Türkaslan tarafından CHP'lilerle balıkçıda buluşulduğu gün verdiği iddia edildi. Rotahaber'in iddiasına göre; Süheyl Batum, Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı dönemde Ergenekon'un Erzincan ayağı ile ilgili hakkında soruşturma açılan ve sonrasında gözaltına alınan İlhan Cihaner ve Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Sinan Aygün, eski YARSAV Başkanı ve CHP Milletvekili Emine Ülker Tarhan ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Üyes Mehmet Umur Tarhan, 5 Ekim akşamı balıkçıda bir araya geldi. Toplantının konusu ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevden alınan Nadi Türkaslan'ın kendilerine verdiği ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın köstebek olduğuna dair belgelerin yer aldığı dosya oluşturdu. KÖSTEBEK DOSYASINI CHP'YE BALIKÇIDA SAVCI TÜRKASLAN MI VERDİ? İddiaya göre söz konusu belge balıkçıdaki gizli toplantıya Nadi Türkaslan da katıldı ve Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı köstebek belgesini o gün CHP'li vekillere verdi. Toplantıda belge üzerinde detaylı incelemeler yapıldı ve hukuki açıklar da Anayasa hukukçusu Süheyl Batum, eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, Nadi Türkaslan ve Yargıtay üyesi Mehmet Umur tarafından belirlendi. Toplantıda AK Parti ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın belgeden yola çıkarak nasıl vurulacağı üzerinde detaylı çalışmalar yapıldı. GÖREVDEN ALINAN DENİZ FENERİ SAVCISI TÜRKASLAN ARKA KAPIDAN MI KAÇTI Görüşmenin yapıldığı sırada gelen bir ihbar üzerine balıkçının önüne giden Ülke TV muhabiri, balıkçının önünden dakikalarca görüşmeyi canlı yayında anlatmıştı. Muhabir görüşmede Nadi Türkaslan'ın da bulunduğunu ısrarla belirtmiş ancak Türkaslan yaptığı açıklamada o akşam evinde olduğunu balıkçıya hiç gitmediğini açıklamıştı. Ancak Rotahaber'e açıklamada bulunan kaynak, Türkaslan'ın o akşam balıkçıda olduğunu ve gazetecilerin farkedilmesi üzerine balıkçının bu tür durumlarda kullanılan arka taraftaki gizli kapıdan siyah bir mercedesle kaçırıldığını söyledi. |
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun elindeki dosyada, İçişleri Bakanı'nın koruma müdürünün telefonuyla başlayan ihbar trafiği gözler önüne seriliyor...
Kılıçdaroğlu'nun TBMM kürsüsünden gösterdiği 'Deniz Feneri - Köstebek dosyası' yazılı klasöründe, konuşma tape'leri, kimin, kimi ne zaman aradığına ilişkin telefon trafiği kayıtlarının da yer aldığı öğrenildi.
İşte, o klasörde bulunanlar: Deniz Feneri e.V soruşturmasının sanıklarından İsmail Karahan'ın ifadesinde "arama yapılacağının öğrenildiği" yer alıyor.
İşte Karahan'ın ifadesindeki o bölüm:
YAPILACAK ARAMAYLA İLGİLİ DİĞERLERİNE BİLGİ VERDİM
"İstanbul'daki işyerimizde yapılan aramadan hemen birkaç gün önce Mustafa Çelik beni telefonla arayarak yüz yüze görüşmemiz gerektiğini söyledi. Bir araya geldiğimizde bana işyerlerinde arama yapılacağını duyduğunu, bu nedenle izne ayrılmamı belki iş yerinde bazı bilgilere ihtiyaç duyabileceğini, bunları kendilerinin cevaplayamayabileceğini söyledi.
Ben arama yapılacağını öğrendikten sonra bazı personelimizin işten ayrılmasını istedim. Bundan amacım arama sırasında bilgilerine ihtiyaç olabileceği içindi. Mustafa Çelik bana arama yapılacağını söyledikten sonra Zekeriya Bey'e de aynı bilgiyi vermiş. Zira ertesi gün üçümüz biraraya gelerek konuştuk, bu konuşmaya göre arama yapılacağından Zekeriya Bey'in de bilgisi olduğu anlaşılıyordu. Bu konuşmamızın temeli arama sırasında ne yapacağımıza yönelikti.
Bundan kastettiğim delil ya da kayıt gizleme ya da yok etme değildi. En azından aramanın medyanın gündeminde yer alacağını bu konuları konuştuk"
Saat 22.19: İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü adına kayıtlı ve yakın koruma tarafından kullanılan cep telefonundan 14 Ekim 2010'da yeni arama yapılmadan iki gün önce saat 22:19'da Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz aranıyor. Konuşma 134 saniye sürüyor.
Saat 22.22: Belediye Başkanı Veli Korkmaz, başka bir telefonla Kenal 7 Genel Müdürü Mustafa Çelik'i arıyor. Telefon konuşmasının hemen ardından, Çelik, aynı soruşturmanın şüphelilerinden İsmail Karahan'ı arıyor.
CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU İDDİALARI SÜRDÜRDÜ
Beşir Atalay'ı, İçişleri Bakanlığı dönemindeki uygulaması nedeniyle 'Köstebek'likle suçlayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Sözcü'ye şunları söyledi;
"Beşir Atalay, 'belediye aranıyor' diyor. Doğru, belediye başkanı özel kalem müdürü tarafından aranabilir. Ama arayan özel kalem müdürü değil, bakanın koruma müdürüdür. Koruma müdürü belediye başkanını niye arıyor? Üstelik o günlerde bakanın Kırıkkale'ye gitmesi, gelmesi diye bir şey yok.
Saat 22.20'de, koruma müdürünün Kırıkkale Belediye Başkanı'nı araması ve hemen ardından başlayan telefon trafiği anlamlıdır. Deniz Feneri olayında 'köstebeğin' bürokratik yüzü de var. Bakana arama yapılacağı kararı nası gitti? Mahkeme kararının verildiği öğrenildiğinde mi, yoksa bizzat mahkeme kararı mı bakana verilmişti?
Mahkeme kararı emniyete gidince mi bakan aranıp bildirilmiştir? Bakan, 'bana önceden haber verilmemiştir' diyemez. Çünkü Karahan'ın ifadesinde önceden haberdar olduklarını ortaya koyuyor"