BIST 9.900
DOLAR 34,10
EURO 38,09
ALTIN 2.875,03
HABER /  GÜNCEL

Nusaybin'de duvara karşı ölüm orucu

Nusaybin'de sınıra örülen duvara karşı çıkan Belediye Başkanı Ayşe Gökkan üç gündür ölüm orucunda. Gökkan, 'güvenlik amaçlı' olduğu açıklamalarının aksine duvarın, Kürtlerin yoğun yaşadığı 'Rojava ile Türkiye'deki halkları ayırma amaçlı' olduğu görüşünde.

Abone ol

Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, Suriye sınırına inşa edilen duvarı protesto etmek için üç gündür ölüm orucunda.

Nusaybin sınırında telefonla görüştüğümüz Ayşe Gökkan, duvar inşaatıyla ilgili kendilerine resmi bir açıklama yapılmamasından şikâyetçi.

Ayşe Gökkan'la konuşmamızdan kısa bir süre önce polis ve güvenlik güçlerinin, sınırda kendisine destek vermek isteyen gruba gazla müdahale ettiğini öğreniyoruz.

Müdahale sonrası grup dağılırken Gökkan, sıfır noktasında nöbetine devam ederken sorularımızı yanıtlıyor.

Eyleminin üçüncü gününde 'sağlık durumunun iyi olduğunu' belirten Gökkan, "Dolayısıyla bu duvarın, gerekçesi ne olursa olsun 21'inci yüzyılda insanlığa layık olmadığını düşünüyorum." diyor.

Duvar, Nusaybin ile Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin yoğun yaşadığı Rojava olarak bilinen bölgeyi birbirinden ayırıyor.

Nusaybin Belediye Başkanı, bölge halkı tarafından 'utanç duvarı' olarak anılan duvarın 'halkları birbirinden ayırma' amacıyla inşa edildiği görüşünde:

"Şu anda Rojava'dan Türkiye'ye yönelik herhangi bir tehlike yok. Türkiye'de barış görüşmeleri başladı. Birlikte yaşadığı Kürtlerden bir zarar gelmiyorsa sınır komşusu bir Kürt'ten ne zarar gelebilir?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze ve İsrail arasında örülen duvar için "Utanç duvarı" ifadesini kullandığını hatırlatan Gökkan, "Şimdi nasıl böyle bir utancı buralara layık gördüğü konusu izahı zor ve sıkıntılı" diyor.

Bakan Güler: Güvenlik gerekçesiyle örüldü

İçişleri Bakanı Muammer Güler Ekim ayı sonunda yaptığı açıklamada, Nusaybin'deki duvarın 'güvenlik gerekçesiyle' örüldüğünü söylemişti.

Güler, "İnsani amaçla yapılan bir duvardır. Orada yapılmakta olan yol, oradaki mayınlı alandan dolayı vatandaşların can ve mal güvenliğini korumaya yönelik bir duvardır." dedi.

Duvara karşı çıkanlar bakanın 'can ve mal güvenliğine tehdit oluşturduğunu' ifade ettiği mayınlar yaklaşık 60 yıl önce döşendiğine dikkat çekip duvarların ise geçen bir kaç ay içinde inşa edilmeye başlandığını hatırlatıyorlar.

Bakan ayrıca, Suriye'den 'insani anlamda gelebilecek kişilerin can güvenliğini koruma' amacı taşıdığını belirttiği duvarın '911 kilometrelik sınır boyunca inşa edilmeyeceğini' söyledi ve "Bu konuyu da fazla polemik yapmak istemem. Bunun üzerinden de fazla polemik yapılmasına izin vermem" diye ekledi.

Hükümetin 'güvenlik gerekçesiyle' örüldüğünü söylediği duvar, yalnızca 'akraba toplumları birbirinden ayırmıyor' Gökkan'a göre; aynı zamanda "Mayınlı araziyi de içine alarak Türkiye'nin de imzaladığı ve mayınlı arazilerin temizlenmesini öngören Ottowa Sözleşmesi'nin de ihlali" sayılıyor.

O mayınlı arazide nöbet tutan Gökkan, "O sözleşmeye göre Türkiye'nin bu duvarı örmesi suç teşkil ediyor çünkü, mayınları temizlemeden duvarı örmek, mayınlar korunuyor demektir" diyor.

Sınır bölgesinde duvar inşaatı yalnızca Nusaybin'de yapılmıyor.

Bölgeyi yakından tanıyan ve kısa bir süre önce Ceylanpınar'da bulunan İMC TV muhabiri Zübeyde Sarı, Kilis ve Suriye'nin Afrin ilçesine denk düşen bölgede de duvar inşa edildiğini, bir diğer duvarın da Serekaniye (Rasulayn) ve Ceylanpınar arasında örüldüğünü söylüyor:

"Üç buçuk, dört metre kalınlığında bir duvar, çok kalın ve karşı tarafı kesinlikle göremiyorsunuz. Yalnız çok fazla uzatılmamış. Karakolun çevresine inşa edilmiş. Ancak uzatılmayacağına ilişkin de net bir bilgi yok."

Yeşil brandalı 'tecrit'

Bölge halkının duvara tepki gösterdiğini belirten gazeteci Zübeyde Sarı, "Hiç kimse, diğer tarafta akrabaları olduğu için duvar istemiyor. Kardeşler aslında aynı şehirde. Bir mahallenin tellerle ikiye bölündüğünü düşünün, akrabaların yarısı karşıda diğer yarısı da burada kalıyor" diyor.

Nusaybin sınırında, Ayşe Gökkan'ın nöbet tuttuğu bölgeye bu sabah (Cuma) itibariyle de yeşil brandalar çekilmiş.

Zübeyde Sarı, Suriye'de Kürtlerin yoğun yaşadığı Kamışlı'ya denk gelen bölgeden de Gökkan'a destek geldiğini söylüyor:

"Şu anda Kamışlı'daki yurttaşlar bu tarafı göremiyorlar. Dün (Perşembe) Kamışlı'da sınıra gelip Ayşe Gökkan'a sloganlarla destek verdiler. Sanırım Kamışlı ya da Rojavalıların Ayşe Gökkan'ı görmemesi ve destek vermemeleri için böyle bir yöntem bulundu."

Yerel yönetimlere resmi bir açıklama gelmediği için halk yalnızca 'kulaktan dolma bilgilerle duvarların kaçakçılığa karşı güvenlik amaçlı' inşa edildiğini duyuyor. Fakat bölgedeki gazetecilerin aktardığına göre halk aynı görüşte değil.

Çoğunluk, kararın siyasi olduğunu ve 'halkların bölünmesinin amaçlandığını' düşünüyor.

Duvar inşaasıyla ilgili görüşüne başvurmak istediğimiz Mardin Valiliği ise bu konuda bir açıklama yapmayacaklarını, gerekli bilgilerin İçişleri Bakanlığı tarafından verildiğini ifade etti.

İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekim ayı sonunda "O yatırım belediyenin hizmet alanına giren bir yatırım değil. Devletin yatırımıdır. Sınır bölgesinde yapılan güvenlik duvarı belediye imarı içinde değildir. Askeri alan bölgesidir. Askeri alan ve hudut bölgesi olduğu için de belediye encümen kararıyla yıkma gibi bir yetkileri yoktur" açıklamasını yapmıştı.

Bölge halkı duvarlara tepki gösteriyor.

Fakat, Bakan Güler'in 'yerel yönetimlerin değil devletin yatırımıdır' sözleri, bölge halkında tepkilerinin kararlarda etkili olmadığı izlenimi yaratıyor.