BIST 9.420
DOLAR 34,42
EURO 36,38
ALTIN 2.836,46
HABER /  GÜNCEL

Nurullah Berk'le son üç gün

Çağdaş Türk resminin kilometre taşlarından biri olan ressam Nurullah Berk’in eserleri, ‘Fırça ve Kalem Ustası Nurullah Berk’ başlıklı retrospektif sergide b

Abone ol

Sanatçının torunu Esra Genim’in hazırladığı Dirimart’ın ev sahipliği yaptığı sergide, ressam kimliğinin yanı sıra sanat yazarı olarak da öncelikli ve önemli bir yere sahip olan Berk’in, desen ve yağlıboya resimleriyle birlikte özel eşyaları, kitapları ve fotoğraflar yer alıyor.

‘Fırça ve Kalem Ustası Nurullah Berk’, sanatçının aile koleksiyonunda bulunan ve pek çoğu ilk kez izleyici ile buluşan malzemelerin gün ışığına çıkmış olması bakımından da önem taşıyor. Türk resim tarihine, bir dönemin kapılarını açan sanatçılardan biri olarak adını yazdıran Nurullah Berk, ortaöğrenimini Nişantaşı Rüştiyesi ve Mektebi Sultani, yani bugünkü Galatasaray Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1920-1924 yılları arasında Sanayi-i Nefise’de Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. Ardından Paris’e gitti ve burada Ernest Laurent atölyesinde eğitim aldı. 1928’de Türkiye’ye döndüğünde, ‘Müstakil Ressam ve Heykeltıraşlar Birliği’nin oluşumunda yer alan ressam, 1932’de tekrar Paris’e gitti ve bu kez André Lhôte ve Fernand Léger’in atölyelerinde çalıştı. Dönemin sanat başkenti Paris ve orada yaptığı çalışmalar, Berk’in sanata bakışını biçimlendirdi. 1933’te yurda döndükten sonra Abidin Dino, Zeki Faik İzer, Elif Naci, Cemal Tollu ve Zühtü Müridoğlu ile 1914 kuşağı izlenimci ressamların estetik anlayışına ve tekniğine karşı kübist ve yapımcı bir tekniği getiren ‘D Grubu’nun kurucuları arasında yer aldı.

Nurullah Berk, Türk sanatında plastik değerleri öne çıkarmayı amaçlayan grup içerisinde, yalnızca resimleri ile değil, grubu ve sanat anlayışını tanıtmayı amaçlayan yazılarıyla da öne çıktı. Öyle ki D Grubu’nun sanatsal dilini onun oluşturduğu söylenebilir. 1939’dan 1968’e kadar Güzel Sanatlar Akademisi öğretim üyeliği yapan Berk’in Türk plastik sanatlarının kurumsallaşması yolunda gösterdiği çaba unutulmamalıdır. Onun unutulmaması gereken bir başka etkinliği de Prof. Dr. Suut Kemal Yetkin ile birlikte UNESCO’ya bağlı Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Birliği’nin (AICA) Türkiye Ulusal Komitesi’ni kurması ve birliğin 1954’te İstanbul’da bir kongre yapmasına katkısıdır kuşkusuz.

Leonardo da Vinci, Belliniler, Boticelli ve Fikret Mualla gibi sanatçılarla ilgili monografik çalışmalarının yanı sıra ‘Modern Sanat’, ‘Türk Heykeltıraşlığı’, ‘Türkiye’de Resim’, ‘İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’, ‘50 Yılın Türk Resim ve Heykeli’ ve ‘Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi’ gibi kitaplar ise Nurullah Berk’in Türk sanatına ‘kalemiyle’ kazandırdığı eserlerdir. Yurtiçi ve yurtdışında birçok sergi aşan Berk, pek çok ödül aldı: 1947’de Ahmet Çanaklı Ödülü’nü, 1966’da 28. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Birincilik Ödülü’nü, 1967 Paris Bienali’nde Onur Madalyası’nı ve 1975’te DYO Resim Yarışması’nı kazandı. Yurtdışında çağdaş Türk resmini temsil eden eserlerden oluşan birçok serginin düzenlenmesini de o sağladı.

Sanat anlayışı nedeniyle çok eleştirilmiş ve sayısız tartışmanın odağında yer almış olan Nurullah Berk, fırçasıyla ve kalemiyle Türk sanatına izler bıraktı. Yapmaya çalıştığı ise diğer pek çok sanatçı gibi Türk resmine kimlik kazandırmak, Doğu ile Batı’yı sanat ortak paydasında buluşturmaktı. Türk resminde bir dönemin izini sürmek ve Nurullah Berk’i yakından tanımak isteyenler, bu sergiyi görmek için acele etmeli... Sanatçının ölümünden sonra ikinci kez ve on yılı aşkın bir süre sonra açılan sergi, ne yazık ki 4 Mayıs’ta sona eriyor. Bilgi için Dirimart: 0 212 291 34 34

Haber: Ahmet Taha
Kaynak: