Kamuoyunda 'Karagümrük Çetesi' olarak bilinen Nuriş kardeşlerin Çakıcı'yla olan husumetinde yeni gelişme...
Abone olKamuoyunda "Karagümrük Çetesi" olarak bilinen çıkar amaçlı suç örgütünün elebaşısı olduğu iddia edilen Nuri Ergin’i mektupla tehdit ettiği iddiasıyla suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı hakkında açılan davaya devam edildi.
Edirne F Tipi Yüksek Güvenirlikli Cezaevi'nde tutuklu bulunan Nuri Ergin, yoğun güvenlik önlemi altında Edirne Adliyesi'ne getirildi. Adliyeye garaj kapısından sokulan Ergin, daha sonra jandarma tarafından davanın görüleceği 2.
Sulh Ceza Mahkemesi duruşma salonuna alındı.
Duruşmanın ikinci oturumunda söz alan Ergin, "Karagümrük Lokali'nin taranmasının" ardından Alaattin Çakıcı ile aralarında hasımlık başladığını söyledi.
Çakıcı ile aynı yıllarda Kartal Cezaevi'nde birlikte hapis yattıklarını anlatan Ergin, Çakıcı'nın bu dönemde kardeşi Vedat Ergin ve kendisinin büyük hürmet gösterdiği yönünde iddialarda bulunduğunu, ancak bunun doğru olmadığını belirtti.
Ergin, şöyle devam etti: "Biz yıllardır hapishanelerde yatıyoruz. Bizi tanıyan şerefli tüm alemin delikanlıları bilir ki, biz Allah'tan başka kimseyi yüce bilmeyiz. Kartal Cezaevi'nde Çakıcı'nın kardeşim ve benim karşımda ne şekilde durduğu kameralarda mevcuttur. Ancak, bu alemin dışında, bu alemin delikanlısı olmadığı bellidir ki, benim kendisine hediye ettiğim telefonla, talimat vererek, Karagümrük Lokali'ni taratmıştır"
Çakıcı'nın kendisine yazdığı 'hakaret ve tehdit' içeren mektupta çocuklarını hedef gösterdiğini de öne süren Ergin, savunmasını, "Ne ben ne kardeşi Vedat Ergin, hiç bir hasmımızın evlatlarını kendimize hedef görmemişizdir. Bu işlere çoluk çocuk hedef gösterilmez. Benim aile köküm Karagümrük'tür, arzu eden buyursun, öldürsün, hodri meydan. Bizim cezayla sorunumuz yoktur" diye tamamladı.
Mahkeme Başkanı İsmail Saltık, sanığın ek savunmasının alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Ergin duruşmanın ardından jandarmanın yoğun güvenlik önlemleri ardından adliyenin arka kapısından cezaevi aracına bindirildi. Ergin, araca bindirilirken, gazetecilere dönerek, "Alaattin, seni asacağım. Kimse seni kurtaramayacak. Kardeşim Vedat'a ölüm oyunu kurmayın" diye bağırdı.