Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Abone olBaşbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'deki reform niteliğindeki düzenlemelere gözlerini kapattığını belirtti.
Türkiye'nin büyüme oranının, küresel büyüme oranı ve OECD ülkelerinin büyüme oranlarının çok üzerinde olduğunu ve bunun devam edeceğini belirten Canikli, şu ifadeleri kullandı:
TÜRKİYE EN YÜKSEK BÜYÜME HIZINI YAKALAYAN EKONOMİLER ARASINDA
Moody's Türkiye'nin yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunu 2 nedenle düşürdüğünü açıkladı: Düşük büyüme performansı ve cari açık. Bütün küresel ve bölgesel risk ve olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisi en yüksek büyüme hızını yakalayan 5 ekonomisi arasındadır.
MOODY'S GÖRMEMİŞ YA DA GÖRMEK İSTEMEMİŞTİR
Türkiye'nin büyüme oranı, küresel büyüme oranı ve OECD ülkelerinin büyüme oranlarının çok üzerindedir ve üzerinde kalmaya devam edecektir.Türkiye'nin büyümesinde görülen yavaşlama iç ve dış talebin daralmasından kaynaklanıyor. Yılın ilk 7 ayında bireysel kredilerdeki reel düşüş iç talepteki daralmayı ağırlaştırmıştır. Bununla ilgili olarak bireysel kredilerdeki genişlemeyi sağlayacak alınan etkili tedbirleri Moody's görmemiş ya da görmek istememiştir.
BUNLARIN HİÇBİRİSİNİ GÖRMEDİ
Tasarruf oranını yükseltmek amacıyla hayata geçirilen 2 önemli reform olan otomatik BES ve Türkiye Varlık Fonu görmezden gelinmiştir. Dış talep, yani ihracattaki artış son aylarda ivme kazanmıştı. Bunda Rusya ile problemlerin giderilmesi önemli bir faktör olmuştur. Dış talep çerçevesinde, Irak ve diğer bölge ülkeleri ile AB ülkelerine olan ihracatımız alınan tedbirlerle artış trendine girmişti. Moody's bunların hiçbirisini görmedi ya da görmek istemedi.
YERLİ VE YABANCI YATIRIMCILAR İÇİN...
İç talebin canlandırılması için inşaat ve ulaştırma sektörüne yönelik özel teşvikler yürürlüğe konuldu ve olumlu sonuçlar alındı. Büyümenin yatırım ayağındaki gelişmeler ise daha belirgindir. Yatırımların önündeki en büyük engel olan faiz düşüşü hızlanmıştır. Yerli ve yabancı yatırımcılar için ekonomi tarihimizin en büyük ve esnek teşvik sistemi yürürlüğe girmiştir. Türkiye'nin önünü açacak büyük ölçekli ve yüksek teknoloji yatırımlara uzun vadeli ve ucuz finansman sağlayacak mekanizmalar oluşturuldu. Moody's bütün bu reform niteliğindeki düzenlemelere gözlerini kapattı.
RASYONEL VE EKONOMİK DEĞİL
Diğer taraftan, doğrudur, cari açıktaki düşüş trendi 2016 yılında bir miktar hız kesti. Cari açık bu yıl hedefin üzerinde gerçekleşebilir. Rusya ile yaşanan sıkıntı nedeniyle turizmde düşüş yaşandı. Bu düşüş, cari açığın hedefin üzerinde oluşmasına neden oldu. Eğer Moody's Rusya ile kriz başladığında not indirimi yapmış olsaydı bir anlamı olurdu. Krizin, ihracat ve turizm gelirlerini düşürme ve bunun da cari dengeyi olumsuz etkilemesi ihtimali nedeniyle not indirimi olabilirdi. Rusya krizi başladığında bu gerekçelerle bir not indirimi ekonomik gerekçelerle izah edilebilirdi. Ancak bugün, tüm bu risklerin ortadan kalkmaya başladığı, Eylül ayından itibaren turizmdeki kayıpların telafi edilmeye ihracat artışının ivme kazanmaya, özetle iç ve dış talebin önünün açılmaya, büyümeyi tahrik edecek yatırımların hızlanmaya, faizlerin düşmeye başladığı bir dönemde not indirimi RASYONEL ve EKONOMİK değildir. Objektif ve bilimsel bir altyapısı bulunmamaktadır.
FETÖ'DEN ZOR DURUMA DÜŞÜRECEK GİRİŞİMLER
O zaman sorulması gereken soru şu: Moody's in not indirimi ekonomik, rasyonel ve objektif bir gerekçeye dayanmıyorsa gerçek sebebi nedir?
Bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum. Ancak, elimde 10.09.2016 tarihli bir istihbarat raporu var. Raporda ilginç bir bölüm yer alıyor. Raporda, aynen, FETÖ/PDY mensuplarınca, 21-23 Eylül 2016'da ekonomik alanda Türkiye'yi zor duruma düşürecek gelişme olacağının konuşulduğu belirtiliyor. FETÖ mensuplarının Moody's in not indirimini kastedip-kastetmedikleri bilinmez. Ancak bildiğimiz birşey var: Moody's in not indirimi Türkiye ekonomisine hiç bir zarar vermez.