Kobani ve IŞİD krizi ile sarsılan gündemi değerlendiren Kurtulmuş çözüm süreci ve Peşmerge koridoru konularında merak edilenleri anlattı.
Abone olİNTERNETHABER.COM- PKK lideri Abdullah Öcalan'ın şartları ve sekreterya talebini yorumlayan Kurtulmuş "Bunlar detaylar ve önemli değil, bir günde halledilebilir, önemli olan herkesin üstüne düşeni yapması ve sürecin gerektirdiği iradeyi göstermesidir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş CNN Türk ekranlarında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İşte Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başları...
PEŞMERGE KORİDORU HÜKÜMETİN GÜNDEMİNE NASIL GELDİ?
Kobani'de hassas bir durum sözkonusu. Koalisyon ülkeleri ile bir bakış açısı farkımız olduğu da çok açık. Biz IŞİD'i bir neden değil sonuç olarak görüyoruz. Suriye ve Irak'ta büyük kitlelelerin siyaset dışı bırakılması ile ortaya çıkan bir sonuç. Türkiye'nin Kobani konusunda hassas olması bu manada haklı bir durumdur. Biz IŞİD'lee gerçekten sonuç verecek bir mücadele verilmesini istiyoruz. Sadece havadan silah atmak yetmiyor. Bütünlüklü bir stratejiye sahip olmak lazım. Biz de bu temelde Irak Kürt yönetimi ile temasa geçtik. Ayrıca ÖSO'nun bazı unsurlarının da Kobani'de konuşlanması türkiye için önemliydi. İnşallah da öyle olacak. Savaş durumu var ve şu birlik şurada şuraya geçecek diye açıklamalar yapılamaz. Hiç bir demokratik ülkede böyle konularda detay verilmez.
"TÜRKİYE KOBANİ'DE ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPMIŞTIR"
Başından itibaren biliyoruz ki Kürt sorunu sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun değil. Kürt siyaseti açısından da Kobani ve Rojava'nın ne kadar önemli ve hassas olduğunu biliyorum. Türkiye Kobani'de insani açıdan üstüne düşeni yapmıştır. Kobani'den gelen 70 bin kişiyi bir günde aldık. Ezidilerin 36 bini ülkemize geldi. Buna rağmen bu kadar büyük tepkiler alıyoruz. Zaten Kobani'de sivil kimse kalmadı. Musul gibi önemli bir şehir IŞİD'in eline geçtiğinde dünya bu kadar tepki göstermedi. Cumhurbaşkanımız bunu söylemek istiyor. Bu anlamda stratejik önemi herkesten çok Türkiye için geçerlidir.
"KARA OPERASYONU İÇİN GEREKEN POLİTİKA YOK"
Suriye politikanız bütünlüklü değilse kara operasyonu yapamazsınız. Ortadoğu gibi bir yerde labirentte kaybolursunuz. Koalisyon ülkelerinin ortak bir planı yok. Esad'ın gitmesi gibi amaçları yok. Mevcut rejim durduğu sürece Suriye'deki sorunu nasıl çözeceksiniz? Önce Suriye halkının kendini güvende hissetmesini sağlamalısınız. Türkiye'nin temel itirazlarından biri bu. Sadece askeri yöntemler ile halledilecek bir sorun değil.
"BÖLGEDEKİ KÜRTLER TÜRKİYE İLE BARIŞ İÇİNDE OLMAK İSTİYOR"
Türkiye Kobani'ye gidecek silahların kendisine karşı kullanılmaması yönünde haklı bir hassasiyeti var. PYD ile Türkiye arasında bir çatışma yok. Esas mesele çözüm süreci ile kendi iş barışımızı sağlamamızdır. Bölgede en çok Kürt olan ülke Türkiye'dir. Bu hem Türkiye hem bölge barışı için bir garantidir. Kürt kimliği Türkiye ile mücadele eden bir görüntü içinde olmak istemeyecektir. Bölgedeki genel Kürt iradesinin Türkiye ile barış içinde uzlaşma içinde olmanın kendileri için en doğru yol olacağını düşündüğüne inanıyorum.
"ÇÖZÜM SÜRECİ İLE KOBANİ POLİTİKASI ARASINDA ÇELİŞKİ YOK"
Türkiye'nin çözüm süreci politikası ile Kobani politikası arasında bir sorun görmüyorum. Türkiye büyük bir mesafe almıştır. Kobani ya da PKK olmasa da Türkiye kendi Kürt sorununu çözmek zorundaydı. Bedeli ne olursa olsun biz bu sorunu çözmeye hazırız. Cumhurbaşkanımız bu iradeyi koymuştur, bu irade önemlidir ve Türkiye bu irade ile yoluna devam edecektir.
TÜRKİYE'NİN PYD POLİTİKASI
Türkiye'nin devam eden bir çözüm süreci var. Türkiye nasıl bu yönde bir irade gösteriyorsa da örgütün içinda bazı kesimler zaman süreci sabote ediyor. PYD içinde de böyle bazı gruplar olabilir. Ana irade böyle olmasa da bazı unsurlar olabilir. Böyle grupların eline ağır silah geçmesinden endişe etmek her devletin hakkıdır. Köy köy bölünmüş savaş içindeki bir Suriye'den söz ediyoruz. Büyük bir risktir. PYD'nin ana iradesinin dışında bazı grupların bu silahları kullanması ihtimali var.
HÜKÜMET SURİYE'DE ÖZERK KÜRT YÖNETİMİNE NEDEN KARŞI?
Bağımsız Kürdistan hayali içinde olan unsurlar olduğunu biliyoruz. Ama bölge şartlarının buna müsaade etmeyeceğini de görmek lazım. Yeni yapıların ortaya çıkmasındna daha önemli olan şey bölgenin güvenliğini sağlamaktır. Bunun içinde bütünleşik bir politikaya ihtiyacımız var. Zaten Suriye her yanıyla bölünmüş durumda. Biz istiyoruz ki bütünü kapsayan bir çözüm olması. Mühim olan Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumaktır. Ama bunu yaparken halkların özgürlüğünü de sağlamaktır.
"KOBANİ KOALİSYON İÇİN ARTIK ONUR MESELESİ OLDU"
Koalisyon ülkelerinin Kobani'yi artık bir onur meselesi olduğunu düşünüyorum. IŞİD üç yıl önce çıkan bir örgüt ve meydan okuyor. Koalisyon ülkeleri bu anlamda artık Kobani'ye onur meselesi olarak bakıyor.
"PKK'NIN BU NOKTAYA GELDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
PKK'nın gençlerden oluşan bir şehir grubu var. Yol kesiyor, kimlik kontolü yapıyor, molotof atıyor. Gençleri dağa çıkarıp savaşmak artık PKK için de bir yol değil. Biraz daha savaşmaya devam edersek barışacak kimse bulamayacağız. Ben PKK'nın da bu noktaya geldiğini düşünüyorum. Atılacak adımların neler olduğu aşşağı yukarı belli. Bir taraftan çözüm süreci yürürken diğer yandan şehirlerde barut ve şiddet ortamı olamaz. Siyasi baskılar içinde bu işi sürdürmenin bir mantığı yok. Kürt siyaseti ya da PKK sürecin bir tarafı olmak istiyorsa şuna karar vermeli Hangi dili kullanacağız? Hangi yöntemi kullanacağız? Şehirleri yakmak bir yöntem değil. Sayın Demirtaş yüzde 10'a yakın oy aldı. Seçmen aslında dilinize dikkat edin, barışa yakın olun dedi. Seçmen de HDP'ye istikameti göstermiştir. Dili uslubu değiştirmek gerekiyor. Eskiden devlet baskısından bahsediyorduk. Aynı iradenin karşı tarafta da olması gerek ki yol alınabilsin.
ERDOĞAN'IN USLUBU
Erdoğan'ın uslubu konusundaki eleştiriler de bir algı operasyonu. 40 vatandaşı ölmüş bir Cumhurbaşkanı olarak konuşuyor. Bu kadar olaydan sonra diyor ki ben bu iş için elimi ruhumu koydum. Bundan daha iyisi söylenebilir mi. Kobani meselesinde çifte standart var. Hangi güç Kobani konusunda erken hareket etmiş? Yine sınırları hemen açan Türkiye. Elimizden gelen neyse ortaya koymaya gayret ettik.
"ÖCALAN'IN RADYOSU BİLE YOKTU ARTIK TV'Sİ VAR!"
Öcalan'ın şartlarını ve kaldığı mekanı bilmiyorum. Hiç gitmedim İmralı'ya. Bunlar işin detay kısmı. Önemli olan adadan gelen mesajların doğru bir şekilde iletilmesi. Ne konuşulduğunu bilmiyorum ama hepimiz görüyoruz. Çelişkili mesajlar çıkabiliyor. Önemli olan süreci hakkıyla sonuçlandırmak. Ada'nın da bu iradeyi göstermesi gerekir. Eskiden bir radyosu yokken artık televizyonu var. Daha geniş bir mekana geçti. Adadaki şartlar da zamanla iyileştirildi. Bunu bütün Türkiye biliyor. Öcalan'ın yanına gazetecilerin gitmesi bu sürecin selamat içinde devam etmesiyle mümkündür. Sekreterya gibi şeyler bir günde hallolabilir. Önemli olan herkes üstüne düşeni yapmalıdır. Önce silahtan molotoftan vazgeçeceksiniz.
ALEVİ AÇILIMINDA AK PARTİ'TE BİR DİRENÇ Mİ VAR?
Cem evi konusunda hükümetimizde bir direnç yok. Bir dayatma olsun istemiyoruz. Alevi toplumunun büyük ölçüde kabul ettiği ortak bir model çıksın istiyoruz. Devlet ne din ne mezhep tarif etmesin. Bunlar Türkiye'nin sıcak sorunları. Bir iki günde çözülecek işler değil. Burada aslolan güven tesis etmektir. Ben bu anlamda önemli bir gelişme yaşadık diye düşünüyorum. İnşallah kısa sürede somut adımlar da atılır.